En Sıcak Konular

Erdoğan: Kirli oyunlar açığa çıkıyor

24 Şubat 2009 20:16 tsi
Çorum'da vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, bu ülkede artık hiçbirşey eskisi olmayacağını belirterek, kirli oyunların tek tek ortaya çıktığını açıkladı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kurbağanın vakvağası suyu bulandırmaz, bunların yalanları suyu bulandırmaz, bunların iftiraları bizim hizmetlerimizi bulandırmaz, bunların çamurları bizim kutlu yolculuğumuzu bulandırmaz'' dedi.

Erdoğan, partisinin Çorum Abide Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Çorum'un kadim medeniyetlerin merkezi, bu millet, bu ülke için, istiklali için gencecik fidanlarını vatan uğruna feda etmiş ve milli mücadelede en fazla şehit veren şehir olduğunu söyledi.

''Bu onurlu, gururlu şehrin başını öne eğmeye kimin haddi olabilir? Bu kahramanlar diyarını yok saymaya kimin haddi var?'' diyen Erdoğan, sadece Çorum'un değil, ülkenin herhangi bir ferdini yurt içi ve dışında horlamaya, aşağılamaya kimsenin cesaret edemeyeceğini vurguladı. Erdoğan, ''Bu onurlu, gururlu millet karşısında herkes haddini bilecek. Bu kahraman millet karşısında herkes ama herkes ses tonuna dikkat edecek. Türkiye, ülkelerden bir ülke değildir, sıradan bir ülke değildir'' dedi.

Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, 6.5 sene önceki başı öne eğik, halsiz, mecalsiz Türkiye olmadığını belirten Erdoğan, bugün Türkiye'nin, dünyanın en büyük 17, Avrupa'nın da en büyük 6. ekonomisi olduğunu vurguladı. İktidarlarından önce 2002 sonunda iktidarda MHP, DSP ve ANAP'ın bulunduğunu anımsatan Erdoğan, ''Niye yok? Ben bir anlatayım. 79 senede Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolar. MHP, DSP, ANAP'a bu millet kaç yıllığına iktidar verdi? 5 yıllığına. Bunlar ne yaptı? Daha 3.5 yıl oldu, 'biz bu işi götüremiyoruz' dediler, bırakıp gittiler. Ondan sonra ne oldu? Seçime gittik. Seçimde ne oldu? Bu aziz millet yüzde 34.5'le bize parlamentonun yüzde 65'ini vererek iktidar yaptı'' diye konuştu.

Erdoğan, iktidarı 36 milyar dolar ihracatla devraldıklarını, 6 senede üzerine 96 milyar dolar ilave ettiklerini ifade ederek, 2008 sonu ihracatının 132 milyar dolarla kapandığına dikkati çekti. Göreve geldiklerinde Türkiye'nin GSYİH'sinin 230 milyar dolar olduğunu, buna 530 milyar dolar ilave ederek 750 milyar dolara çıkardıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Durmadan Bahçeli, Baykal çıkıyorlar meydanlara, 'Türkiye çok borçlanıyor' diyorlar. Yarın buraya gelecek. Hayret, bundan önce Sayın Baykal hiç buralara geldi mi? Nasıl oldu da şimdi uğradı buraya, yolu mu şaşırdı? Yarın buraya geliyormuş. Sorun bakalım, sorun, deyin ki 'AK Parti iktidarından önce Türkiye'ye gelen uluslararası yatırım yılda ne kadardı?' Bilmez. Çünkü o işlerde, o taraklarda bezi yok. Ben söyleyeyim, ortalama yılda 1 milyar dolar. Biz 2007 sonu itibarıyla bunu 22 milyar dolara çıkardık, yılda. Geçen yıl krize rağmen 15 milyar dolar. Halep oradaysa arşın Çorum'da.

