IMF’i neden istemiyor?

16 Şubat 2009 12:23 tsi
IMF’i ekonomik krizden çıkışın anahtarı gören kesimle, Türkiye’yi Batı’ya ekonomik olarak ‘çıpalayan’ bir tür pranga olarak anlayan kesim arasında çatışma devam ediyor. Ancak kulisler, Türkiye’nin IMF’le anlaşmada

AKP tabanında IMF’i pek de iyi algılamayan genişçe bir kesimin varlığı sır değil. Öte yandan, Uluslararası Para Fonu ile anlaşma imzalanmamasının Türkiye’ye ciddi zarar vereceğini söyleyip, hızla işin bitirilmesini isteyen de bir kesim mevcut.

Buradaki tartışma genellikle ekonomik ve teknik mühimmatla yapılsa da, aslında bir kesimin IMF’i Türkiye’nin üzerinde bir tür Batı kılıcı, hatta sömürü aracı olarak algılaması ile, IMF ile bağlantının, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini sağlamca sürdürmesi olarak görenlerin “siyasi” çatışması olarak da okumak mümkün.

Hangisi doğrudur hangisi yanlıştır ayrı ve uzun bir konu. Ama gerçek şu ki Türkiye uzun zamandır IMF’le bir anlaşma imzalamaktan imtina ediyor ve görüşmeleri de uzatıyor.

Bunun bir nedeni, AKP hükümetinin önümüzdeki Mart seçimlerine IMF’le anlaşma imzalamış bir parti olarak girip, kendi seçmenini kızdıracak bir mesaj vermemek endişesi sayılabilir.

Bu durumda seçimlerden sonra IMF’le bir anlaşma imzalanır gibi bir kabul ortaya çıkıyor.

Bir IMF anlaşması imzalamak için “şimdi” bile geç kalındığını söyleyenler açısından bu durum hayal kırıklığı yaratıyor olabilir. Ama daha fazlası da mümkün.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz hafta, "IMF’yle ekimde anlaşma yapsaydık şimdi çok daha kötü durumda olurduk" dedi. Bu cümle Türkçe’ye "iyi ki IMF ile anlaşma yapmamışız" olarak tercüme edilebilir.

IMF’le anlaşma arzu edenlerin temel iddiası küresel krizden besleniyor. Onlara göre gelişmekte olan ülkelerin paraları değer yitiriyor, çıkardığı kağıtların değeri azalıyor, riskleri büyüyor. Tabii Türkiye’nin de öyle.

Bu da gelişmekte olan ülkelerin ihtiyacı olan yabancı sermayeyi çekmekte Türkiye’nin alt sıralara düşmesi, daha az kaynak bulması anlamına geliyor. Bunun nedenlerinden biri de IMF’le anlaşma imzalanmaması.

Hükümet cephesinde ise durum daha farklı. Başbakan ve ilgili bakanlar, Türkiye’nin kendi gücüyle ayakta kalabileceği, dışarıdan kaynak gelmese de belirli bir büyümeyle yoluna devam edebileceğini düşünüyor.

Bunlar tartışmanın farklı boyutları ama sonunda IMF ile bir anlaşma şu ana kadar imzalanmamış durumda. Peki ne zaman imzalanır veya daha önemlisi imzalanır mı?

Kısa bir süre önce Başbakan’ı ziyaret eden TÜSİAD heyeti, muhtemelen IMF ile bir anlaşma imzalanması konusundaki görüşlerini de iletmiş olmalı. TÜSİAD’ın böyle düşündüğü zaten biliniyor.

Ancak bu görüşmeden sonra net bir açıklama olmadı içeride yaşananlara ilişkin olarak. Ama kulisleri yapılıyor.

Buradan çıkan, Mart ayına, yani seçimlere kadar zaten bir anlaşmanın olmayacağı. Ama daha ilginci, seçimden sonra da, eğer AKP bir kazaya uğramazsa, bir anlaşmanın imzalanmayabileceği!

Yani IMF’li dönemin tamamen kapanması ihtimali. Bu politik bağlamda da önemli bir karar.

Kulisler, hükümetin krizin etkisinin belli bir süre sonra biteceği fikrinde olduğunu, biraz sabırla dalganın atlatılacağını, böylece IMF’e ihtiyaç kalmayacağını düşündüğünü yansıtıyor.

Bu öngörü gerçekleşir mi, ayrı bir mesele. Ama IMF’i tamamen dışarıda bırakmak da öyle.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,102 defa okundu.