En Sıcak Konular
‘Turuncu’ en çabuk ‘kızıl
26 Şubat 2009 11:53 tsi
Doğu bloku çöküyor. Eskisi zaten çöktü. Bu yenisi. Bu sefer Avrupa’yı vuracak. Üstelik istihbarat raporları bunu söylemişti. Önce ekonomi değişecek, sonra iktidarlar! Hangi ülkeler ayakta, hangileri yerde kalacak? iyibilgi tam liste veriyor.
2008 yılında tüm ABD istihbarat örgütlerinin bir araya gelerek oluşturdukları, küresel değişim raporu, AB ile Rusya arasında kalan eski doğu bloku ülkelerinin çok ciddi krizlere ve iktidar değişikliklerine yuvarlanacağını söylüyordu.
Hani şu, Türkiye’nin 2020 yılında önlenemez biçimde yükseleceğini ve başat ülke, bölgesel süper güç haline dönüşeceğini söyleyen rapor.
Tabii unutuldu gitti. Ama aynı rapor, Sovyetler’in dağılmasından sonra “kadife” ya da “turuncu” devrimlere uğrayan bu ülkelerin, ekonomik olarak çökeceğini öngörmüştü.
Bundan sonra da bu ülkelerde mafyavari çeteleşmelerin iktidara gelebileceğini iddia etmişti. Görünen o ki, şimdi ilk safha yaşanıyor. Bu ülkeler ekonomik açıdan çöküyor.
Avrupa Birliği açısından bu durum oldukça riskli ve korkutucu. Peki ama hangi ülkelerden bahsediyoruz. Liste uzun.
Önce haritanın bütününü sayalım; Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Livtanya, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Ukrayna, Sırbistan, Belarus hattından bahsediyoruz.
Yani upuzun ve görkemli bir fay hattı. Ancak hepsinin durumu kötü değil. Büyük risk altında olan ve muhtemelen toparlanamayacak, kimisi de kılpayı kurtulabilecek ülkeler de şöyle;
Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Romanya, Ukrayna. Bunların içinde ağır risk taşıyan ülkeler ise; Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Ukrayna.
Bunların arasında da, Estonya, Letonya, Ukrayna’yı bu işten kazasız belasız çıkma ihtimali en az olan ülkeler olarak sayabiliriz.
Peki ayakta kalma ihtimali bulunanlar: Bulgaristan (büyük ihtimal), Polonya, Romanya, Slovakya (büyük ihtimal), Çek Cumhuriyeti (bir ihtimal), , Slovenya, Sırbistan, Belarus (çok büyük ihtimal).
Kategorize ettiğimiz bu ülkelerin bir çoğunda önümüzdeki sene ekonomi bir felaket olacak. Büyük ölçüde küçülecekler ve zaten hasbeldaker dengede duran ekonomileri, işsizlik, üretim eksikliği, politik çalkantılarla sarsılacak.
Tabii böylesi bir durumun ilk dalgası Batı Avrupa’yı da vuracak. Bu ülkeler kredi veren AB ülkelerinin kimi bankaları, küresel kriz nedeniyle zaten sıkıntı yaşadıklarından zor duruma düşebilirler. Sıkıntı kelimesini de hafife almayın. Borç denen miktar, yaklaşık 2 trilyon euro! Can dayanmaz denir ya, öyle.
Fay üzerindeki bu ülkeler zaten, yabancı sermaye “azalması”, ihracat düşmesi, paralarının değer kaybı yüzünden tehlikedeydiler. Bu nedenle eğer ikinci bir kriz dalgası yaşarlarsa (dışarıdan değil artık içeriden) sallanmaları hızlanacak.
Korkunun kırık notları...
İşte bu nedenle uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da hızla notlarını düşürmeye başladı. Önce Romanya ve Letonya, sonra Ukrayna'nın kredi notları kırıldı.
Aslında bu ülkeler, geçtiğimiz yıllarda yaşanan kadife devrimlerin etkisi ile olsa gerek (!) büyük oranda yabancı para kazanmışlardı. Rakam öyle büyüktü ki, dünya çapındaki yabancı sermayenin yüzde 50’sine denk geliyordu!
Artık bu para yok! Peki bu ülkeleri kim kurtaracak? Muhtemelen kimse! Uluslararası para kuruluşları bu ülkelere yardım edilmesi gerektiğini söylüyor ama başta AB ülkeleri olmak üzere pek kimsenin niyeti yok.
Bir ihtimal IMF el uzatacak. AB de bunu istiyor. Ama ne kadar? Bu daha tartışılacak ve IMF’in de paraya ihtiyacı var. Belki Japonya’nın verdikleri buraya aktarılabilir, bilinmiyor.
Hasılı bu hat üzerinde ülkelerin canı sıkkın. Ya politik gelişmeler? Bu ülkelerde doğacak huzursuluğun yaratacağı boşluk nasıl doldurulacak? Açık söyleyelim, kim dolduracak?
Garip olan da biraz burası. Bölgeye yakın büyük ülkelerin ayakta duracak hali pek yok. Bu ülkelerin tamamının ayakta tutulması neredeyse mümkün gözükmüyor.