Göreve geldik, turizmden elde ettiğimiz gelir neydi? 8.5 milyar dolar. Ama şimdi Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelir ne oldu? 22 milyar dolar. Yan gelip yatmakla bu iş olmaz. Aşık Veysel gibi 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece'. Gideceğiz gündüz gece, durmak yok yola devam, böyle çalışacağız. Biz milletimize aşığız, biz size sevdalıyız. Bizim farkımız bu. Onlar Ankara'dan dışarı çıkamazlar, Sivas'tan da öte gidemezler. Bakın Yozgatlılara da sordum, 'hiç geldi mi buraya dedim Sayın Baykal?' 'Yok' dedi, 'hiç uğramadı.' Çorum benim kaçıncı mitingim? 17. mitingim 17. Öyle söz verdik, 81 vilayeti, bakan, genel başkan yardımcısı arkadaşlarımla dolaşacağım, 60'ı aşan vilayete de ben gideceğim, Allah nasip ederse. Şu anda 26 milyon turist ağırlıyoruz bu ülkede ve 'Türkiye borçlu, borcu artıyor' devamlı bunu söylediler.''

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin kamu net borç stokunun GSYİH'ye oranının yüzde 64 olduğunu belirterek, ''Şimdi kaç biliyor musunuz?'' sorusuna, ''Yüzde 25'' yanıtının gelmesi üzerine Erdoğan, ''Aferin, dersini iyi çalışmışsın ama bunlar bilmiyor. Bak benim kızım, gencim, vatandaşım biliyor. Mesele bu. Yüzde 25... 64 mü büyük 25 mi? Kim daha çok borçlanmış. Bizden öncekiler ve biz bunu 25'e indirmişiz'' diye konuştu.

-''DİYORLAR Kİ IMF, IMF''-

Erdoğan, yüzde 63 olan gecelik faizi 11.5'e düşürdüklerini belirterek, şunları kaydetti:

''63 nire 11.5 nire? Sayın Bahçeli bunun hesabını verin, bunun. Bu milleti bu faize nasıl mahkum ettiniz? Benim çiftçimi, köylümü, işçimi, BAĞ-KUR'lumu bu faizlere nasıl mahkum ettiniz? Bunun hesabını verin. Giydiğiniz elbiseden ayakkabıya, yediğiniz ekmeğe kadar her şeyde bu faiz var. Bunu düşüren, 63'ten 11'e düşüren bu iktidar. Devamlı bu yükü indiriyoruz. Şu anda bunlar başarılıyor ama yatıyorlar, kalkıyorlar bakıyorsunuz iftira, yalan. Bunlarla bu işi götürmek istiyorlar.

Daha başkasını söyleyeyim. Diyorlar ki IMF, IMF... IMF ile alakalı, ülkemin menfaatlerine en ufak ters gelen bir anlaşmaya biz imza koymayız. Ha, kafamıza yatarsa, ülkemin menfaatlerini orada görürsek, o gün imzayı atarız. İster seçim öncesi olur, ister seçim sonrası olur. İşte konuşuyorlar. Ta geçen Mayıstan bu yana niye biz bunu imzalamadık. İşimize gelmiyordu da onun için. İşimize gelen olduğu anda imzayı atarız, aksi takdirde atmayız. Bizden önce MHP'nin ortağı olduğu iktidar, dünyanın kredisini aldı. 30 milyar dolar aldı IMF'den ve bize nasıl devrettiler? IMF'ye Türkiye'nin borcu 23.5 milyar dolardı. Şimdi ne kadar borcumuz var? 8 milyar dolara düştü. Kim ödedi bu borcu? AK Parti iktidarı ödedi. Geldik, Merkez Bankası'nın kasasında ne vardı? 26.5 milyar dolar vardı. Şimdi ne var? 68 milyar dolar var.''

-''OYU BURASI VERECEK''-

Erdoğan, bu iktidarın, yolsuzlukların, çetenin, mafyanın önünü kestiğini, hortumcuları rahatsız ettiğini, bu iktidarın, çetelerin avukatlığına soyunanların önünü kesen iktidar olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

''Öyle demiyor mu Sayın Baykal, 'Ben onların avukatıyım' diyor ama şimdi kendine yeni bir mükellef daha buldu. Kim o? Bir medya grubunun da avukatlığını üstlendi. Çünkü o medya grubu da onun taşeronluğunu yapıyor. Sayın Baykal meydanlarda konuşma yerine işi nereye verdi? İkitelli'ye verdi. İkitelli'deki medya grubu götürüyor işi. Diyor ki, 'Televizyona gel televizyona.' Bırak sen televizyonu, televizyondan oy çıkmıyor, oy buradan çıkıyor, buraya gel, oyu burası verecek.''

