Halk plajlara akın etti...

6 Mart 2009 12:26 tsi
Özdemir İnce Hürriyet’te soruyor: CHP ve MHP Doğu ve Güneydoğu’da neden yok? İnce’nin sorduğu soruya verdiği cevapta yeni bir şey yok: Tipik bir “Halk plajlara akın etti, vatandaş denize giremiyor” mevzuu. Ama İnce’nin

Özdemir İnce, uzun zamandır şair kimliğinden ziyade son derece sert, keskin bir üslupla dile getirdiği ulusalcı-Kemalist görüşleriyle dikkat çeken bir Hürriyet gazetesi yazarı. Politik konularda kalem oynatıyor. Politika yazmaya ilgisi azalmıyor, artıyor.

Zira, izleyebildiğimiz kadarıyla “geri, cahil, ne istediğini, ne istemesi gerektiğini bir türlü anlayamayan halk kitlelerinden” yana bir hayli muzdarip…

İnce, bugünkü yazısında “CHP ve MHP Doğu ve Güneydoğu’da neden yok” diye soruyor ve sorunu kendi mantalitesi ile şöyle ortaya koyuyor:

“Bir siyasal parti ile seçmenler arasındaki ilişki sosyo-ekonomik bir ilişkidir: Gelir dağılımı, işsizlik, ücretler, sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık. Bir siyasal parti bu kalemlerde sunduğu olanaklar ve programlar sayesinde seçmenle ilişki kurar.

CHP ve MHP’nin programlarında bu kalemler elbette var. Programlar okunsa da var, okunmasa da var. Ama AKP ve DTP’nin dışında kalan partilerin karşısında militan olmayan özgür bir seçmen kitlesi var mı? Yok! Neredeyse tamamı DTP ve AKP bağımlısı. Peki kim bu (uyuşturucu madde bağımlıları gibi) bağımlılar? AKP için dini kendilerine referans yapmış, şeyhler ve hocalar tarafından yönlendirilen, köleleşmiş müminler, "gaza (gazve)" ve "cihad" sonucu ele geçen ganimetten pay isteyen avantacılar! DTP için Kürt milliyetçiliğini ve kimliğini (etnisitesini) referans yapmış yığışımlar.

DTP ve AKP karşısında siyaset yapabilmek için, geriye kalan bütün partilerin de dini cemaat ve tarikatı; Kürt milliyetçilik ve kimliğini okşayacak politik sapmalara başvurmaları gerekiyor. Bu olanaksız: CHP dini cemaat ve tarikatın güdümünde din referanslı siyaset yapamayacağı gibi Kürt milliyetçisi ve kimlikçisi bir politika da üretemez. Bu suç değil, saygı duyulması gereken bir zorunlu tercih! MHP de Türkçü olduğu için Kürt milliyetçisi ve kimlikçisi politika üretemez. Sadece cemaatçı ve tarikatçı siyasete başvurabilir. Ve Ülkücülerin tekbir getirmelerine karşın bu parselde de inandırıcı olamaz, olamıyor!”

İnsanların siyasi partilere duydukları ilgiyi “uyuşturucu madde bağımlılığına” benzetmek, pek “şairane” bir üslup olmasa gerek.

İnce’nin hakaretamiz sözleri bununla da kalmıyor: İnce, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan vatandaşları şeyhlerin, hocaların “köle müminleri” olarak tanımlıyor. Onları bir “yığın” olarak görüyor, pardon, “yığışım”…

Zaten Özdemir İnce, yukarda alıntıladığımız “tespitlerinin” devamında, “sorun seçmenin zihinsel yapısında” diyerek meseleyi kendince halletmiş oluyor. Siz bunu “seçmenin cahilliği, geriliği” diye de okuyabilirsiniz…

Peki ne olacak bu durumun sonu? İşte İnce’nin cevabı:

“AKP ve DTP bu ilkel yapıyı sömürdükleri sürece Doğu ve Güneydoğu’da başarılı olabilirler. Toplumsal yapı ilkellikten kurtuldukça bu iki partinin şansı azalır. Bölgenin ilkel yapısı devam ederse (ki bu durumda edecek) yakın gelecekte bir tek sonuç yarattığını göreceğiz: Kanlı bir bölünme! CHP ve MHP’yi bu bölünme sürecine hizmet etmedikleri için kınamak bu kanlı bölünmeyi hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz!”

Geçtiğimiz yıl, bir TV’nin “geyik muhabbeti” yapılan bir programında, bir manken bayan, “benim oyumla dağdaki çobanın bir tek oyu var, olur mu böyle şey?” demiş ve tepki görmüştü.

Özdemir İnce’nin sözleri ise, tepki değil “ağır tespit” muamelesi görüyor… Oysa “zihinsel yapısı” itibarıyla ne farkı var? Bir fark varsa, o da İnce’nin sözlerinin o manken bayanın sözlerinde olmadığınca daha ağır ve hakaret niteliğinde olduğudur.

Acaba Türkiye’nin “o” tarafında yaşayan insanlarıyla, “bu” tarafında yaşayan insanlarının oylarının eşit olması uygulaması için bir “çare” düşünülemez mi? İnce ve İnce gibi düşünenlerin bu yönde formüller önermelerine, öyle görünüyor ki, az kaldı…

Bir zamanlar bir İstanbul valisinin sözleriydi; “Halk plajlara akın etti, vatandaş denize giremiyor”…

Hürriyet yazarlarının çok ciddi bir demokrasi terbiyesine ihtiyacı var. Onlara “yeni bir halk” bulamayacağımıza göre…

Bu arada İnce’nin kendine dert ettiği soruya bizim de bir cevabımız olmalı. Ne soruyordu İnce: CHP ve MHP Doğu ve Güneydoğu’da neden yok?

Bu sorunun cevabı, tam da İnce’ye bu yazıyı yazdıran mantalitenin kendisinde gizli…

Ankara’dan öteye yolu düşmemiş Özdemir İnce, o “yığışımların” yaşadıkları yerlere bir gitse, o insanları biraz tanımaya, anlamaya çalışsa, kendi sorusuna daha sağlıklı bir cevap bulabilirdi belki.

Yoksa çok mu iyiniyetliyiz?

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,097 defa okundu.