En Sıcak Konular

Başbakan'a Diyarbakır için şiir önerisi!

20 Şubat 2009 08:20 tsi
Başbakan'a Diyarbakır için şiir önerisi! 'Ne de olsa serde, sayın Başbakan’la çalışmışlığım var' diyen Akif Beki, Diyarbakır’a gidecek olan Başbakan Erdoğan'a bir şiir önerisinde bulundu:

Akif Beki'nin Radikal'deki yazısından ilgili bölüm:

Başbakan’a ‘kara yılan’ teklifim

Başbakan Tayyip Erdoğan, yarın Diyarbakır’da.
İstasyon Meydanı’nda halka seslenecek.
Ne de olsa serde, sayın Başbakan’la çalışmışlığım var.
Bir teklifte bulunuyorum.
Bu kez Cahit Sıtkı’nın ‘memleket isterim’i yerine başka bir şiir öneriyorum:
Sezai Karakoç’un ‘kara yılan’ı.
Soyut mudur, somut mu; ikinci yeni ekolünden mi, değil mi; hiç ilgilenmiyorum.
Güneyli çocuk, diyor ya.
İşte bunu anlıyorum.
Bunu Diyarbakırlı da anlar, diyorum.
Cahit Sıtkı ne kadar ‘memleketim’ diyorsa, Sezai Karakoç’un da en az o kadar memleketidir, Diyarbakır.
Kimle kıyaslandığı da önemli değil.
İster Mevalana, ister Yunus olsun; ister Âşık Veysel, ister Hacı Bektaş-ı Veli, fark etmez.
Madem ki, Sezai Karakoç’un sinesinden ‘güneyli çocuk’ sesleniyor.
Bu sese, kulak vermeli.
Eski zaman efsanelerinden kalkıp gelsin ‘güneyli çocuk’.
‘Kara yılan’a parmaklarından süt emdirsin.
Kardeşlik sabahına uyanışımız olsun, yeniden dirilişimiz.
Onun için, ısrar ediyorum, bu sefer ‘kara yılan’ olsun.
Halden anlayan bir ses duyulsun, istasyon meydanında.
Diyarbakır, güneyli çocuğun sesiyle yankılansın.
İşte o ses:
‘Kara Yılan’
“Güneşin yeni doğduğunu sana haber veriyorum
Yağmurun hafifliğini toprağın ağırlığını
Ve bütün varlığımla kara yılan seni çağırıyorum
Seni çağırıyorum parmaklarımdan süt içmeye
Pamuğun ağırlığını yapan dağın hafifliğini
Sana haber veriyorum yeni doğduğunu güneşin

Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk
Günahlarım kadar ömrüm vardır
Ağarmayan saçımı güneşe tutuyorum
Saçlarımı acının elinde unutuyorum
Parmaklarımdan süt içmeye çağırıyorum seni
Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk

Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
Gelmiş dayanmış demir kapısına sevdanın
Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum
Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum

Seni süt içmeye çağırıyorum parmaklarımdan
Kara yılan kara yılan kara yılan kara yılan.”

(Sezai Karakoç, Mart 1953)

 



Bu haber 424 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,699 µs