Bugün artık dünyanın 5 kıtasında Türkiye'nin başarılarının, onurlu duruşunun konuşulduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bir dünya devleti olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

''Biz milletimizi sevdik, milletimiz de bizi sevdi, sevdalandı. Birileri bizim milletimize olan sevgimizi, sevdamızı, aşkımızı çekemez oldu. Dikkat edin 6.5 yıldır bu milletin sevincine ortak olamadılar, bu milletin başarılarına sevinemediler, bu ülkenin şahlanışını hazmedemediler. Bu ülke büyüdükçe, ilerledikçe, kalkındıkça etrafındaki duvarları yıktıkça bunların sancısı tuttu. Bunların sancısı hizmet sancısı, millet sancısı, Türkiye sancısı değil; bunların derdi, gayesi, meselesi, karalamak. Bunlar iftiradan başka bir şey bilmezler. Bunlar yalandan, çamurdan, karalamadan başka bir şey bilmezler. Çamurun üzerinde oturur etrafa çamur sıçratırlar. Dikkat edin, nihayet Ankara'dan çıkabildiler, nihayet meydanlara inmeye başladılar, nihayet tezgahı açtılar ama o tezgahta siz hiç hizmet görebiliyor musunuz? O tezgahta hizmet, proje, plan, Çorum için herhangi bir tasavvurları var mı? Tezgahlarında sadece yalan, iftira, çamur, karalama var.

Diyor ki 'İşsizliği yok edeceğiz'... Ben de diyorum ki 'Sayın Baykal işsizliği nasıl yok edeceğini söyle, ispat et, eğer ben onu uygulamazsam, ben siyasetten çekilirim.' Geçmişte 'beş anahtar dağıtacağım' diyenler vardı. O anahtarların hiçbirini benim vatandaşım görmedi ama biz geldik, toplu konutta dağıtıyoruz değil mi? Vatandaşım evinin anahtarını alıyor. Bunlara diyorum ki 'Allah aşkına gökte ne kadar yıldız var? Gökteki yıldızlar sayılır mı?' Ama bunlar sayar... İşte bunların sözü bu. Bunların 'işsizliği önleyeceğiz' ifadesi de bu kadar doğru. Çünkü bunlar dürüstlüğü hayatlarında görmemişler. Ben de diyorum ki 'Biraz dikkatli atın kargalar da yesin.' Onlara da bir şeyler düşsün. Siz bugüne kadar Ankara'dan dışarıya çıkmadınız, işsizliği neyle ortadan kaldıracaksınız? O yandaş medyalarınızla beraber mi? Onlara işi ihale etmişler, seçim sandığı görününce de boş tezgahla milletin önüne çıkıyorlar. Kusura bakmayın, bu millet bu tezgaha dönüp bakmaz. Bu millet, bu Çorumlu kardeşim bu tezgaha pirim vermez. Şu Çorum atasözü var ya, ne güzeldir. Neydi o? 'Kurbağanın vakvağası suyu bulandırmaz'... Bunların yalanları suyu bulandırmaz, bunların iftiraları bizim hizmetlerimizi bulandırmaz, bunların çamurları bizim kutlu yolculuğumuzu bulandırmaz. Kim ne derse desin, durmak yok yola devam. İşimiz hizmet.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını belirterek, ''Bu ülkede hiçbir şey karanlıkta kalmayacak. Çeteler, mafya, hukuksuzluk, karanlık eylemler bu ülkenin kaderi değildir. O kirli ilişkiler ortaya çıktıkça tarihimizdeki karanlık noktalar da artık aydınlanıyor. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin kirli oyunları tek tek ortaya çıkıyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin Çorum Abide Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok büyük, tarihi, rekor seviyede başarılara imza attığını belirtti.

