HaberTürk Gazetesi, iyi mi kötü mü? | " /> HaberTürk Gazetesi, iyi mi kötü mü? | "/>

En Sıcak Konular

HaberTürk Gazetesi, iyi mi kötü mü?

2 Mart 2009 11:25 tsi
HaberTürk Gazetesi, iyi mi kötü mü? ‘İlk elin günahı olmaz’ denir. Biraz öyle yapacağız. Kantarın topuzu olacak ama kaçırmayacağız. Önce peşini ödeyelim: yeni gazete hayırlı olsun, meslektaşlarımızı kutluyor, başarılar diliyoruz. Sonra ‘dost acı söyler’i yazalım... <

Eğer HaberTürk Gazetesi’nin ve Fatih Altaylı’nın “değişik olacak" sözünü, vaad olarak aldıysanız, bu yerine geldi. HaberTürk “değişik” bir gazete. Fiziki –şeklî yapısı değişik.

Kötü mü? Hayır iyi. Biraz okur alışkanlıklarını zorlayacak. Ama sakıncası yok. Daha küçük olması, okunurken gazetenin kontrol edilmesini kolaşlaştırıyor.

Gazete kağıdı da verilen söze uygun. Renkleri ve metinleri daha canlı olarak okura yansıtıyor, resim netleştiriyor. Elde tutması, taşınması, (kalın olmasına rağmen), çantaya sığdırılması kolay.

Gazete biraz da “temas” işidir. Gazeteye dokunduğunuzda, tensel bir hoşluk vermesi gerekir. Bu da HaberTürk’ün artılarına yazılmalı. (Hakikaten el boyamadığını, bize su/sabun tasarrufu yaptırdığını da ekleyelim.)

Yeni diyebiliriz ki, gazete, teknik açıdan, görsel açından, kalite açısından ve okura sunduğu değişiklik açısından iyi.

"Ek" mi Gazete mi?

Gazetinin fiziki yapısı üzerinden bazı eleştiriler gelebilir. Ancak bunu uzun yıllar içinde oluşmuş alışkanlığa bağlamak gerekiyor. Yani bir hafta üst üste HaberTürk alan bir okur, farklılığı kısa sürede hazmedebilir. Büyük bir sorun yok yani.

Gazetenin parçalı olması da önemli. Bu da yenilik sayılmalı. Çünkü bugüne değin, başka gazeteler de “ek” verdi. Ancak bu ekler genellikle magazin veya şehir ekleri özelinde yapıldı. Ya da promosyonlar veya reklam için kullanıldı.

HaberTürk ise, bir gazetenin ana konularını ekleştiriyor. Ekonomi, spor gibi. Gazeteden koparıyor. Esasen bu oldukça Batı tarzı bir uygulama.

ABD’de de çok yaygın. Eve giren bir gazetenin sadece belli bir bölümünü isteyen okurun, o eki çekerek ve başkasına ihtiyaç duymadan günlük haber ihtiyacını gidermesi, “profesyonel okur” kalibrasyonunu yükseltiyor ve tabi kolaylık getiriyor.

Yani bankada çalışan babanın ekonomi ekini alarak evden çıkması, kızın magazine el koyması, oğlanın spor ekini kapması fikrine dayanıyor. Gazeteyi kim okuyor derseniz, o Türkiye özelinde zaten tartışmalı bir konu!

Ancak bu mantık doğru olsa bile, yani Türkiye’de okurun tırnak içinde yazalım, “profesyonel” olduğu varsayılsa bile, o ekleri hazırlayan gazetecilerin de mesleklerinde “sınıfsal uzmanlığa” sahip olması gerekir!

Yani ekonomi ekiniz, bir ekonomi gazetesi tüm artılarına sahip olmalı. HaberTürk öyle mi? Birinci, “ilk elin günahı olmaz” jokerimizi burada kullanalım.

Peki ama HaberTürk yayın yönetimi bu stratejiyi mi uyguluyor. Tam değil. Gazetenin çok safyalı olması (büyükşehirlerde 90 sayfa gibi ve diğer gazetelerin iki katı) ek çözümünü getirmiş olabilir.

Oldukça teknik bir noktadan bahsediyoruz ve bunun okuru direkt olumlu veya olumsuz etkilediğini söylemek şimdiden doğru olmaz.

Daha fazla satabilirdi, isteselerdi!

İkincisi; ilk günün baskı ve satış grafiği. Kimi kaynaklar HabertTürk’in ilk gün için 550 bin basıldığını, bunun 400 binden fazlasının satıldığını söylüyor. Ama sanırız doğru rakam bizzat Altaylı’nın açıkladığı olmalı.

Yani matbaa çıkışı olarak 450 bin baskı ve yaklaşık 410 binlik satışın yakalandığı. Bu hayli yüksek bir oran ve büyükşehirlerde, belli bir saatten sonra okurun gazete bulamadığı anlamına geliyor.

