En Sıcak Konular

Kanserli kasaba bavullarını topladı

0 0 0000 00:00 tsi
Türkiye'nin kanser haritasını çizen Sağlık Bakanlığı, toprağında kanser bulunan iki kasabayı olduğu gibi başka yere taşımaya başladı. Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, Türkiye'deki kanser vakalarını ve kanserden korunma yollarını anlattı:

* Kanserden ne kadar korunabiliriz?
Kanserlerin yüzde 15-20'si genetik kökenlidir. Ama yüzde 70'ini yaşam şeklimizi ve tarzımızı değiştirerek engelleyebiliriz. Kanserden, henüz hiç oluşmadan korunmamız mümkün. Eğer sigara içmez ve sigara içilen ortamda bulunmazsanız, akciğer ve bronş kanseri riskiniz hemen hemen sıfırdır. Hatta mesane kanserinden de korunmuş olursunuz. Düzenli fiziksel aktivite, Akdeniz mutfağı ağırlıklı beslenme, sağlıklı bir çevrede yaşamak, stresten uzaklaşmak ve aşılar; hep bu ilk koruma önlemleri içindedir. Güneşten korunmak da cilt kanserlerinin önlenmesinde önemlidir. İkincil korunmada ise vücudumuzda kanser hücresi oluşmaya başlamıştır ancak bir şikayet henüz oluşmamıştır. Bu dönemde tarama testleri ile daha kanser şikayetleri çıkmadan teşhis etmek ve bu kanseri yok etmek mümkündür.

* Kanseri erken teşhis için hangi testlerin yaptırılmasını öneriyorsunuz?
Örneğin; meme kanseri için n9 yaşından sonra her iki yılda bir mamografi çektirmek, rahim ağzı kanseri için seksüel yaşama başladıktan sonra her iki yılda bir simir testi yaptırmak, prostat kanseri için n0 yaştan sonra PSA baktırmak, bağırsak kanseri için n0'lı yaşlardan sonra her yıl en az bir kez dışkıda gizli kan baktırmak, mide kanseri için atrofik gastrit ve helikobakter pilori taraması yapmak ve cilt kanserleri için cildimizdeki benlerin düzenli muayenesi önemli bir korumadır. Bunlar; tarama testleri olup, bu kanserlerin şikayet vermeden tespitini ve tam tedavisini mümkün kılan önlemlerdir.

* Türkiye'de ne kadar kişi bu testleri yaptırabiliyor?
Bu testler o kadar ucuz testler ki, rahim ağzı kanseri için gereken test ve mamografi zaten tarama programları içindedir. Eğer bir sosyal güvenceniz yoksa da ücretsiz yapılıyor zaten. Diğerlerini de insanlar günde bir paket sigaraya verdikleri paranın çok daha azıyla yaptırabilirler. Yaptırmıyorlarsa parasızlıktan değil, bilgisizliktendir. Kaldı ki yaptığımız çalışmalar; 'neler kansere yol açar' ve 'nasıl korunulur' gibi kanser farkındalığının Türkiye'de yarı yarıya olduğunu gösteriyor. Bu oran çağdaş ülkelerde yüzde 80-90 civarında.

* Kanser ve beslenme ilişkisi gerçekten bu kadar kuvvetli mi?
Farklı kaynaklara göre kanserin beslenme ile ilgisi yüzde 10 ile 70 oranında. Genel olarak yüzde 35 kabul ediliyor. Bu çok yüksek bir oran; radyasyon ve sigarayı beslenmeyle kıyaslarsak, beslenmenin önemi daha çok anlaşılır. Radyasyonun kanser oluşturma oranı normal koşullarda yüzde 1 ile 5 arasındadır. Sigara içmenin kanser oluşumuna etkisi ise ortalama yüzde 25 olarak bildiriliyor. En önemlisi; tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 70'i beslenme, egzersiz ve diğer yaşam tarzı alışkanlıklarıyla önlenebiliyor.

* Türkiye'de kanser en çok hangi yaş grubunda görülüyor?
Kanser aslında bir yaşlılık hastalığı ve n5 yaşından sonra sıklığı giderek artıyor, 60 yaşından sonra daha da artıyor. Ancak iki kanser türü var ki erken yaşlara kayıyor. Akciğer ve mide kanseri; Türkiye'de daha erken yaşlara yani 30'lu, n0'lı yaşlara kayıyor ve bunun da en önemli nedeni sigara.

