Tekno-devlet | " /> Tekno-devlet | "/>

En Sıcak Konular

Asrın mucizesi(!): Tekno-devlet

23 Şubat 2009 16:39 tsi
Asrın mucizesi(!): Tekno-devlet Telefonları dinleyen, e-postaları izleyen tekno-devlet bireysel özgürlüklere ciddi bir tehdit. “Tekno-devlet” gücünün sırf emniyet kaygısı ile açıklanamayacak boyutlara ulaşma riski üzerinde düşünmeliyiz

Süleyman İnan* / Taraf

İngiliz yazar George Orwell’in her şeyin devletin kontrolünde olduğu bir toplum tehlikesine karşı bir ikaz niteliğindeki “1984” adlı hayali romanında geçen o bildik mottosu akıllardadır: “Büyük Biraderin Gözü Sende” (Big Brother is watching you). Orwell, çok sayıda okurunu etkileyen bu ünlü romanında, o tanıdık sloganının üstünde yer alan resimdeki kişiyi orta yaşın üzerinde, siyah gür bıyıklı ve sert çizgileriyle bir adam yüzü olarak tasvir eder. Bu posterdeki adamın yönetimindeki devlette hayat sahasının her yanına yerleştirilmiş kameralarla insanların attığı her adımın ve sarfettiği her sözün resmî makamlarca nasıl izlenip kaydedildiği anlatılır söz konusu romanda. Günümüzün gelişen teknolojisi ile modern devletler de adeta Orwell’in “Büyük Birader”i gibi insanları devamlı gözetleme kudretine erişmiş durumda. Devletler artık vatandaşlarıyla dijital televizyon, cep telefonu, e-posta aracılığıyla çok kolay bağlantı kurabiliyorlar. Ama bunun daha ötesinin de olduğu en azından öngörülebilir gelecek için söylenebilir. Henüz tartışılmaya devam etse de deri altına yerleştirilecek pirinç büyüklüğündeki bir çip ile herkesin uydu yoluyla izlenmesinin mümkün olabileceği gerçeği, zor kullanma tekeline sahip devletin isterse teknoloji sayesinde neyi/neleri yapabileceği konusunda bize küçük bir fikir verebilir.

DEVLETİN KISAYOLU

Gelişen teknolojinin, devlete yeni imkânlar açtığı, vatandaş-devlet ilişkilerinde yararlı etkileri olduğu kuşkusuz. Bunlardan belki de en önemlisi e-devlet uygulaması. E-devlet, özellikle Türkiye’de karmaşık yapısı ve ağır işleyen tarafıyla çokça eleştirilen bürokrasi mekanizmasını geri iterek klasik devlet anlayışına yeni boyutlar getiriyor. Elektronik ortamda sunulan hizmetler sayesinde devlet işlerinin vatandaşa kolay, hızlı ve kesintisiz bir şekilde erişmesi mümkün olmaktadır. 1990’lardan beri, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, gelişmiş ülkeler kamu hizmetlerinin halka sunmanın daha etkin ve duyarlı yollarını geliştirme ihtiyacını karşılamak üzere e-devleti hayata geçirmek için adımlar atmıştı. Nihayet 2008’in son ayında da Türkiye 2001’den beri sürdürdüğü çalışmalara nokta koyarak “Devletin Kısayolu” sloganıyla e-devlet (turkiye.gov.tr) uygulamasına geçti. Bu durum gerçekte etkisiz veya zayıf olabilecek devletlerin teknoloji mekanizması aracılığıyla daha büyük etki yapabileceklerini gösteriyor.

Devletlerin, toplumun güvenlik endişelerine gittikçe daha fazla cevap verme arzususun da kendisini ileri teknoloji ile teçhiz etmeye zorladığı bir süreçten geçiyoruz. Özellikle 11 Eylül saldırısından sonra küresel tehdit olarak algılanan terör saldırılarının her an ve her yerden gelme ihtimali üzerine modern devletler merkezî örgütlerini başta istihbarat ve polisiye tedbirler amacıyla en üstün teknik donanımla güçlendirmeyi tercih ediyorlar.

Baş döndürücü bir hızla gelişen ve durmak bilmeyecek teknoloji, sunduğu yararlı imkânlar yanında, korkutuyor da. Bu korku, eğer kavramsallaştırarak söylersek “tekno-devlet” gücünün sırf emniyet kaygısı ile açıklanamayacak boyutlara ulaşma tehlikesinden kaynaklanıyor. Çok kimsenin temel tezleriyle aynı fikirde olmadığını bilsek de düşünmeyi teşvik etmek -hatta kışkırtmak- için bu tekno-devletin korkutucu yanlarına dikkat çekmek gerekir. Çünkü, gözardı etmemek gerekir ki şimdiki devletin teknoloji sayesinde bireysel özgürlüğe karşı olan gücü de büyüyor.

Bu durumun somut emareleri, geçen aylarda İngiltere hükümetinin muhtemel terör saldırılarını gerekçe göstererek telefon görüşmeleri, e-posta ve ziyaret edilen internet siteleri hakkındaki bilgileri bir yıl boyunca saklayacak dev bir veritabanı oluşturmak için kolları sıvamasıyla gözükmüştü. The Independent gazetesinin bu gelişmeyi çarpıcı bir şekilde “Big Brother veritabanı, özgürlüğün belini kıracak” başlığıyla duyurmasını anlamlı bulmalıyız.

Devletin yükselen gücünü fark etmek için, illâ ki bilinen siyasî teori ve felsefelere, örneğin devlete mesafeli bakan aşırı bireyci anarko kapitalist fikirlere yönelmeye gerek yok. Zira hemen her yerde, artık çok etkilenmediğimizden kanıksar hale geldiğimiz, gelişen teknolojinin devlete ne gibi imkânlar sunduğunu bir an düşünmek bile bunu anlamak için yeterli. O kadar ki devletler isterse elimizdeki telefonla, üzerimizdeki kimlik kartıyla, taşıdığımız pasaport veya banka kartlarıyla, sokak kameralarıyla istediği her şeyi öğrenebilme yeteneğine sahip. Böylesi bir güce sahip devletin bunları yaparken bireysel özgürlükleri ihmal etmemesi de mümkün görünmemektedir.

BİZ DE İZLEMELİYİZ

Teknolojik imkânlarla bilgi alanını daha da büyüten devletlerin sivil özgürlüklere kısıtlama getirme ihtimaline karşı, güçlü ve uyanık halde olan kamuoyunun diri tutulması, sönük olmayan ve talep eden sivil toplum anlayışının daha da güçlenmesi, devletin daha sıkı ve net hukuk kurallarıyla bağlanması gibi fikirler bu kapsamda hemen dile getirilebilecek alternatif öneriler olabilir. Galiba en başta da, devletlerin yüksek teknolojiyi kullanmasında etik temellerin belirlenmesine ihtiyaç vardır. Aksi halde, bundan bir süre sonra özgürlüğümüzün şimdikine göre daha azı kalmış olacaktır. Belki de George Orwell’in cümlesini tersten okuyup yapmamız gereken şey mahremimize ne kadar sokulduğunu öğrenmek için devleti birey olarak bizim de izlememizdir.

*Doç. Dr; Pamukkale Üniversitesi / sinan@pau.edu.tr



Bu haber 733 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,366 µs