Olmaz demeyin: İran'a karşı Arap-İsrail ittifakı!

5 Mart 2009 11:52 tsi
'Artık, hepimiz, Obama yönetiminin ‘İran’la ilişkilerde diplomasiye şans tanıma’ politikasına sadece İsrail’in değil, Suudi Arabistan liderliğindeki hemen tüm Arap dünyasının da karşı olduğunu biliyoruz. O halde...'

Ardan Zentürk / Star

Hamas veya Hizbullah... Bu örgütler, Amerikan yönetimleri, düşmanları olan İsrail’i açıkça destekleseler de bugüne kadar hiçbir zaman Amerikan hedeflerine dönük bir eylemde bulunmadılar. Ama, bizler, onlara karşı bir cephe açarak, bu örgütlerin bir gün Amerikan hedeflerine de saldırmaları için adeta davetiye çıkartıyoruz...’

‘Amerika’nın İsrail politikası bir genellemeden ibarettir. Bu politikaya tavizsiz olarak bağlılık, zaman içinde Amerika’yı terörizmin bir numaralı hedefi haline getirmektedir.’

Bu sözler, Başkan Barack Obama’nın Amerikan Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanlığı’na getirdiği Charles ‘Chas’ Freeman’a ait...

Amerikan Kongresi içindeki Musevi lobisi ayakta...

Ülke yönetimindeki ağırlığı bilinen bu lobinin şemsiye örgütü AIPAC ayakta...

Bu teşkilatın, adı, İsrail için casusluk skandalına karışmış kalemlerinden Steve Rosen veya neoconların İsrail aşırı sağı ile bağlarını kuran bir başka kalemi Daniel Pipes ayakta...

Washington’da çok önemli bi’şeyler oluyor...

Lobiye rağmen bir seçim

Önce, Freeman’ı tanıyalım: 1943’te doğdu.Öğrenim geçmişinde Yale ve Harvard gibi dünyaca ünlü üniversiteler var. 1965’te Amerikan Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başladı. Uzatmayalım, yaşamı açısından tarihi dönüm noktası 1989-92 yılları arasındaki Suudi Arabistan büyükelçiliği oldu. Riyad’daki görevi sırasında Ortadoğu’yu yakından tanıdı, neler olup bittiğini, bu olan bitenlerin Washington’a yansımalarını farklı bir şekilde analiz etti.

Devamında, Suudi Arabistan tarafından desteklenen Middle East Policy Council’in başkanlığını yaptı. Bu görevi sırasında aldığı bir kararla tarih yazdı:

Chicago Üniversitesi’nden Prof.John Mearsheimer ile Harvard Üniversitesi’nden Prof.Stephen Waltz’ın birlikte hazırladıkları ‘İsrail Lobisi ve ABD Dış Politikası’ başlıklı özel çalışmayı yayınladı!..

Amerikan siyaset tarihinin bu konudaki ilk derli-toplu çalışmasını yayınlarken şu açıklamayı yapıyordu: ‘Amerika Birleşik Devletleri’nde kimse, söz konusu lobinin kendilerine getireceği siyasi cezalandırmayı göze almadan bu tür bir araştırmaya imza atamaz...’

Müthiş mücadele

Charles ‘Chas’ Freeman, şu anda, Amerikan istihbaratının stratejik hedeflerine yön veren bir kurumun başında ve bu atamaya karşı çıkan 9 Kongre üyesi, Obama’dan, Freeman’ın Suudi Arabistan’ın en büyük holdinglerinden Bin Ladin Grubu ile mali ilişkilerinin araştırılmasını talep ediyor.

Aslında talep edilen, yaşamı boyunca, Amerika’nın İsrail’e bağımlı Ortadoğu politikasını eleştiren bağımsız bir karakterin atandığı bu görevden alaşağı edilmesi...

Perde arkası farklı

İşinin görünen yüzü Obama’nın bu atamayla İsrail’e ağır darbe vurduğu yönünde. Ama, Ortadoğu’da kalıcı çözümü Filistin-İsrail hattında iki devletli zeminde bulan Israel Policy Forum (İsrail Politika Forumu) Siyasi Analiz Bölümü Başkanı M.J.Rosenberg’in, ‘İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerinin son derece iyi yolda olduğu bir dönemde bu tartışmanın neden yaratıldığını anlamış değiliz’ demesi çok önemli.

Doğrudur:

Suudi Arabistan ile İsrail, ‘nükleer İran tehditine’ karşı tarihin en garip ittifaklarından birini gerçekleştirmektedirler.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un, Obama yönetiminin İran’la geliştireceği yeni diplomasiyi anlatmak üzere İsrail’de olduğu gün, Suudi Dışişleri Bakanı Prens Suud el-Faysal’ın, Kahire’deki Arap Birliği toplantısında ‘Tüm Arap devletleri İran’ın nükleer hedeflerine karşı ortak cephede buluşmalıdır’ açıklamasını yapması bir tesadüf olarak kabul edilebilir mi?

Artık, hepimiz, Obama yönetiminin ‘İran’la ilişkilerde diplomasiye şans tanıma’ politikasına sadece İsrail’in değil, Suudi Arabistan liderliğindeki hemen tüm Arap dünyasının da karşı olduğunu biliyoruz.

O halde...

Charles ‘Chas’ Freeman’ın Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanlığı neyin işareti?..

Öngörümüzü söyleyelim:

Diplomasinin tıkandığı noktada Amerikan önderliğinde İran’a karşı oluşturulacak ortak İsrail-Arap cephesinin ilk adımı...

Filistin ve Gazze mi dediniz? Pardon... Duyamadım...

Bu haber 747 defa okundu.