Yozgat'tan Çorum'a kara yoluyla geldiğini, kış şartlarına rağmen devam eden duble yol yapım çalışmalarını gördüğünü dile getiren Erdoğan, çalışmaların süratle bitirileceğini ve Yozgat-Çorum arasında duble yolun yakın zamanda hizmete gireceğini ifade etti.

İktidar oldukları dönemde, Türkiye'nin biriken sorunlarını hızla çözdüklerini ve çözmeye devam edeceklerini anlatan Erdoğan, şu ana kadar ne söyledilerse yerine getirdiklerini kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz birlikten asla taviz vermemeliyiz, asla taviz vermeyeceğiz. Bizi ayırmaya, bize birbirimize hasım gibi göstermeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Bu topraklar yüzyıllar boyunca hatta bin yıl boyunca sevginin, kardeşliğin, barışın, huzurun iklimi oldu. Zaman zaman aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Bizi bir çatışmanın içine sürüklemek istediler. Bu millet buna izin vermedi, bundan sonra da Allah'ın izniyle vermeyecek.

Bu ülkede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu ülkede hiçbir şey karanlıkta kalmayacak. Çeteler, mafya, hukuksuzluk, karanlık eylemler bu ülkenin kaderi değildir. Olmaz dedik ve cesaretle üzerlerine gittik, gidiyoruz. O kirli ilişkiler ortaya çıktıkça tarihimizdeki karanlık noktalar da artık aydınlanıyor. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin kirli oyunları tek tek ortaya çıkıyor. Bunu buradan Çorum Meydanı'ndan, bir kez daha gür bir sesle ifade etmek istiyorum. Biz, bu ülkeyi hep birlikte kurduk. İstiklal Savaşı'nı da ve istikbal savaşını da birlikte verdik. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Lazıyla, Abhazasıyla, Gürcüsüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle bu ülke hepimizin.

Aşık Veysel'in diliyle; 'Kürdü, Türküyle Çerkezi, hep ademin oğlu kızı, beraberce şehit gazi, yanlış var mı ve neresi? Yezid nedir? Ne Kızılbaş? Değil miyiz hep bir kardaş? Bizi yakar bizim ataş, söndürmektir tek çaresi'.

AK parti olarak 81 vilayetimize, 71 buçuk milyon vatandaşımızın her birine aynı samimiyetle yaklaşıyor, her birine aynı dili kullanıyoruz. Bu ülkenin her ferdinin derdini, kederini, ihtiyacını, arzusunu, talebini dinliyor, her birine de çözüm üretmek için mücadele veriyoruz.''

-''BİZİ BİZDEN ÖĞRENSİNLER''-

Başbakan Erdoğan, ders kitaplarında Aleviliğe 32 sayfa ayırdıklarını vurgulayarak, ''Eğer Alevi aydınlar bunları beğenmiyorlarsa, kendi aralarında komiteler oluştursunlar, hazırlıklarını yapıp bize versinler, Milli Eğitim Bakanlığımız onu oraya koymaya hazırdır. Bizim bu konuda ön yargımız, ön kabulümüz yok'' dedi.

TRT Şeş yayınını başlattıklarını ancak bundan ne CHP'nin, ne MHP'nin ne de DTP'nin memnuniyet duyduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, kimsenin kendilerine ''Teşekkür ederiz, böyle bir şeyi cesaretle yaptınız'' diyemediğini kaydetti.

''Devletin Güneydoğu'daki vatandaşlarına uzak ve yabancı oluşunu'' aşmak istediklerini ve bunu gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, bundan sonra da Farsça ve Arapça yayınların başlayacağını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, ''Bütün bölgeye Türkiye'nin düşüncelerini aynen yansıtalım. Bizi bizden öğrensinler, bizim kanallarımızdan dinlesinler istedik. Ayrımcılık yapmıyoruz. İllerimizi, ilçelerimizi asla kompartımanlara ayırmıyoruz, bölmüyoruz. Bu sayededir ki Türkiye'yi hamdolsun büyütüyoruz'' diye konuştu. 