Bu kötü değil. Tersine iyi. Gazete bulamayan okuru bir sonraki güne devreder ve ilgiyi artırır. Sonraki ek baskılar da zaman yüzünden, (muhtemelen saat 15:00 ve hatta daha sonra yeni baskının ulaştığı bayiler olmalı) satılmayabilir.

Peki ama neden HaberTürk ekibi, ilk gün büyük ilginin olacağını bile bile, (gazete çıkmadan önce Altaylı 100 bin satışa oturmayan bir gazetede işinin olmayacağını söylemişti ama bunu mütevazı bir açıklama sayıp, ilk günün hedefi olarak görmediğini bilmek gerekiyor.) daha fazla örneğin 800 bin basmadı?

Çünkü bu baskı rakamı ve iyi bir dağıtımla 550 hatta 600 binlik bir rakama ulaşılabilirdi.

Sanırız burada iki nokta kararı etkiledi. Bunlardan biri yüksek satış rakamının, ileriki günlerde dramatik bir düşüşle moralleri bozmasını engellemek.

Çünkü nispeten pahalı olacağı, (rakam önce 75 kuruş olarak tespit edilmiş, ancak en azından bir iki hafta 50 kuruşluk tanıtım fiyatına çekilmişti) bilinen gazetenin yarım milyonluk satışı “oturtması” biraz zor.

İkincisi ise kimine göre 71 kimine göre 74 Kuruş maliyetli beher gazetenin, 50 kuruşluk her satışta zarar edeceği fikri olabilir.

Eğer gerçekten bu düşünüldüyse iyi bir fikir olmamış. İlk günler bunu patronajın göğüslemesi gerekiyordu. Tabii öyleyse.

Reklamlar!

Fiziki yapı ile ilgili son sözümüz şu olsun. Gazetenin aldığı bazı tam safya hatta çift tam sayfa reklamların, meslekte “kulaklı” tabir edilen, sayfanın yaklaşık yarım sayfa uzatılarak gazetinin dışına çıkarılması uyguluması da fena değildi.

Ama sadece fena değildi. İyiydi diyemiyoruz. Fena değildi çünkü, o kulaktan tutup, reklam sayfasını gazetinin dışına çektiğinizde, reklam elinize geliyor ve bakıp kaldırıyorsunuz. Üstelik o sayfanın arkası da reklam.

Yani bir anda elinizde okunması gereken iki gazete olmuyor. Reklam ilginizi çektiyse bakıyorsunuz, çekmiyorsa atıyorsunuz.

Fakat ilk gün sayısında yer alan “çift kulaklı”, yani sağlı sollu iki tam sayfanın, ayrıca iki tam safya eklenerek açıldığı ve 4 sayfaya ulaştığı reklam sayfaları fikri iyi olmamış.

HaberTürk muhasebesinin hoşuna gidebilir ama okurun gitmedi. Gazete dağıldı. Bu yöntem genellikle harita veya ansiklopedi kitaplarında olur! Ayrıca içe kıvrılan sayfalar, bazı gazete nüshalarında diğerinin üstüne gelmiş, aç açabilirsen.

İç ve Dış politika niye böyle?

Gelelim içeriğe. Fazla söylenecek birşey yok. 1) Haber azdı. 2) Derinlikli haber yoktu. 3) Özel haber (en azından ilk sayı için) yoktu. Dış politika sayfası (neden bir sayfa? Artık örneği yok. Artık “dünyada bunlar oldu” türünden dünya sayfaları yapılmıyor! İkinci “ilk elin günahı olmaz” jokeri!

İç politika da öyle. Az haber var. Ve farklı haber yok! İç ve dış politika sayfaları çok zayıf. Bunlar gerçekten önemli. Hani Altaylı’nın dediği gibi, “en kötü sayı ilk sayıdır” prensibine bağlı kalalım ama, bu iki konu kritik.

Spor, magazin, şehir ekleri vs girmiyoruz. Fena değiller, hatta iyiler. Sorun yok. Ama bunlar aksatır. Çünkü, köşe yazarları da az olan bir gazete sunduğunuzda, göz, “sağlam” iç ve dış politika haberi arıyor.

Üstelik (Cumhuriyet Gazetesi) dışında (!) başta Hürriyet olmak üzere, (HaberTürk’ü ne kadar merak ettiklerini biliyoruz) sert birinci sayfa ile çıkan pek olmadı. Güzel bir avantajdı.

Hatta Hürriyet’in daha önce Milliyet’de yayınlanmış bayat bir bir haberle çıktığı iddia edildi. Eee? Bugün Hürriyet öyle değil. Bugün daha sağlam. Örneğin bir dış politika sayfasına alıcı gözüyle bakılsın.

Sonuç: Dün HaberTürk’ün ilk sayısını elimize aldık. İyi gazete olacağı işaretlerini veriyor. Hayırlı olsun. Tüm meslektaşlarımızı tebrik ediyoruz. İstedikleri, tasarladıkları gibi bir gazeteyi zamanla oturtmalarını temenni ediyoruz.



Bu haber 1,768 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,553 µs