nereden nereye hikayesi... | " /> nereden nereye hikayesi... | "/>

En Sıcak Konular

Perinçek: Bir nereden nereye hikayesi...

22 Şubat 2009 16:37 tsi
Perinçek: Bir nereden nereye hikayesi... Perinçek’in 12 Eylül mahkemelerindeki savunması… PKK’yla ilişkileri… Maoculuktan, NATO taraftarlığından ulusalcılığa, orduculuğa uzanan siyasi çizgisi ve Ergenekon’daki halet-i ruhiyesi… Ergenekon’un en agresif sa

12 Eylül’e sitem…
Doğu Perinçek 12 Eylül darbesinden sonra cezaevine konuldu. 1985 yılında serbest bırakıldı. Yargılandığı mahkemedeki ifadelerinde orduyu ve darbeyi savundu. “Biz cezaevindeyiz düşüncelerimiz iktidarda” içeriğinde değerlendirmeler yaptı. 12 Eylül öncesi faaliyetleri nedeniyle “yargılanması” değil “ödüllendirilmesi” gerektiğini savundu.

Perinçek’in 12 Eylül mahkemelerindeki ifadeleri Kaynak Yayınları tarafından basıldı. Ama hemen ertesinde yine kendileri tarafından adeta toplatıldı, yeniden basılmadı.

2000’e doğru
1987’de 2000’e Doğru adlı derginin Genel Yayın Yönetmenliği’ni ve başyazarlığını yaptı. Bu dergi, PKK ve Kürt sorunu konusunda yayınlar yaptı. Bu nedenle çeşitli defalar toplatıldı. Perinçek’in kendisi de “Sansür Sürgün Kararnamesi”nin çıkmasından sonra Diyarbakır Cezaevi’nde 3 ay tutuklu kaldı.

2000’e Doğru, MİT raporları yayınlamasıyla da dikkat çekti. Bu gizli belge ve dökümanları nasıl elde ettiklerine ilişkin sağlıklı bir bilgi hala bulunmamaktadır.

İstihbaratçılarla, istihbarat örgütleriyle gizemli ilişkileri nedeniyle Perinçek için kamuoyunda her zaman “derin ve karanlık adam” imajı vardı. Bu imajı silmeye çalışmadığı gibi, sonradan bunun siyasetini yapmaya çalıştığı görüldü.

Önce Sosyalist Parti, ardından İşçi Partisi adıyla parti kurdu. Tartışmasız, rakipsiz genel başkanı oldu.

200’e Doğru kapandıktan sonra Aydınlık yayına başladı. Sonraki yıllarda Ulusal TV adında bir de televizyon kurdu.

PKK’yla ilişkileri
1991 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek için gazeteci kimliğiyle Bekaa’ya gitti. Öcalan’la görüşmesini ayrıntılarıyla yazdı. PKK ve Öcalan’ı savundu. Dergisinde “PKK kurtarılmış bölge ilan etti” türü, PKK’yı da şaşırtan abartılı haberler yayınlandı.

Kürt sorunuyla ilgili Lenin’in formülasyonu olan “Ulusların Kendi Kaderlerini tayin Hakkı”nı (UKKTH) savundu.

Şimdilerde “bölücülük tehlikesine” karşı “ulusalcılık” yapıyor. Öcalan’la görüşmek gibi bugün ayaklarına dolanan geçmişiyle ilgili görüşlerini ise şaşırtıcı sözcük oyunlarıyla örtbas etmeye çalışıyor.

Perinçek’in “pes” dedirten “dönüşümlerinden” bir tanesi de, “irtica ve bölücülük tehlikesine” karşı her türlü yasa ve hukuk dışı, demokrasi dışı ilişki ve eylemi mübah görmesine ve Maocu, ateist bir yapısı olmasına rağmen, katıldığı bazı cenaze törenlerinde dua okur gibi davranmasıydı.

İlgi çekmek, taraftar toplamak adına yaptığı bu girişimlerinden arzuladığı sonucu alamayınca, kıblesini tümüyle orduya döndü, Atatürkçü kesildi ve “bir başka şekilde” iktidara gelmenin hesapları içine girdi.

Ve Ergenekon...
Perinçek ve İP’in görüşlerinde “ulusalcılık” her zaman olmakla beraber, bunun çizgileşmesi, 28 Şubat süreciyle beraber oldu.

Bu tarihten itibaren “orducu” bir siyasi çizgi izledi. “İrtica ve bölücülük tehlikesi” üzerinden siyaset yaptı.

Seçimlerde orantıya giremeyecek kadar az sayıda oy almasına rağmen Perinçek, sürekli “iktidara geliyoruz” söylemini benimsedi.

Onun “iktidara geliyoruz, millici kuvvetler iktidara geliyor” türü sözleriyle alay edenler, Ergenekon davasıyla beraber gördüler ki, Perinçek’in “darbe” hesap ve beklentileriyle paralel bir “iktidar” senaryosu gerçekten varmış…

21 Mart 2008’de Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, eski İÜ rektörü Kemal Alemdaroğlu ve kendi partisinden çalışma arkadaşlarından bazılarıyla beraber “Ergenekon soruşturması” kapsamında gözaltına alındı ve adı geçen örgütün yöneticilerinden biri olmak iddiasıyla tutuklandı. Halen yargılanması sürüyor.

Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Doğu Perinçek, duruşmalarda agresif tavırlarıyla dikkat çekiyor.

Duruşmalardan birinde, “bu iktidarı yıkamadık, yazıklar olsun bize” şeklinde hayıflandı.

Ergenekon soruşturmasının yeni dalgalarla beraber devam etmesi, agresif ruh halini daha da belirgin hale getirdi. Her operasyonda, duruşmada söz alarak üzüntü ve öfkesini dile getirdi.

Ne demiştik?

O Türk siyasetinin “unutulmaz” simalarından biri. Karanlık, muğlak ilişkileri, siyasi gel-gitleri ve başarısızlıklarıyla… Bir “olumlu” yönünden bahsetmek gerekirse eğer, o da kendi bildiği tarzda siyaset yapmadaki ısrarıdır. Tabii buna da bir “olumluluk” denilebilirse… Çünkü onun siyaset anlayışında demokrasi dışında neredeyse her şey var…

İşte Muzaffer Tekin’in “cesur yürek”inin karmaşık ve muğlak ilişki ve faaliyetlerle dolu hikayesinin kısa özeti…

Hasan Soylu www.iyibilgi.com

İlginç: Cesur yürek ve Ergenekoncu...

Karanlıktan gelen adam...



Bu haber 1,538 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,930 µs