Seçimin en stratejik hamlesi: Bekaroğlu

20 Şubat 2009 11:33 tsi
SP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu, şu ana kadar adaylar arasında yapılan en stratejik tercih... Eski siyasetçi ‘muhafazakar’ AK Parti ve ‘sol’ CHP’nin üstünde bir sentez niteliğinde. Peki başarı şa

29 Mart seçimleri eski siyasetçi Mehmet Bekaroğlu’nu yeniden Türkiye’nin gündemine taşıyor. Aslında bir psikiatr olan Prof. Bekaroğlu daha önce Meclis çatısı altında yaptığı çalışmalarla tanınmıştı. Özellikle ölüm oruçlarıyla ilgili verdiği mücadele Türkiye’deki tüm kesimlerin ilgilisini ve saygısını kazanmasına sebep olmuştu. Radikal gazetesi yazarı Yıldırım Türker Bekaroğlu için şunları yazmıştı: “Millet Meclisi'nde mahsur kaldınız. Hava da karardı. Yolunuzu bulup kendinizi dışarı atamıyorsunuz? Tehlikelerle dolu bir ormanda kaybolmayı yeğlerdiniz. Ama işte onca milletvekiliyle birlikte kalakaldınız. Birbirlerine dokunmazlar, tamam, ama siz yabancısınız. Böyle bir felaket karşısında kime sığınacaksınız? Fazla seçeneğiniz olmadığını biliyorsunuz. Evet. Şahsen sığınabileceğim çok az insan var, o çatının altında. Biri ve önde geleni, Mehmet Bekaroğlu.”

Doğru bildiğini sakınmadı

Daha sonra Bekaroğlu siyaset çizgisinde yeni bir karar verdi ve “doğru bildiğini söylemekten sakınmayan” siyasetçi partisi içindeki lider sultasına karşı gelerek Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etti. Bu kez rotasını “Türkiye’deki muhalif kesimlere” çeviren Bekaroğlu alternatif bir siyaset üretebilme arayışına girdi. Şu an Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğunda oturan Ertuğrul Günay ile birlikte yeni bir siyasi oluşum kuran Bekaroğlu’nun siyasi söylemine “Müslüman-Sol” jargon damgasını vurdu. Günay’ın AK parti’ye katılmasıyla yalnız kalan Bekaroğlu yine de toplumsal gelişmelerle ilgili düşüncesini belirtip, Türkiye’yi etkilemeyi sürdürdü.

AK Parti’ye en çok o yüklendi

Bunlardan birisi Hüseyin Üzmez olayıdır. Bekaroğlu Yenişafak gazetesinin Üzmez’le ilgili attığı “Utan be adam” manşetine “o manşet mahallenin namusunu kurtaramaz” diyerek Üzmez’i sert bir şekilde eleştirmişti. İktidara geldiğinden bu yana AK Parti ile ilgili eleştirilerini de sürdüren Bekaroğlu Türkiye’de her geçen gün daha çok can yakan kapitalizm, yoksulluk ve yolsuzluk üzerine gündem yaratan konuşmalar yaptı. Yerel seçimler yaklaştığında ne yağacağı merakla beklenen Bekaroğlu, Rize’den değil, İstanbul’dan aday oldu.

Sentez hamlesi...

Bekaroğlu’nun neden İstanbul’dan aday gösterildiği ve neden SP’ye döndüğü önemli bir soru işareti. Bununla ilgili çeşitli ihtimaller bulunuyor. Kulislerde dolaşan söylentilere göre Saadet Partisi’nin yeni lideri Numan Kurtulmuş Bekaroğlu’nu İstanbul’dan aday göstererek kısa bir süre sonra onu yardımcısı yapmayı planlıyor. Yani bu sadece seçime değil, seçim sonrasına dönük bir yatırım. Dillendirilen ikinci ihtimal ise Bekaroğlu’nun tamamen stratejik bir hamleyle aday gösterildiği... İstanbul’da yarışın birisi muhafazakar, diğeri sol iki aday arasında geçeceği görülüyor. Saadet Partisi ise Bekaroğlu gibi hem muhafazakar hem de sol bir siyasi kimliği İstanbul’dan aday göstererek seçmene “seçimin sentezi benim” mesajı veriyor.

“Cipteki türbanlı” ayrımı

Elbette bu mesaj Bekaroğlu’nun sözcüklerine de yansıyor. Bekaroğlu konuşmalarında yolsuzluk vurgusu yapıyor; AK Parti’nin “vahşi kapitalizme” yenik düşüğünü vurguluyor; İsrail’i sert bir şekilde kınayıp tepkide Davos’un ötesine geçilmesini savunuyor; “emperyalizmle mücadele” sözcüklerini kullanıyor ve Türkiye’deki dindarlar arasında oluşan sınıf farkına işaret ediyor. Bekaroğlu “cipteki ve duraktaki başörtülü” ayrımı yapıyor...

Seçimlerde başarı şansı zayıf

Peki, Bekaroğlu’nun seçimlerdeki şansı ne? AK Parti’nin ve özellikle Başbakan Erdoğan’ın rüzgarı İstanbul’da eserken Bekaroğlu’nun başarı yakalaması zor görünüyor. AK Parti’de “Bekaroğlu oylarımızı bölecek” endişesi taşıyanların bulunduğu belirtilse de Bekaroğlu’nun AK Parti’den alacağı oyların toplamı yüzde 2’yi geçmeyecektir. Diğer yandan Bekaroğlu’nun sol kimliği de CHP’ye oy vermeye karar vermiş ya da kararsız kalarak seçim gününü bekleyenlerden yüksek oranda oy almasına yetmeyecektir. Elbette Bekaroğlu’nun aday olmasına her kesimden sevinen binlerce insan vardır, ancak bu İstanbul’daki seçmen sayısına vurulduğunda pek anlamlı olmuyor. Henüz İstanbul’la ilgili bir proje ortaya koymayan, eleştirilerini daha çok teorik boyutta sürdüren Bekaroğlu’nun profili zaten belediye başkanlığına “yakışmıyor.”  Yukarıda da söylediğimiz gibi Bekaroğlu’nun seçimlerden sonra Saadet Partisi’nin üst düzey yöneticisi olacağı açık. Dürüst siyasetçinin o koltukta daha çok yararlı olacağı, Türkiye’nin gündemine ve siyasetine daha çok katkıda bulunacağı şüphesiz... 

İyibilgi.com

Yarın: MHP’nin adayı iyibilgi’nin merceğinde

Dizinin tamamı:

1. Bölüm: Seçim 2009: İstanbul kimi bekliyor

2. Bölüm: Topbaş yüzde kaç oy alacak?

3. Bölüm: Kılıçdaroğlu: O dosyalar sandığı da sallar mı?

 

Bu haber 3,054 defa okundu.