Neler oluyor: Şivan dönüyor...

25 Şubat 2009 15:22 tsi
Başbakan Erdoğan “ne Şivan’lar, civanlar annelerinden ayrı kaldı” dedi. Bu, ünlü Kürt sanatçı Şivan’a “geri dön” çağrısı olarak anlaşıldı. Şivan da öyle anladı zaten. Bu vesileyle hatırlatma gereği duyduk: Bir şeyler ol

Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde yaptığı konuşmadan akılda kalan en önemli vurgulardan biri, “Şivan’a geri dön çağrısı” olarak anlaşılan sözleriydi. Başbakan’ın bu sözlerinin o şekilde anlaşılması doğaldı.

Başbakan, “Türkiye tarihiyle barışamadı. Ne Şivan’lar, ne civanlar annelerinden ayrı kaldı” demiş ve devam etmişti, “Merhum Özal Türkiye’ye getirdiğinde hepimiz Cem Karaca’yı ne kadar da özlemiş olduğumuzu fark etmedik mi?”  demişti.

Bu sözlerin “Şivan’a geri dön çağrısı” olarak anlaşılması doğaldı, ama bu çağrıya Şivan icabet eder miydi?

Bugünkü Hürriyet gazetesinde yer alan bir haberden öğreniyoruz ki, sanatçı Şivan Perver, Başbakan’ın sözlerini bir “geri dön” çağrısı olarak anlamış ve bu “duyarlılığa” teşekkür ediyor.

Perver, Kültür Bakanlığı’ndan kendisiyle telefonla temas kurulduğunu belirtiyor ve önümüzdeki günlerde bir araya gelebilecekleri mesajını veriyor. Geri dönüş konusunda ise, Şivan, “yeni albümüm çıktıktan sonra” diyor. Bu şekilde asıl kastettiği ise, seçimlerin sonrası.

Şivan dönecek…
Şivan Perver’in geri dönüş konusu aslında yeni değil. Son birkaç yıldır, Şivan’ın kendisi tarafından dile getirilen bir konu. 21 Mart Nevruz kutlamalarının hemen öncesinde “Şivan gelecek” türü haber ve söylentiler çıkması, neredeyse “rutin” bir hal aldı. Ama her defasında bu haber ve söylentiler, yerini “bir başka bahara” bırakmıştı.

Şivan Perver’in Türkiye’ye geri dönmesinin neden bu kadar önemli olduğu düşünülebilir. Önemli, çünkü Şivan, Avrupa’da çok sayıda bulunan sanatçılardan “herhangi birisi” değil. O, 1977 yılında Türkiye’yi terk etmeden önce Türkiye’de yaşayan Kürtler içerisinde kasetleri gizlice çoğaltılıp elden ele dolaştırılan, şarkıları söylenen biri idi.

Avrupa’da sürgün olduğu bu yıllar boyunca, sanatçı yönü körelmedi, aksine daha da gelişti. Sanatsal üretkenliğiyle Avrupa’da yaşayan Türklerin, Kürtlerin çok dinlediği aranılan bir sanatçı olmakla kalmadı, bütün Kürtlerin aynı duygu ve duyarlılıklarla sahiplendikleri bir sanatçı oldu.

Şivan Perver de bu ilgiyi sürekli kılmasını bildi. Bunun en başlıca nedenlerinden biri, “örgütlerle” arasına kesin bir mesafe koymasıydı. Bu duyarlılığı nedeniyle zaman zaman tehdit edildi, baskılara, dayatmalara maruz kaldı; ama o duruşunu bozmadı. “Ben sanatçıyım. Herhangi bir örgütün adamı değilim, halka mal olmuş olmak benim için yeter” dedi. Dediği gibi davranmaya özen gösterdi.

Halkın ona olan ilgi ve sevgisinin büyüklüğü nedeniyle, PKK dahil olmak üzere hiçbir örgüt, onu tecrit etmeyi, halkın gözünden düşürmeyi başaramadı.

Şivan Perver’in Türkiye’ye dönmesi, Türkiye için sembolik, ama Şivan için tarihi bir adım olacaktır. Şivan, on yıllardır hasret kaldığı topraklara kavuşurken, Türkiye açısından da Kürt sorunu, çözüm yönünde, sembolik, ama çok anlamlı, çok değerli bir adımla ileriye taşınmış olacaktır.

Nazım Hikmet’e iade-i itibar yapıldı… Çetin Altan’a Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi… Ahmet Kaya’nın cenazesinin Türkiye’ye getirilmesi için girişimler var… Ve şimdi de Şivan Perver, Türkiye’ye dönüyor…

Farkında mısınız: Türkiye’de sessiz-sedasız bazı tabular yıkılıyor…

www.iyibilgi.com

Bu haber 938 defa okundu.