-''BENİM ANAM DA BU ÇİLEYİ ÇEKTİ''-

Erdoğan, Çorum'da 25 eğitim tesisinin açılışını gerçekleştireceklerini hatırlatarak, bundan önce de ilde 793 dersliğin açıldığını belirtti. Erdoğan, Çorum'a son 6,5 yılda 4 bin 825 bilgisayar gönderdiklerini anımsatarak, 2006'da Hitit Üniversitesinin açıldığını kaydetti.

''Bugüne kadar gelenler neden bunu yapmadılar, yapamadılar? Ama söz verdiler. Ama biz ne dedik, 'Ne aldatan, ne aldanan olacağız' dedik. Biz söz verdik mi yaparız dedik'' diye konuşan Erdoğan, Hitit Üniversitesi bünyesinde biri Tıp Fakültesi olmak üzere 5 fakülte, bir enstitü, bir yüksekokul, 3 meslek yüksekokulunun hizmete girdiğini bildirdi.

Yükseköğrenimde 872 olan yurt yatak kapasitesini bin 40'a çıkardıklarını, ilk ve ortaöğretimde öğrencilere okullar açılırken kitapları ücretsiz dağıttıklarını da vurgulayan Erdoğan, CHP'nin, ''Fakire veriyorsunuz da zengine niye veriyorsunuz'' eleştirilerine ''Öğrencinin fakiri zengini olmaz, öğrenci öğrencidir'' diye yanıt verdiklerini anlattı.

Eğitim konusunda bahane istemediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, geliri olmayan ailelerin çocuklarına yardım ettiklerine ve maddi yardımların yerini bulması için annelere verildiğine dikkati çekti.   

Sağlık alanındaki çalışmalara da değinen Başbakan Erdoğan, bugün 250 yataklı Merkez Devlet Hastanesi ile 50 yataklı Alaca Devlet Hastanesi ek binasının açılışını yaptıklarını, iktidar oldukları sürede Çorum'da sağlık hizmetleri için 89 trilyon lira harcadıklarını belirtti.

İlaç kuyruklarında bekleme döneminin bittiğini, artık hastalara reçetelerindeki ilaçların tamamının verildiğini ifade eden Erdoğan, bugün vatandaşların istediği hastaneye gidebildiğini, istediği eczaneden ilacını alabildiğini söyledi. 

Sağlığa büyük önem verdiklerini belirten Erdoğan, yapımına kendilerinden önce başlanan Çorum ve ilçelerindeki hastaneleri tamamladıklarını, hizmete açtıklarını anlattı.

150 yataklı Sungurlu Devlet Hastanesi ve 50 yataklı Alaca Devlet Hastanesi ek binasının yapımına başladıklarını, bu binaları süratle tamamlayarak hizmete açtıklarını da belirten Erdoğan, devlet hastanesi uzman hekim muayene odası sayısını ve sağlık ocağı muayene oda sayısını 2 kat yükselttiklerini kaydetti.

Çorum'da 5 olan ambulans sayısını 24'e çıkardıklarını  vurgulayan Erdoğan, diyaliz makinesi sayılarını da artırdıklarını anlattı.

Çorum ve Sungurlu adalet sarayı binalarının AK Parti döneminde tamamlandığına değinen Erdoğan, laf değil iş ürettiklerini kaydetti.

TOKİ aracılığıyla Çorum ve ilçelerinde bugüne kadar 2 bin 579 konut uygulaması başlattıklarını söyleyen Erdoğan, projeler tamamlandığında toplam 4 bin 301 konut yapılmış olacağına işaret etti.

Bugüne kadar 52 trilyonluk sosyal yardım yapıldığını kaydeden Erdoğan, 275 bin ton kömür yardımı yaptıklarını, 40 bin aileye ulaştıklarını belirtti.

