CHP yukarı, Baykal aşağı!

Hepsini tek tek saymaya ve incelemeye gerek yok ama, satır başlarını verelim. CHP’nin türban açılımı, çarşafa rozet girişimi, yerel seçime gider ayak İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in istifa riski ve zar zor toparlanması, Kılıçdaroğlu ve Karayalçın eliyle ana şehirlerde yükseliş, hemen ardından Mehmet Sevigen vakası ve buna parti içinden özellikle de Ali Topuz gibi bir ismin de geri alınamayacak sözlerle itiraz etmesi, hatta "görevden ayrılması yetmez, partiden uzaklaştırılsın" denmesi...

Tabii Sevigen ile Baykal arasındaki sevgi bağının Genel Başkan’a ve Sevigen’i savunmaya bağlanması da önemli...

CHP sanki bir değişim geçiriyor. Daha doğrusu iki değişimi aynı anda geçiriyor. Bir yandan yerel seçimlerde ortaya çıkardığı yeni adayların kamuoyundan gördüğü ilgi, diğer yandan Genel Merkez odaklı çekişmeler.

Kimilerine göre “şişirme” sayılsa da, CHP’nin seçime yönelik hamlelerinin kamuoyunda bir karşılığı olacak gibi. Örneğin, partinin muhafazakar kesime yaklaşımı samimi bulunursa, daha önce partiye ol vermekten imtina eden kesimlerden oy alma ihtimali var görünüyor.

Bu tabloya, Baykal yüzünden CHP’ye oy vermeyenleri eklemek mümkün mü? Mümkün olabilmesi için, işte sanki bir yeniden inşa sürecinin başladığı hissini “anlamak” gerekiyor.

Daha açıkçası, "Baykalsız ve toplumsal duyarlılıklara samimiyetle açık" bir CHP’nin prim yapması mümkün. Bu noktada, İslami kesimin önemli aydınlarından Ali Bulaç'ın yeni söylenmiş tek bir cümlesine dikkat gerekiyor; "Diniyle barışık CHP siler süpürür!"

İki değişim denen bu işte. Ama buna, CHP’yi desteklemek için bu şartları arayan, kimi medya, şimdiye kadar CHP'yi bir şekilde desteklemiş ama umduğunu bulamayan kesimler ve hatta dış çevreler eklendiğinde, “yeni binaya” taşınması mümkün olabilir CHP’nin.

Peki ne zaman? Önümüzdeki yerel seçimler kayda değer bir turnusol kağıdı olacak gibi. Kısa süre kalmış olsa da, oraya kadar da yeni gelişmeler olabilir.