4 BİN KAT FAZLA RİSK!


* Türkiye'de özel kanserli bölgeler var mı?
Türkiye'yi havasından suyuna kadar inceledik. Akciğer zarı kanserinin İç Anadolu'da bir bölgede dünya ortalamasının 4 bin katı kadar fazla olduğunu gördük. Toprağını inceledik. Yaptığımız araştırmalar; volkanik bir atık olan erionet ve aspest kristallerinin o bölgede son derece yoğun olduğunu gösterdi. Nevşehir, Konya, Eskişehir, Diyarbakır, Hatay ve Yozgat'ta 11 köyün toprağı bu anlamda büyük bir risk oluşturuyor. Dokuz köyün toprağını rehabilite etmek için çalışma başlattık. İki köy ise taşınmaya başlandı. Bu yıl Nevşehir'de yalnızca 4 bin haneli Tuzköy kasabasını kanser nedeniyle başka bir alana taşıyoruz. O bölgeyi de ıslah etmeye başladık. Şimdilik biri Nevşehir'in Tuzköy kasabası, iki kasaba taşınıyor.

* Toprağında kanser bulunan köyler nasıl rehabilite edilir?
Mesela eğer evlere aspestli topraktan duvar sıvası yapıldıysa onları yağlı boya ile kapatıyoruz, bu toprakların boya olarak kullanılmasını engelliyoruz. Yerleri tahta ile kaplıyoruz. O bölgede hayvan alımı yapılmasını engelliyoruz. Aspestli bölgede çocukların oynamasına izin vermiyoruz. Bazı yerlerde tam aspestli toprağın üzerine köy koymuşlar. n0 yıldır bu konuşuluyordu ama harekete geçilmiyordu (para ayırmakla ilgili). O bölgedeki insanları taradık ama köylüler bize çok kızgınlar. Çünkü kanser bilincimiz yok. Orada kanser var diye köylüler kaç yıldır patateslerini satamadılar.

BİZDEN KIZ ALMAZLAR!

* O bölgeden çıkan ürünün tehlikesi yok mu, satışını yasakladınız mı?
Hiçbir tehlikesi yok. Bu bir bulaşıcılık değil, topraktan korunmakla düzelebilir. Nesilden nesile geçecek diye korkuyorlar. Onları ikna edecek güveni verememişiz. O köyler açık açık ifşa edilirse, diğer köyler onlardan kız almaz diye çekiniyorlar.

* Karadeniz'de kanser tehlikesi nasıl?
Karadeniz'de, Çernobil kazasının olduğu dönemde, o günkü politikacıların halktan bir şeyleri saklamaları, halkta güvensizlik oluşturmuş. Bu nedenle şu anda ne yapsak bir inanç eksikliği var. 'Son iki yıldır Çernobil ile ilgili bir kanser artışı var mı' diye bir araştırma yaptık. Evet ülke genelinde kanser artışı var ama Karadeniz'de Türkiye'nin genelinden farklı bir kanser artışı yok. Ayrıca Karadeniz'de Çernobil ile ilişkilendirilebilen bir kanser artışı da yok.

* Nasıl bir araştırma yaptınız, emin misiniz?
Son 20 yıldır bütün Karadeniz'den çıkan kanser vakalarının geriye yönelik olarak profilini çıkardık. n8 bin hane yani aşağı yukarı 80 bin nüfus taramadan geçirildi. Karadeniz Teknik, Dokuz Eylül, Ege, İstanbul, Hacettepe, Gazi, Akdeniz, Ankara ve Bilkent üniversiteleri ile Sağlık Bakanlığı'nın eğitim hastaneleri katkıda bulundular. Ve yapılan araştırmalar bir rapor olarak da sunuldu. Bu bilimsel çalışmaya göre; Karadeniz'de Türkiye'nin genelinden farklı bir kanser artışı yok. Çernobil, kanser açısından bizi etkilemedi diyebiliriz.

Günaydın



Bu haber 340 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,852 µs