Afrika neden bu kadar önemli?

23 Şubat 2009 18:39 tsi
'Ülkemizin, Kuzey Afrika'daki olayları etkileyebilecek bir deniz gücüne 'henüz' sahip olmasa da kısa vadede uluslararası güç dengelerini etkileyebilecek yeni 'cazibe' merkezlerini ihmal etmediği muhakkak.'

Mehmet Yılmaz / Zaman

Gül'ün Afrika ziyaretinin önemi

Ne demişti ABD'de yayımlanan istihbarat ve ekonomi dergisi Stratfor?-Türkiye'nin gücünün uzun vadede artması kaçınılmaz. Bölgede lider ülke olabilir.

George Friedman imzalı yazıda Türkiye'nin gücünü Müslümanları desteklemek üzere genişletebileceği, Arnavutlar ve Boşnaklara yardım ederken Balkanlar'a girebileceği, etki alanını Arap rejimlerini şekillendirmek için güneye doğru uzatabileceği dile getirilmişti.

Ayrıca...

Nüfuzunu yakın bağları olan Orta Asya üzerinde de kullanabileceği belirtilmişti.

Yazıdaki ilginç ayrıntılardan biri de Türkiye'nin 'askerî' gücüyle ilgiliydi.

-Nihayetinde Türkiye, Kuzey Afrika'daki olayları etkileyen bir deniz gücüne de yoğunlaşabilir.

***

Ülkemizin, Kuzey Afrika'daki olayları etkileyebilecek bir deniz gücüne 'henüz' sahip olmasa da kısa vadede uluslararası güç dengelerini etkileyebilecek yeni 'cazibe' merkezlerini ihmal etmediği muhakkak.

Mesela...

-Aden Körfezi'ne savaş gemisi göndermesi.

-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kenya ve Tanzanya ziyaretleri.

Aslında Türkiye'nin Kara Kıta açılımı yeni değil.

Osmanlı Devleti zamanında kurulan ilişkiler Soğuk Savaş döneminde biraz ihmal edilmişti.

1990'lardan itibaren siyasi, askerî, kültürel ve ekonomik temaslar yeniden canlanmaya başladı.

İlişkiler, 1998'de 'Afrika'ya Açılım Eylem Planı' ile ivme kazandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 2003 yılı başında 'Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi' hazırlamasıyla hızlandı.

Afrika ülkelerinde yeni ticaret müşavirlikleri açıldı. Ardından 2005, 'Afrika Yılı' ilân edildi.

Gerçekleştirilen üst düzey ziyaretler, imzalanan ekonomik ve ticarî anlaşmalar sayesinde ülkemizin kıtayla ilişkileri iyice pekişti.

Türkiye, 12 Nisan 2005 tarihinde Afrika Birliği'nde (AfB) gözlemci ülke statüsünü kazandı.

AfB, Ocak 2008'de gerçekleştirdiği zirvede Türkiye'yi 'Afrika'nın Stratejik Ortağı' ilân etti.

Aynı yılın ağustos ayında İstanbul'da yapılan Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi ise ilişkilerin ulaştığı son nokta olması bakımından tarihe geçti.

***

Şüphesiz Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki münasebetlerin bu kadar hızlı gelişmesinde özel sektörün katkısı da çok büyük.

Özellikle Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) gerçekleştirdiği ticarî etkinlikler Türk işadamlarının yeni 'dış pazarlar' bulmasına yardımcı oldu.

Rakamlar da bu gerçeği gösteriyor zaten.

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 2003'te 5,4 milyar dolar seviyelerindeyken bu rakam 2008'de 16 milyar doları aştı. Şimdi hedef bu rakamı 2010'da 30 milyar dolara çıkarmak.

Hatırlatmakta fayda var.

Türkiye, Afrika ile stratejik işbirliği yapan üç ülkeden biri. Diğerleri Çin ve Hindistan...

Çin ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 2000 yılında 10 milyar dolardı. Bu rakam 2008'de 107 milyar dolara çıktı.

Hindistan'ın Afrika ile ticareti 1991'de 967 milyon dolar civarındaydı. 2008'de bu rakam 35 milyar doları buldu. Hindistan önümüzdeki beş yılda ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Yeni Delhi'de hafta sonu yapılan ve 32 ülkenin katıldığı Hindistan-Afrika Zirvesi'nde bu niyetini ortaya koydu hükümet. Önümüzdeki beş yıl için Afrika ülkelerine 5,4 milyar dolar kredi vereceğini açıkladı.

***

Hâsılı...

Halen Afrika'da toplam 12 büyükelçiliği olan ve bu sayıyı yeni açılacak 15 temsilcilikle 27'ye çıkarmayı hedefleyen Türkiye'nin Afrika açılımı çok önemli.

Aynı şekilde Gül'ün cumhurbaşkanı seviyesinde Kenya ve Tanzanya'ya gerçekleştirdiği 'ilk' resmî ziyaretler de...

Umarım bu açılımlar artarak devam eder.

Bu haber 728 defa okundu.