''Hepimiz Kürt'üz'' diyen Türkler

16 Şubat 2009 08:38 tsi
Erbil'de 18'incisi yapılan Abant Platformu toplantısında Kürt sorunu konuşuldu. DTP'nin bu toplantıya katılmayarak çözüme nasıl katkı sağlayacağı önemli bir soru işareti.

Adem Yavuz Arslan / Bugün

Abant Platformu, 18. Toplantısı'nı Kuzey Irak'ın Erbil kentinde yapıyor. Aralarında akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de bulunduğu, Kürt meselesinde söyleyecek sözü olan herkes Erbil'de.

Abant Platformu bugüne kadar dünyanın dört bir yanında çeşitli konularla ilgili toplantılar düzenledi. Fakat hiçbiri Erbil toplantısı kadar manidar olmamıştı. Bu toplantı Kürt sorunu ve Türkiye-Irak ilişkilerinde kilometre taşlarından birisi olacak. Organizasyonun ev sahipleri bunu hedeflemese bile sonuçları itibariyle bu kaçınılmaz.

Toplantıyı organize edenler kendilerini güncel tartışmaların dışında tutsalar da konunun bizatihi kendisi siyasi olduğu için yansımaları da siyasi olacak.

Bu arada Irak'taki güncel gelişmeler de toplantıya olan ilgiyi daha da artırdı. Ülkedeki dengeler değişiyor. Amerika'nın çekilme takvimini ilan etmesi, merkezi hükümetle yerel yönetim arasındaki müzakereler ve bu sürece Türkiye'nin katkısı, bölgede kartların yeniden dağıtılmasına neden oldu. Bir dönem tahrikkar sayılabilecek açıklamalar yapan bölgesel yönetim artık daha dikkatli adımlar atıyor. Geçen yıl Diyarbakır'da yapılması planlanan fakat PKK'nın tehditleri sebebiyle iptal edilen toplantıya ev sahibi olmak istemesi de PKK'ya bir mesaj.

İran'ın Dışişleri Bakanı seviyesinde birkaç gün önce bölgeye ziyarette bulunması, yeni konsolosluklar açacak olması da önemli bir ayrıntı.

Toplantının zamanlamasındaki ilginçliklerden birisi de 15. Şubat'a denk gelmesi. Malum 15 Şubat Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümü. Toplantının Erbil ayağını organize eden Rebwar Kerim '15 Şubat'ı siz sorunca hatırladım' diyor. Öte yandan duyumlara göre PKK ile Barzani yönetimi arasındaki ilişkiler de limoni.

Yerel kaynakların toplantıya bakış açısını en güzel özetleyen bölgesel yönetimin Kültür Bakanı Felakedin Kakeyi'nin "uzun yıllardan beri bu güzel günü bekliyorduk' sözleri oldu. Gerçekten de Kürt yönetiminin toplantıya yüklediği anlam çok fazla. Türk katılımcılar ise toplantının Erbil'de olmasının bile çok anlamlı olduğunu söylüyor.

Türk ve uzun yıllar Türk milliyetçisi olarak siyaset yapmış Mümtazer Türköne'nin 'buraya hepimiz Kürt olarak geldik. Ziya Gökalp'ın deyimiyle Kürt'ü sevmeyen Türk, Türk'ü sevmeyen Kürt olamaz' sözleri önemliydi.

Bir noktanın da altını çizmek gerekli. Toplantı, bütün Ortadoğu'nun en önemli ve en acil sorunlarından Kürt sorununun çözümü için iyi bir platform. Fakat kendine misyon biçen çevreler çeşitli gerekçelerle katılmadılar. DTP'li Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Selahattin Demirtaş ismen davetliydi. Varlıklarını Kürt siyasetine bağlayan çevrelerin çözüm noktasında isteksiz davranmaları manidar. Üstelik PKK'ya yakın gazeteler ve yayın organları Erbil zirvesi için en ağır hakaretleri kullanıyor. Hatta 'Korucu Aydınlar' başlığını bile attılar.

Toplantıya AK Parti, MHP ve CHP'den de isimler davetliydi, onlar da katılmadı. Ama DTP'nin şiddet içermeyen her türlü görüşün serbestçe dile getirildiği, hatta televizyonlardan canlı aktarıldığı bir toplantıya katılmayarak çözüme nasıl katkı sağlayacağı önemli bir soru işareti.

Müzakerelere gelince. Kuzey Iraklı ve Türkiyeli aydınlar böyle bir platformda ilk kez bir araya geldiler. Olaylara bakış ve çözüm önerileri doğal olarak farklı. Biraz da Kürt aydınlar 'bize hangi fikri empoze etmeye geldiler acaba' önyargısıyla gelmişler. Kürdistan mı Kuzey Irak mı sorusu bile çok tartışma çıkarttı. Fakat oturumlar ilerledikçe taraflar birbirini daha iyi anlamaya başladı. Hiçbir sonuç çıkmasa bile tanışmak, aynı masanın etrafında konuşmak bile bir adımdır.

 

 

Bu haber 518 defa okundu.