Kıbrıs nazı, Batı'yı yordu mu? | " /> Kıbrıs nazı, Batı'yı yordu mu? | "/>

En Sıcak Konular

Fazla Kıbrıs nazı, Batı'yı yordu mu?

19 Şubat 2009 14:08 tsi
Fazla Kıbrıs nazı, Batı'yı yordu mu? 'Türkiye Kıbrıs’ta haklı bile olsa, Ankara’nın güvenlik stratejilerine uyguladığı blokaj Batı’ya rahatsızlık veriyor' Peki Batı resti görecek mi?

Cem Sey / Taraf

Batı'da dönüm noktası

Bu yıl NATO’nun kuruluşunun 60. yıldönümü. Ama nisan ayı başında Alman-Fransız sınırında yapılacak NATO zirvesini önemli yapan tek olay bu değil.

Dünyanın ve NATO’nun önünde zorlu sorunlar var. Washington’da yeni yönetimin göreve başlamasıyla dengeler değişiyor. En büyük aktörlerden biri, hatta en büyüğü olan ABD’nin oynadığı rol de değişiyor.

Bu nedenle ABD ve Avrupa’da NATO’nun, Atlantik aşırı ilişkilerin ne durumda olduğu masaya yatırılıyor. ABD ile Avrupa Birliği arasındaki sorunların ne olduğu hararetle tartışılıyor.

Bu noktada Türkiye’de birçokları omuz silkiyor. Kimine göre, özellikle AB, zaten geleceği olmayan ve kendi sorunlarını bile çözemeyen beceriksiz bir dev. ABD için de benzer düşünceleri savunanlar var. Bu süper gücün artık tükendiğine inananlar var.

Oysa, “Batı dünyası” adını verdiğimiz büyük blok dünyanın kaderini belirlemeye devam ediyor. ABD ordusu, dünyanın en büyük ve en ileri teknoloji kullanan ordusu. Irak ve Afganistan savaşlarıyla gücünün sınırlarına gelmiş olsa bile, bu ordunun dünyanın her yanında savaşma yeteneğine sahip tek ordu olduğunu söylemek abartılı olmaz.

Batı dünyası ekonomik bakımdan da ipleri elinde tutmaya devam ediyor. Baksanıza, Wall Street ağır hastalanınca, tüm dünya hasta oldu. Globalleşme dediğimiz ve artık sadece ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin değil, Çin, Hindistan ya da Brezilya gibi ülkelerin de dünya üretiminde büyük pay sahibi olmaya başladığı izlenimini veren olguya da ciddi bakmak gerek. Bunun arkasında yatan uluslarötesi şirketlerin arka planında yine Batı dünyası var. Globalleşme, Batı’nın parası olmadan işlemiyor.

Yani, Batı dünyası sömürgecilik döneminde elde ettiği avantajları koruyor. Bunların yardımıyla dünyadaki hâkimiyetini sürdürüyor. O zaman, NATO zirvesi kapsamında Batı dünyası önünde duran sorunlara ciddi şekilde eğilmek büyük önem taşıyor. Hâlâ her bakımdan Batı dünyasının parçası olan Türkiye açısından bu daha da önemli.

NATO zirvesi çerçevesinde gündeme gelecek sorunlar arasında ilk önce Afganistan güncelleşecek. Daha iki gün önce ABD Başkanı Barack Obama Afganistan’a 17 bin asker daha gönderme kararı aldı. NATO zirvesinde de, diğer Batı ülkelerinden daha fazla asker göndermelerini ya da Afganistan’da “yeniden inşa” planlarına daha fazla katkıda bulunmalarını isteyecek.

Fakat ön plandaki bu kavgadan çok, Pakistan tartışması önemli. Çünkü Pakistan’ın Batı sınırında İslamabad’ın tam denetimi sağlanmadan, Afganistan’da soluk almak olanaksız. Bu ise, Pakistan’la Hindistan’ın sorunlarını çözmekten geçiyor. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda bu bölgedeki sorunların tümünün paket halinde çözümüne yönelik girişimlerin gündeme gelmesini beklemek gerek. Nitekim, yeni ABD özel temsilcisi Richard Holbrooke sadece Kabil ve İslamabad’a değil, Pakistan’ın batı sınırına ve Hindistan’a da giderek pazarlık etti.

Ortadoğu konusunda ise Washington’da en çok dillendirilen beklentilerden biri, Hamas’la bir tür ilişkinin başlaması. Bu, Ortadoğu’da sorunların çözülmesine yetmez, ama kâğıtların yeniden dağıtılmasına yol açar. Üstelik, sadece Hamas’la değil, Hizbullah, Suriye ve İran’la da diyalog başlayacak gibi. Bu durumda, Türkiye’nin etrafında dengelerin hızla değişeceğini, eski ittifakların ve stratejilerin yetersiz kalacağını şimdiden hesaplamak gerek.

İran ile ilişkiler Batı dünyasının önündeki en hassas iki sorundan biri. Gerçi Washington, Tahran’la konuşmaktan başka bir çare olmadığını kabul ediyor artık. Fakat İran yönetimine güven duymuyor. İran’ın gerçekten nükleer silah sahibi olmasının, Suudi Arabistan’ı, Mısır’ı ve hatta Türkiye’yi de nükleer silah üretmeye itmesinden korkuluyor. Açıkçası, Batı’da daha kimse İran’la nasıl bir ilişki yürütülmesinin daha doğru olacağından emin değil.

Son olarak, Rusya’yla ilişkiler masada. NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan’a genişleme planlarının sona ermesi gündemde. O zaman Türkiye için bu bölgede de yeni bir tablo ortaya çıkar.

Bu arada, Türkiye’nin de Batı’da artık rahatsızlık veren bir faktör olarak algılanmaya başladığını kaydetmekte yarar var. Kıbrıs sorunun çözülememesi, NATO politikaları için yaşamsal olan AB-ABD işbirliğinin işlemesine engel oluyor. Türkiye Kıbrıs’ta haklı bile olsa, Ankara’nın güvenlik stratejilerine uyguladığı blokaj Batı’ya rahatsızlık veriyor. Bunun bir sonucu, Türkiye’yi AB üyesi yapma çabalarının artması olabilir. Ama ters tepkiler de doğabilir. Bu rahatsızlığı, sorunların Türkiye lehine çözümlenmesi yönünde kullanmak fırsatı var. Ama bunun için Ankara’nın Batı’yla ipleri gerecek politikalardan kaçınması ve uzlaşmalar önermesi şart.



Bu haber 452 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,721 µs