İşte belki de bu yüzden, ABD istihbarat raporları bu ülkelerde bulunan mafyavari ve güçlü çeteleşmelerin yönetimler üzerinde etkili olabileceğini öne sürüyor. Ama onlar kime yakın duracak?
Turuncuya mı, kızıla mı?
Bu haber 2,216 defa okundu.
kapat
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
2008 yılında tüm ABD istihbarat örgütlerinin bir araya gelerek oluşturdukları, küresel değişim raporu, AB ile Rusya arasında kalan eski doğu bloku ülkelerinin çok ciddi krizlere ve iktidar değişikliklerine yuvarlanacağını söylüyordu.
Hani şu, Türkiye’nin 2020 yılında önlenemez biçimde yükseleceğini ve başat ülke, bölgesel süper güç haline dönüşeceğini söyleyen rapor.
Tabii unutuldu gitti. Ama aynı rapor, Sovyetler’in dağılmasından sonra “kadife” ya da “turuncu” devrimlere uğrayan bu ülkelerin, ekonomik olarak çökeceğini öngörmüştü.
Bundan sonra da bu ülkelerde mafyavari çeteleşmelerin iktidara gelebileceğini iddia etmişti. Görünen o ki, şimdi ilk safha yaşanıyor. Bu ülkeler ekonomik açıdan çöküyor.
Avrupa Birliği açısından bu durum oldukça riskli ve korkutucu. Peki ama hangi ülkelerden bahsediyoruz. Liste uzun.
Önce haritanın bütününü sayalım; Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Livtanya, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Ukrayna, Sırbistan, Belarus hattından bahsediyoruz.
Yani upuzun ve görkemli bir fay hattı. Ancak hepsinin durumu kötü değil. Büyük risk altında olan ve muhtemelen toparlanamayacak, kimisi de kılpayı kurtulabilecek ülkeler de şöyle;
Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Romanya, Ukrayna. Bunların içinde ağır risk taşıyan ülkeler ise; Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Ukrayna.
Bunların arasında da, Estonya, Letonya, Ukrayna’yı bu işten kazasız belasız çıkma ihtimali en az olan ülkeler olarak sayabiliriz.
Peki ayakta kalma ihtimali bulunanlar: Bulgaristan (büyük ihtimal), Polonya, Romanya, Slovakya (büyük ihtimal), Çek Cumhuriyeti (bir ihtimal), , Slovenya, Sırbistan, Belarus (çok büyük ihtimal).
Kategorize ettiğimiz bu ülkelerin bir çoğunda önümüzdeki sene ekonomi bir felaket olacak. Büyük ölçüde küçülecekler ve zaten hasbeldaker dengede duran ekonomileri, işsizlik, üretim eksikliği, politik çalkantılarla sarsılacak.
Tabii böylesi bir durumun ilk dalgası Batı Avrupa’yı da vuracak. Bu ülkeler kredi veren AB ülkelerinin kimi bankaları, küresel kriz nedeniyle zaten sıkıntı yaşadıklarından zor duruma düşebilirler. Sıkıntı kelimesini de hafife almayın. Borç denen miktar, yaklaşık 2 trilyon euro! Can dayanmaz denir ya, öyle.
Fay üzerindeki bu ülkeler zaten, yabancı sermaye “azalması”, ihracat düşmesi, paralarının değer kaybı yüzünden tehlikedeydiler. Bu nedenle eğer ikinci bir kriz dalgası yaşarlarsa (dışarıdan değil artık içeriden) sallanmaları hızlanacak.
Korkunun kırık notları...
İşte bu nedenle uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da hızla notlarını düşürmeye başladı. Önce Romanya ve Letonya, sonra Ukrayna'nın kredi notları kırıldı.
Aslında bu ülkeler, geçtiğimiz yıllarda yaşanan kadife devrimlerin etkisi ile olsa gerek (!) büyük oranda yabancı para kazanmışlardı. Rakam öyle büyüktü ki, dünya çapındaki yabancı sermayenin yüzde 50’sine denk geliyordu!
Artık bu para yok! Peki bu ülkeleri kim kurtaracak? Muhtemelen kimse! Uluslararası para kuruluşları bu ülkelere yardım edilmesi gerektiğini söylüyor ama başta AB ülkeleri olmak üzere pek kimsenin niyeti yok.
Bir ihtimal IMF el uzatacak. AB de bunu istiyor. Ama ne kadar? Bu daha tartışılacak ve IMF’in de paraya ihtiyacı var. Belki Japonya’nın verdikleri buraya aktarılabilir, bilinmiyor.
Hasılı bu hat üzerinde ülkelerin canı sıkkın. Ya politik gelişmeler? Bu ülkelerde doğacak huzursuluğun yaratacağı boşluk nasıl doldurulacak? Açık söyleyelim, kim dolduracak?
Garip olan da biraz burası. Bölgeye yakın büyük ülkelerin ayakta duracak hali pek yok. Bu ülkelerin tamamının ayakta tutulması neredeyse mümkün gözükmüyor.
İşte belki de bu yüzden, ABD istihbarat raporları bu ülkelerde bulunan mafyavari ve güçlü çeteleşmelerin yönetimler üzerinde etkili olabileceğini öne sürüyor. Ama onlar kime yakın duracak?
Turuncuya mı, kızıla mı?
Bu haber 2,216 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle