Soylu: 367 de Ergenekon'un işi

16 Şubat 2009 09:47 tsi
Selefi Mehmet Ağar dönemi için "reddi miras" yapan ve Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin önlenmesi için ortaya atılan 367 sürecini eleştirerek dikkatleri üstüne çeken Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu yine çarpıcı açıklamalarda b

Soylu, 367 süreciyle, DYP ile ANAP'ın birleşme kararının hayata geçirilmemesinde ve AKP'ye açılan kapatma davasında Ergenekon şüphesi olduğunu söyledi.

Dönemin DYP (DP) Genel Başkanı Ağar ve ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'yu 376 sürecinde yaşanları anlatmaya çağıran Soylu, Taraf'ın sorularını yanıtladı.

“Eruygur'un sözleri garabet”

Ergenekon'un tutuksuz sanığı Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'un medyaya yansıyan konuşmasındaki, "12 ve 14. mahkeme bizden" şeklindeki sözleri sonrası Ergenekon'da gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben 1960'ı da, 1971'i de, 1980'i de, 28 Şubat'ı da Ergenekon tipi örgütlenme olarak görüyorum... Türkiye'de hukuk dışı ne kadar yapılanma varsa üzerine gidilmelidir. Ama çok net bir şekilde söyleyeyim. 'Bizim hakimlerimiz var, bizim ayarladığımız hakimler var' demek garabettir, yanlıştır.

“Kapatma davası karanlık”

367 ve DYP-ANAP birleşme sürecindeki olaylar karanlık süreçlerin devam ettiğini mi gösteriyor?

367'de ve birleşme sürecinde karanlık olaylar var. AKP'ye kapatma davası açılmasında da, verilen kararda da karanlık olaylar var. Davanın açılmasında da Anayasa Mahkemesi sürecinde de karanlık var. Ben hala 'acaba bir takım yerlerin anlaşmaları söz konusu olmuş mudur, acaba bir takım mutabakatlar yapılmış mıdır' diye bir siyasi partinin genel başkanı olarak içimden bu soruları atamıyorum.

367 ve birleşme sürecindeki karanlığın aydınlanması çağrınızın ardından bir gelişme oldu mu?

Taraflar suskun kalmaya devam ediyor. Türkiye'de yanlış yapanlar, hata yapanlar hatalarını kabul etmelidir. Etmiyorlarsa bunların peşine hukuk düşmeli. 367 meselesinde yapılan açıklamalar toplumumuzu tatmin etmedi. Ben birleşme sürecindeki karanlığın da gizli kalmayacağını düşünüyorum.

Ağar ve Mumcu"ya çağrı

Darbeleri Ergenekon tipi örgütlenme diye tanımlıyorsunuz. Sizce 367 ve DYP-ANAP birleşme süreçleri ve AKP'ye kapatma davası süreci de Ergenekon tipi örgütlenmenin bir uzantısı mı?

Paralel süreçlerdir. Türkiye yapılan yanlışları bugüne kadar bitirmeliydi. Ben onların vicdanlarına sesleniyorum. Bir kerecik Türkiye için doğru birşey yapsınlar. Bir kere desinler ki 'biz iki partinin birleşmesini sağlıyorduk. Engelleyen şudur'. Bir kere desinler ki, '367'de evet bize bunlar baskı yaptı'. Türkiye'de hiçbir şey tesadüf değil. 21 Mayıs 1960'ta Kızılay'da yürüyen insanların çok büyük bir bölümü bugün bu işlerin göbeğindedir. İki ayrı Ergenekon vardır. Biri devleti öteki de siyaseti kullanmaya çalışan Ergenekon'dur.

Ağar dönemi için reddi miras yaptınız? Ergenekon'u mu reddediyorsunuz?

Ben miras filan almadım. Bu parti demokratik bir parti. Bu partinin demokrasi dışı tüm izlerini silmek bizim en önemli görevlerimizden biri. Demokrasi dışı hiçbir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Duruşumuz nettir.

Hükümeti eleştirdi

İktidarın "Ergenekon tipi örgütlenmeler" karşısında aldığı pozisyon için neler söylersiniz?

Bir taraftan Türkiye aydınlanma sürecini yaşamak istiyor bir taraftan da iktidar yeni bir karartma sürecinin içinde. Bu bir tenakuz. AKP 'benim Ergenekon'um iyidir' mantığını içselleştirmişe benziyor. Ergenekon meselesinde hukuku kullanarak insanlara baskı yapılmamalı. Ergenekon bir tasfiye aracı yapılmamalı. Hükümetin durumu fırsat bilerek böyle bir anlayışı ortaya koyduğu izlenimi var.

Erdem Gül / Taraf

Bu haber 411 defa okundu.