O dosyalar sandığı da sallar mı? | " /> O dosyalar sandığı da sallar mı? | "/>

En Sıcak Konular

O dosyalar sandığı da sallar mı?

19 Şubat 2009 11:22 tsi
O dosyalar sandığı da sallar mı? İyibilgi Türkiye’nin en kapsamlı seçim dizisinde üçüncü bölümü CHP İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na ayırıyor. Soru şu: Kılıçdaroğlu’nun dosya stratejisi sandığı ne kadar etkileyecek? Muhalefeti arkasında birleştirebilecek mi? Ve en ö

Kemal Kılıçdaroğlu... Türkiye seçim sathına girmeden önce çok ön plana çıkmayan CHP Grup Başkan Vekiliydi... Ancak geçtiğimiz yıl Ağustos ayına gelindiğinde, yani Türkiye 29 Mart yerel seçimleri öncesinde kampanya dönemine girdiğinde, Kılıçdaroğlu bir siyasi figür olarak ortaya çıkmaya başladı. İktidar partisi karşısında politika geliştirmekte zorluk çeken ana muhalefet partisi CHP içinden AK Parti’yi somut sözlerle eleştirmeye başlayan ilk kişiydi. CHP yönetiminin irtica ve laik devlet vurgulu muhalefet anlayışının dışında toplumun da yakından izlediği kadim ancak CHP için yeni bir konsept geliştridi: yolsuzlukla mücadele...

Dişli’yle başladı

Kılıçdaroğlu ilk sınavını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli olayında verdi. Ortaya koyduğu iddialar basında ve siyaset gündeminde geniş yankı uyandırdı. Her ne kadar Dişli dosyası somut hukuki ihlaller içermiyorsa da iddialara tatmin edici yanıt veremeyen Dişli istifa etmek zorunda kaldı. Zira siyasette somut hukuki deliller mahkemelerde yargılanmanızı sağlar. Ancak kamuoyu vicdanı somut hukuki delillere ihtiyaç duymaz. Dişli’nin yapamadığı kamuoyu için gerekli olan “güven”i tesis edemeyişiydi.

Elbette CHP içinden muhalefet anlayışını belge ve dosyalara dayandıran yeni bir sesin çıkması basını da heyecanlandırdı. Kılıçdaroğlu’nun dosyalarıyla AK parti yönetimini bile ikna ettiği Dişli’nin istifasıyla ortaya çıktı. Ancak AK parti yönetiminin bu noktada geri adım atması Kılıçdaroğlu siyasi kimliğinin güçlenmesine sebep oldu. Daha sonra pek çok kez olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nun sadece soruları bile ortada yolsuzluk varmış gibi tartışmalara neden oldu.

İki numaralı koltuğu hedef aldı

Kılıçdaroğlu ilk sınavını başarıyla atlattıktan sonra bu kez Erdoğan’ın iki numaralı koltuktaki sağ koluna yüklendi. Hedefte Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir mehmet Fırat vardı. Meclis basın odasında, Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde Fırat ve Kılıçdaroğlu gayet medeni bir şekilde dosyalarını masaya koydu. Bu tartışmadan kazanan çıkmadı. En azından kısa vadede... Uzun vadede ise Fırat, AK Parti’nin strateji değiikliğinin ve sağlık sorunlarının da bir ürünü olarak partideki koltuğunu bıraktı. Bu kimilerinin nezdinde Kılıçdaroğlu’nun hanesine yazılan bir artı puandı.

Ancak Kılıçdaroğlu bununla da kalmadı... Seçimlere kısa bir süre kala, Ankara’yı gözüne kestiren CHP’nin adayı Murat Karayalçın’ı desteklemek için AK Partili başkan Melih Gökçek’i hedef aldı. Bu süreç Kılıçdaroğlu’nun belki de en başarı işlerinden birisiydi. Melih Gökçek’in tartışma programında sürekli kendisini kaybetmesi ve Kılıçdaroğlu’nun rahat tavırları CHP’li adayın karnesini artı puanlarla doldurdu.

Baykal’ın Kılıçdaroğlu hesabı

Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’dan aday olana kadar oluşturduğu siyasi kimliğin profilini yukarıda anlatılan olaylar ortaya çıkardı. Bu profilin özellikleri kamuoyunda şu kelimeler ile özdeşleşiyor: Dürüst, sade, sakin ve güvenlir... Elbette bu profil sadece Türkiye için değil CHP teşkilat ve tabanı için de geçerliydi. Kılıçdaroğlu hem medyada, hem kamuoyunda ve elbette hem de CHP’de yükselen trenddi.

İşte bu siyasi profil oluştuktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu CHP Genel Merkezi tarafından açıklandı. CHP lideri Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’a aday göstererek üç ayaklı bir strateji güttüğü söylenir: 1. Yüksek profilli siyasetçi İstanbul’u kazanırsa bu AK parti iktidarının sonunun başlangıcı olur. 2. Bu aynı zamanda parti içinde Baykal’ın liderliği için de tehlikeli olmaya başlayan Kılıçdaroğlu tehlikesinin en azından 4 yıl ertelenmesine yol açar. 3. Eğer Kılıçdaroğlu kaybederse parti içindeki yükselen trendi ortadan kalkar.