Başbakan Erdoğan, vatandaşlara şöyle seslendi:

''Ayşe Hanım, bacım, evde doğal gaz var mı? Var değil mi? Ne zaman geldi? 2003. Türkiye'de biz geldiğimizde 9 il doğal gaz kullanıyordu. Diğer iller üvey evlat mıydı? Şimdi ne oldu? 63 il oldu. Çorum'a kim getirdi doğal gazı? Biz. Niye? Benim Fatma, Ayşe kardeşim çağdaş, insanca yaşama layık değil mi? Kalkacak, 4-5 kat evin bodruma inecek, sıçanların, farelerin içinden kömür alacak, yukarı çıkacak. Benim anam da bu çileyi çok çekti. Biz de bu çileleri çok çektik. Onun külünü, onun dumanını hep beraber teneffüs etmedik mi? Ettik. Böyle bir doğal gaz varken bizi bundan niçin mahrum ettiler? İşte muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak böyle olur. Lafla olmaz. Bunlar lafçı, biz icraatçı. Fatih ne diyor? Bizim iyiliğimizin ulaştığı yere, onların hayalleri bile ulaşamaz.''

-''FERHAT ŞİRİN'E, BİZ MİLLETE AŞIĞIZ''-

2002 yılına kadar Çorum'da yalnızca 45 kilometre bölünmüş yol yapıldığını ifade eden Erdoğan, AK parti iktidarının ise 6.5 yılda bu rakama 111 kilometre bölünmüş yol ilave ettiğini söyledi. Erdoğan, ''Yani 79 yılda yapılananın 2.5 katını biz yaptık'' diye konuştu.

Çorum'a iktidarları döneminde tarım alanında toplam 397 trilyon destek verildiğini kaydeden Erdoğan, kentte 24 bin 318 olan sigortalı sayısının, AK Parti iktidarı döneminde 41 bin 816'ya yükseldiğini anlattı.

Kente yönelik hizmetler hakkında bilgi veren Erdoğan, ''Bunlar Çorum'un kazanımları'' diye konuştu.

Bu seçimde Çorum'da bir bayrak değişimi gerçekleştireceklerini de ifade eden Erdoğan, belediye başkanı Turan Atlamaz'a bugüne kadar olan hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Erdoğan, yeni dönemde Muzaffer Külcü'yle göreve devam edeceklerini belirterek, belediye başkanı olarak bayrağı aldığı yerden güçlü bir şekilde daha ileriye taşıyacağına inandığını dile getirdi.

''Belediyecilik bizim işimiz. Ben İstanbul'un belediye başkanlığını yapmış bir başbakanım. Oradan geliyorum. İstanbul'u bilen bizi bilir'' diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

''Ben İstanbul'u CHP belediyesinden aldım. O zaman İstanbul'da çöp vardı. Çöp dağları vardı, kirli hava vardı, sular akmıyordu. Benim vatandaşım su kuyruklarındaydı, bidon, bidon para veriyor, su alıyordu. Küvetlere su dolduruyordu, ama biz geldik Terkos'tan, Istranca Dağları'ndan, dağları Ferhat gibi deldik. Ferhat kime aşık? Şirin'e aşık. Biz kime aşığız? Millete aşığız. Farkımız bu. CHP'nin o İstanbul'u kirleten havasını, İstanbul'daki o çöp dağlarını bazen diyorum da kızıyor CHP'liler... Niye kızıyorsunuz? CHP denince akla kirlilik gelir, CHP denince akla çöp gelir, CHP denince akla susuzluk gelir, ama belediye de bu.

Onun için bunlar anlamaz belediyecilikten, bizim işimiz, bizim uzmanlık alanımıza giriyor. Onun için belediye başkanı arkadaşlarım 24 saat emrinizde, kapıları açık. Biz bu milletin efendisi olmaya değil, bu milletin hizmetkarı olmaya geldik. Bizim farkımız bu. Tüm belediye başkanı arkadaşlarımla inşallah bu süreç içerisinde sizlerin hizmetinizde olacağız. Bizim felsefemizde çöp, çukur, çamur bu üç tane şeyin kaldırılması var. İnşallah böyle bir şeyi zaten yok, ama hiçbir zaman Çorum'a yaşatmayacaklar.''

Başbakan Erdoğan'ın, hava muhalefeti nedeniyle gecikmeli olarak geldiği Çorum mitingi yoğun yağmur altında gerçekleşti. Erdoğan, vatandaşlara gecikmeye ve yağışa rağmen meydanı doldurdukları için teşekkür etti.

aa



Bu haber 797 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,683 µs