Yunan işgal güçleri bile Osmanlı’yı bu kadar aşağılamamıştı!

8 Mart 2009 10:01 tsi
Davos'tan sonra alevlenen tartışmalarda Osmanlı'ya yapılan hakaretleri işgalci Yunanlar bile yapmamıştı... Erhan Afyoncu yazdı...

Erhan Afyoncu / Bugün

Son zamanlarda başbakanımıza yapılan ve uygun olmayan yakıştırmaları fırsat bilenler Osmanlı’yı, yani geçmişimizi aşağıladılar. Bu saldırılar bana İstiklal Savaşı döneminde Bursa’yı işgal eden Yunanlılar’ın Osman Gazi’nin sandukasını tekmelemelerini hatırlattı...

Davos’tan sonra başbakanımıza “Osmanlı padişahı”, “Sultan Selim”, “Sultan Abdülhamid” yakıştırmaları yapıldı. Bana göre bunlar pek uygun olmayan bir yakıştırmalar. Ancak bu yakıştırmanın sebebine bakmak gerek. Bu durumun en önemli sebebi milletimizin ABD ve AB tarafından hor görülmesi. Bazı yazarlarımız ise bu analizi bile yapmadan, hemen Osmanlı’ya saldırdılar.Osmanlı da bizim, Selçuklu da bizim, Göktürkler de bizim Türkiye Cumhuriyeti de bizim tarihimiz. Osmanlı olmasaydı Cumhuriyet olur muydu?. Bu devletler birbirinin şekil değiştirerek devamıdır.

YUNANLILAR DA OSMANLI’YI AŞAĞILAMIŞLARDI

Osmanlı’ya yapılan saldırılar bana İstiklal Savaşı döneminde cereyan eden bir olayı hatırlattı. 8 Temmuz 1920’de Yunan askerleri Bursa’ya girdiklerinde çok çirkin bir olay cereyan etmişti. Yunan işgal güçleri içerisinde bulunan Venizelos’un oğlu Sofokles, Osman Gazi’nin türbesine giderek kapıyı kırıp içeri girmişti.

Ancak içeri giren Yunanlılar, Osman Gazi’nin sandukasının haşmeti karşısında irkilmişlerdi. Türbede askerlerle birlikte alem yapan Sofokles, çizmeleriyle sandukaya üç tekme atıp, kılıcını sallayarak “Kalk, koca Osman! Kalk da torunlarının hâlini gör! Kurduğun devleti yıktık!” demişti.

DÜNYAYA HUZUR VERDİ

Osmanlı, dünyanın gördüğü en önemli medeniyetlerden biridir. İnsanlığa huzur vermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Müslüman olmayanlar, din değiştirmeye zorlanmadan devletin tespit ettiği kanunlar çerçevesinde ibadetlerini yerine getirip, yaşama hakkına sahiplerken, aynı durum Avrupa’da yoktu.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gayrimüslimlere davranışı çağına göre çok ileri ve kendi döneminde dünyanın diğer bölgelerinde mevcut olmayan bir tavırdır. Osmanlı İmparatorluğu, Roma ve İngiliz imparatorlukları ile birlikte dünyanın gördüğü üç büyük imparatorluktan birisiydi. Ancak hiçbirisi Osmanlı İmparatorluğu’nun yönettiği bölgelerde sağladığı huzur düzenini kuramamıştı.

TARiHiN KAPISI SUDAN’A VE DARFUR’A AÇILIYOR

Üsküdar Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde Dr. Coşkun Yılmaz ve birçok akademisyenin katılımıyla “Tarihin Kapısı”nı bu ay 11 Mart’ta aralayacağız. Bu programda ülkemizin en önemli İslam tarihçilerinden Doç. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı Mekke ve Medine’nin tarihini anlatırken, ülkemizin tek Afrika uzmanı olan Doç. Dr. Ahmed Kavas ise bilmediğimiz Osmanlı Afrikası’nı anlatacak.

Programda son günlerin en sıcak konusu olan Sudan ve Darfur da ele alınacak. Bizimle birlikte İngilizler’e karşı savaşıp, Osmanlı Devleti uğruna şehid düşen Darfur Sultanı Ali Dinar’ın Türkiye’de bilinmeyen ilginç öyküsü de anlatılacak. Haremeyn’in ve sınırları Kongo ve Sudan’a kadar uzanan Osmanlı Afrikası’nın bilinmeyen yönlerini öğrenmek isteyen tarih meraklısı herkesi 11 Mart Çarşamba saat 19’da Altunizade Kültür Merkezi’ne (Capitol’ün arkasında) bekliyorum.

SINIRLARA BAK AĞLA

Osmanlı İmparatorluğu’nun hakim olduğu sahada Arnavutluk, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna- Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Etiyopya, Filistin, Hırvatistan, Irak, İsrail, Karadağ, Katar, Kıbrıs, Lübnan, Libya, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldavya, Romanya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Suriye, Tunus, Umman, Ürdün, Yemen ve Yunanistan kurulmuştur.

Ayrıca bugünkü Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Sudan ve Ukrayna’nın da bazı kısımları Osmanlı toprağı olmuşlardı. Bütün bu bölgelerde asırlarca süren Osmanlı hakimiyeti günümüz dünya politikasına da etki eden derin izler bıraktı. Bu kadar büyük bir coğrafyaya hakim olmak büyük bir meziyettir. Ancak daha da önemlisi onlarca millet ve mezhebi barındıran bu coğrafyada 600 yıl huzur içerisinde hüküm sürmektir. Osmanlı’nın hakim olduğu coğrafya biz ayrıldıktan sonra hiç huzur bulmadı. Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve Ortadoğu’da kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı.

Bu haber 901 defa okundu.