Karanlıktan gelen adam...

O, Türk siyasi yaşamının kesinlikle unutulmaz simalarından biri. Hem dönemsel olarak değişen görüşleri nedeniyle, hem bütün dönemlerde “karanlık” bir tarafı olmasıyla ve bir bütün olarak siyaseten hep başarısız oluşuyla…

Önce biraz biyografik bilgi...
Doğu Perinçek 1942 yılında Gaziantep’te doğmuş. Almanca ve biraz da İngilizce biliyor. Hukuk doktoru.  Şule Perinçek’le evli. 2 kız 2 erkek olmak üzere 4 çocuk babası.

Perinçek’in babası Sadık Perinçek dört dönem Adalet Partisi’nden Erzincan milletvekilliği yapmış. Aynı zamanda Yargıtay Başsavcı Yardımcılığı görevi de ifa etmiş. Annesi Lebibe Perinçek, Malatyalı.

Siyasi hayatı
Doğu Perinçek’in siyasi arenada ilk fark edildiği dönem 1968’li yıllar oldu. Dönemin gençlik örgütü Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun başkanlığını yaptı. 1968 yılının sonlarına doğru Aydınlık isimli bir dergi kurdu. Bu tarihten sonra siyasi çizgisi bu derginin adıyla isimlendirildi. 
 
Perinçek, dönemin sol ortamı içerisinde Maocu düşünceleri Türkiye’de ilk savunanların başında geldi. Çin Devrimi’ni Türkiye’ye uyarlamak amaçlı “taktik” ve “stratejiler” geliştirdi. Kırlardan kentlere doğru, savunma, denge ve saldırı aşamalarını içeren Mao Ze Dung’un ünlü “Halk Savaşı Stratejisini” Türkiye’deki sol gençliğin gündemine getiren kişidir.

Ancak ne Doğu Perinçek, ne de arkadaşları, savundukları bu son derece radikal görüşlere rağmen hiçbir zaman “gerilla savaşı” veya “silahlı mücadele” vermediler.

Aynı dönemde Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) adıyla illegal bir parti kurdu. 12 Mart döneminde 20 yıl hapis istemiyle yargılandı. Kısa süre sonra 1974 affıyla serbest bırakıldı.

‘Kıbrıs’ta işgale son’ kampanyasından bugünlere…
Perinçek hapisten çıktıktan sonra Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) adıyla bu sefer legal bir parti kurarak örgütlendi. Aydınlık’ı günlük gazete olarak yayınlamaya başladı. Gazeteyi nasıl kurduğu, faaliyetlerini nasıl finanse ettiği ile ilgili sorular hala gizemini korumaktadır.

Aydınlık’ın en etkili yayını Kıbrıs Harekatı’na karşı çıkması oldu. Yayınlarında TSK’ni “işgalci ordu” olarak nitelendirdi. Şimdilerde, diğer birçok konuda olduğu gibi, Kıbrıs konusunda tam tersi bir çizgiyi savunuyor. Hükümeti “Kıbrıs davasını satmakla” itham ediyor, barış girişimlerine karşı çıkıyor. Adada Türk askeri sayısının daha da artırılmasını istiyor, Kıbrıs’ı “milli dava” olarak sahipleniyor.

‘Sahte sol’ kampanyası
1978 yılı başında günlük gazete olarak yayın hayatına devam eden Aydınlık gazetesi, “Bilinmeyen Sol” başlığıyla uzun süre Türk sol örgütlerine karşı yayın yaptı. Kendisi dışındaki bütün sol grupları “sahte sol” ilan etti.

Sol grupların düşüncelerine saldırmakla kalmadı, her grubun nerede ne kadar örgütlü olduğu, kadro ve militanlarının isimlerinin ne olduğu, ne tür faaliyetler yürüttükleri gibi detaylar içeren, krokilerle desteklenmiş yayınlar yaptı. Diğer sol gruplar tarafından “ihbarcı” olmakla itham edildi. Gerçekten de çok sayıda sol görüşlü genç, Aydınlık’ın ihbarları sonucu yakalandı, işkence gördü, cezaevine atıldı.

1978 Aralık’ında Aydınlık’ın “sahte sola” karşı açtığı savaşa kan bulaştı. Perinçek’in militanları, Turgut İpçioğlu isimli liseli bir genci kurşunlayarak öldürdüler.

NATO’ya destekten günümüze
Doğu Perinçek ve Aydınlık, dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni (SSCB), bir uzantısı olarak faaliyet yürüttüğü Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) SSCB’yi “emperyalist” görmesi nedeniyle “sosyal emperyalist” görüyordu. SSCB paralelindeki örgütlerle silahlı çatışmalara girmekten çekinmiyordu.

SSCB “emperyalist” olunca, SSCB karşıtı güç odaklarına destek olmak gerekiyordu. Bu nedenle sol gruplar Türkiye’nin bir askeri ittifak olan NATO’dan çıkmasını savunan kampanyalar düzenlerken, Aydınlık “NATO’ya destek” kampanyaları düzenledi.

Şimdilerde ise Perinçek, her taşın altında NATO ve CIA gören düşünceleriyle dikkat çekiyor ve Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını savunuyor.

Perinçek ve Aydınlık’ın Türk ordusuna ilgisi bu dönemde arttı. 12 Eylül öncesi, Türkiye’nin NATO üyeliğini destekleyen yayınlar yaptığı dönemde, sıkıyönetim komutanlarıyla röportajlar yaptı, 30 Ağustos’ta Kenan Evren’in demecini yayınladı.

Peki 12 Eylül ve sonrasında neler yaptı? Devam edeceğiz…

İlginç: Cesur yürek ve Ergenekoncu

Hasan Soylu www.iyibilgi.com