Diplomasinin '1 numarası' operasyon yapıyor

4 Mart 2009 14:38 tsi
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Türkiye ziyareti tarihi nitelikte ve elbet çok anlamlı. Ancak Clinton’ın katılmayı tercih ettiği TV programının niteliği ayrıca tartışılmayı hak ediyor. ABD diplomasisinin 1 numarası Türkiye’ye ope

Obama’nın Beyaz Saray’daki başkanlık koltuğuna oturmasıyla “ABD-Türkiye ilişkileri nasıl olacak?” şeklindeki soru artık özelliğini yitirmiş görünüyor. Zira ABD Türkiye’ye özel bir önem gösteriyor. Stratfor isimli kuruluşun başkanı gölge CIA George Friedman’ın Türkiye’de bulunduğu bugünlerde Ankara ABD dışişleri Bakanı Hillary Clinton’u ağırlamayı bekliyor. Clinton ilk yurtdışı ziyaretini Asya’ya yaparak görevine başlamıştı. Amerikan yönetiminin dünya haritasına nasıl baktığını kanıtlarcasına şimdi Ortadoğu’yu ve Avrupa’yı ziyaret ediyor. Türkiye de Clinton’un durakları arasında.

Buna normal bir gezi gözüyle bakabilirsiniz. Değil… Çünkü ilk kez bir ABD üst düzey yöneticisi Türkiye’de bir programa katılıyor. Program haber programı değil… Röportaj da yapılmayacak. Aksine, Clinton NTV’de yayınlanan ve Çiğdem Anat, Pınar Kür, Müjde Ar ve Aysun Kayacı’nın birlikte sunduğu Haydi Gel Bizimle Ol programına katılacak. Orada siyaset değil magazin konuşulacak. Anat, Clinton’a Monica Levinski’yi soracağını söylüyor. Büyük bir ihtimalle bol kahkahalı güzel bir program olacak. Tüm Türkiye ABD Dış İşleri Bakanı’nın “öteki” yüzünü tanıyacak.

Diplomasinin 1 numarasından kamu diplomasisi

Bir ABD Dış İşleri Bakanı neden bir TV programına katılır? Özellikle Türkiye’de ilk kez bunu tam da şimdi neden yapar? Bu sorunun yanıtı ABD’nin yeni dış politika bakışında yatıyor. Bu bir “gönül çalma” operasyonu. Kamu diplomasisi… ABD dış politikasının bir numarası tarafından yürütülüyor. Washington’un Türkiye’ye verdiği önemi yansıtıyor. Üstelik Obama yönetimi askeri-sivil Türk bürokrasisinin değil, hükümetin değil, iş dünyasının değil, sokağın kalbini kazanmaya çalışıyor.

Lobicilere kötü haber

Bunun akla getirdiği ki şey var: 1. ABD Bush döneminde yaratılan imaj kaybını gidermek için elinden geleni yapıyor. 1 Mart ve Irak savaşı ve PKK’ya göz yumulmasıyla Türkiye’de artan Amerikan karşıtlığını dizginlemeye çalışıyor. 2. ABD’nin Türk bürokrasinin kalbini ve aklını kazanarak Ankara’yla diyalog kurmak yerine toplumun kalbini kazanarak diyalog kurma arayışına girmesi daha da önemli. Bunun iması ise Türkiye’nin güçlü bir demokrasi olduğu gerçeğinin artık kabul edilmesi. Yani kapalı kapılar ardında yapılan lobi çalışmaları Türk-Amerikan ilişkilerinde etkisini yitiriyor. Şimdi Ankara’da “bu, lobicilere ve Obama yönetimi üzerinde baskı kurarak Türk siyasetine müdahil olabilir miyiz diye düşünenlere kötü haber” yorumları yapılıyor.

İyibilgi.com

Bu haber 1,160 defa okundu.