Artık belgeli konuşmuyor

Kılıçdaroğlu artık CHP’nin İstanbul adayı... Seçim öncesinde kısa bir sürede oluşturduğu siyasi profilinin olumlu yansımalarını da görüyor. Çünkü oyları yüzde 35’i bulmuş durumda. Üstelik her sorduğu soru ve her yaptığı ima yeni bir yolsuzluk tartışmasını başlatıyor. Daha önce sık sık belgeyle konuşan Kılıçdaroğlu’nun basının da desteğiyle belgesiz imaları bile ortalığın çalkalanmasına neden oluyor. Kılıçdaroğlu’nu basın destekliyor... mehmet Ali Biradn “inşallah kazanacağız” derken, Ali Kırca’nın Show haberinde Kılıçdaroğlu haberleri tüm bülteni kaplıyor. Diğer yandan, çok ilginçtir, yapılan tartışmalarda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: muhatabı Kadir Topbaş değil, Erdoğan...

Kazanacak mı?

Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olup olmayacağı elbette 30 Mart sbahı belli olacak. Ancak şimdiden bazı şeyler söylemek mümkün, çünkü CHP’li adayın ayağında hızını yavaşlatan önemli ağırlıklar bulunuyor. Bunlardan birisi mensubu olduğu parti... İstanbul son dört seçimdir ağırlıklı olarak sağ ve muhafazakar partilere oy veriyor. CHP’ye karşı ön yargılı yaklaşıyor. Üstelik partisinin uyguladığı genel politikaların da yerel seçimler üzerinde etkisi oluyor. CHP bir önceki seçimde İstanbul’da yüzde 25 oy alsa bile Kılıçdaroğlu AK parti karşıtı oyların da desteğiyle oyunu yüzde 35’e taşımış bulunuyor. Ancak bu onun için yeterli değil. İşte bu yüzden muhafazakar oylara da talip olduğunu ima ederek “Çarşamba’ya da giderim” diyor. Ancak Kılıçdaroğlu’na başkanlığın anahtarını verecek muhafazakar ve sağ kesimin bu açılımları nasıl karşıladığı soru işaretleriyle dolu.

Açılımlar oya dönüşmez

Kılıçdaroğlu’nun aşması gereken diğer bir sorun ise bütün stratejisini dosyalar üzerine kurmuş olması. Zira genel siyasette rakibin yolsuzluklarına vurgu yapan dosya stratejisi önemli olabilir. Ancak yerel siyasette dosya stratejisi gücünü kaybediyor. Yerel seçmen 1. bağlı olduğu parti ve liderine, 2. aday ve projeye göre oy veriyor... Kılıçdaroğlu arkasına aldığı CHP seçmeni ve AK parti muhalefetinin seçimi kazanmasına yetmeyeceğini düşünüyorsa bir adım daha atarak, sağ ve muhafazakar seçmeni projelerle ikna etmek durumunda. Çünkü seçim öncesinde yapılan açılımların sandıkta oya dönüşme ihtimali oldukça zayıf. Diğer yandan dosya stratejisinin de belli bir noktadan sonra bumerang etkisi yaratabileceğini söylemek gerekiyor. İki sebepten: Kılıçdaroğlu’nun kimi imaları yolsuzluk tartışması yaratsa da içinden bir şey çıkmıyor. Bu Kılıçdaroğlu’na kısa bir sürede gelen şöhreti geri alabilir... Güvensizlik doğurabilir. İkincisi ise Kılıçdaroğlu ile ilgili de kimi dosyalar sümen altından çıkarılabilir... SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde kurumu inanılmaz bir borç yükü altına sokmuş olması tartışma konusu ve CHP’li aday bu konuda tatmin edici bir yanıt verebilmiş değil... Kılıçdaroğlu’nun diğer bir handikapı ise İstanbul teşkilatında başgösteren karışıklık olarak görünüyor. Gürsel Tekin’in seçimler gelmeden istifa ederim tehddinde bulunması partinin perde arkasında çalkalandığını gösteriyor. Diğer yandan Mehmet Sevigen ile ilgli basında çıkan haber ve yorumlar, CHP içinde önemli bir kırılma olduğunu gösteriyor. Seçimlere giderken çalkalanan bir CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun imajını güçlendirmeyeceği açık.

Sonuç olarak Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanıp kazanmayacağı bu noktada yeni şeyler söyleyip söylemediğine göre değişecek. Ancak anketlerin de desteklediği olası sonuç Kılıçdaroğlu’nun bu seçimde kaybetme ihtimalinin yüksek olduğu yönünde. Zira şu anda Kadir Topbaş ile arasında yüzde 15’ik bir puan farkı bulunuyor. Bu puan farkı çok önemli şeyler olmazsa kapanacak cinsten değil...

İyibilgi.com

Yarın: Bekaroğlu: seçimin en stratejik hamlesi

Dizinin tamamı:

1. bölüm: Seçim 2009: İstanbul kimi bekliyor

2. Bölüm: Topbaş yüzde kaç oy alacak?



Bu haber 3,079 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,978 µs