Bush devrimciymiş de haberimiz yokmuş! | " /> Bush devrimciymiş de haberimiz yokmuş! | "/>

En Sıcak Konular

Bush devrimciymiş de haberimiz yokmuş!

16 Şubat 2009 08:25 tsi
Bush devrimciymiş de haberimiz yokmuş! '‘Bush aslında devrimci’ de, biz saftirikler anlamıyoruz!'

Ceyda Karan / Radikal

SETA Vakfı Gökhan Çetinsaya ile Taha Özhan imzasıyla ‘İşgalin 6. Yılında Irak’ adlı bir kitap yayımladı, geçen hafta da tanıtımı için bir panel düzenledi. Derin tarihi, ekonomik ve kültürel bağlarımız bulunan komşularımıza dair analizleri sürekli Batılılardan izleme refleksimiz düşünülünce, bu tür çalışmaların anlamı aşikar. Kitap, ‘Irak’ın yeni dönemdeki geleceği, bölgesel ve uluslararası aktörlerin pozisyonları, Türkiye’nin Ortadoğu politikası’ndan hareketle şöyle saptamaları/tavsiyeleri içeriyor: ‘Irak’ta işgal sonrası dağıtılan merkezi devletin zayıflığı sürdüğünden parçalanma tehlikesi baki. Kuzey Irak’ta bağımsız Kürt devleti bölgede Kürt nüfusa sahip ülkeleri derinden etkileyeceğinden, siyasi alternatifler üretmeli. Ortadoğu’da oluşacak yeni Şii kuşağı dengeleri değiştirebilir. Irak’la ekonomik ilişkiler Türkiye için jeo-ekonomik zorunluluk, yeni Irak’ta yapıcı, kolaylaştırıcı ve dengeleyici rol oynamak gerekir.’
Velhasıl Obama’ydı, Gazze’ydi, İran’dı derken, karambolde Irak’ı bir hayli ihmal ettik. 2003’teki işgalden beri Irak’a bakışı genelde güvenlik/şiddet/terörizm algısı belirliyor. Neyse ki, ocak sonunda şiddetten hayli azade gerçekleştirilen ve siyasi iklimde değişim işaretleri veren yerel seçimler, dönüp bu ülkeye bakmaya vesile oldu.
Yerel seçimin en önemli sonucu şu: 2006’da mezhep ve etnik temelli şiddet doruktayken başbakanlığa getirilen Nuri Maliki’nin ‘Hukuk devleti koalisyonu’ ile laik partiler, Şii mezhepçiliğine dayalı din temelli partiler ile gevşek federasyon isteyen Kürtler karşısında Irak’a dair hesapları etkileme potansiyeli taşıyan bir zafer elde etti. Bölünme ve İran etkisini dizginlemek isteyenlerin hanesine yazılabilecek bu zafer, aralıktaki genel seçime dair işaret olması açısından da önemli. Lakin katılımın yüzde 51 gibi düşük oranda kalması bir yana, şiddetten ‘illallah’ demiş Iraklıların mezhep çatışmasının sorumlusu gördüklerine aldığı tavırdan, Irak için haddinden fazla iyimser sonuçlar çıkartmak için çok erken. Zira Irak’ın bir devlet olarak nereye doğru evrileceğine dair çok fazla soru işareti var.
Asıl manidar olan Irak’taki ‘normalleşme’ sürecinin şimdiden ‘işgalin başarısına’ yontulmaya çalışılması. Bush, giderayak boşuna “Hakkımdaki hükmü tarih verecek” dememiş olsa gerek. Batı basınında ‘Irak’ın Arap devletlerine model olabileceğini’ söyleyen makaleler sökün ediyor. Hatta Irak’ta yapılanların ‘uluslararası ilişkiler teorisi bağlamında devrimci bir eylem’ olduğu ve ‘hayrının yıllar sonra görüleceği’ tezi filan da işleniyor. Bu olayı ‘tersten okuma’ çabası şu saptamalara dayandırılıyor: ‘Irak’ta zaten etnik ve mezhep farkları vardı, işgalle, kendi haline bıraksanız olmayacak bir dönüşüme imza atıldı’. ‘Siyasi iktidarın sosyal tabanının değiştirilmesi, yani nüfusun yüzde 60’ını oluşturan Şiilere alan açılması hakkaniyetli’. ‘Amerikalılar Irak devlet aygıtını bilinçli değil, şuursuzca çökertti’. ‘Amerikalıların sonradan uyanıp Irak’ta demokratikleşme perspektifini eklemesi bölgeye olumlu esin kaynağı’.
Yani ‘Bush aslında devrimci’ de, biz saftirikler anlamıyoruz! Bir toplumu kendi dinamiklerinin ötesinde hallaç pamuğu gibi atan, yüz binlerce cana mal olan, düşmanlıkları törpüleyen, devasa bir kültürel yıkım getiren bir işgal, nasıl da ‘hayırlı bir eylem’ olarak sunulabiliyor. Anlaşılan bu tez bundan sonra sık sık işlenecek, o vakit hatırlatmak lazım. Irak, toplumlara ‘durağanlık’ atfedilerek girişilen dış müdahaleleler tarihinde ilk değil; emsallerinden de hiç hayırlı sonuçlar çıkmadı. Kaldı ki, hiçbir toplum, hele hele küreselleşme çağında durağan değildir, kalamaz da.
Keza Bush yönetimi, Irak’ı Ortadoğu’da değişime esin kaynağı olacak bir hükümet biçimi yaratmak için işgal etmedi. İşgalin kendisi ABD’nin ‘kendini savunma’, ‘önleyici saldırı’ doktrini ve Saddamlı Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu yalanı üzerine inşa edildi. En önemli sonucu, Irak’ı, bir bütün olarak kalabilirse, zayıf merkezi iradesi ve ordusu bulunan bir ülke haline dönüştürmesi. Hal böyleyken, işgal sayesinde ABD enerji hatları rotası açısından önemli bir bölgeye askeri anlamda yerleşti, 2011’de tümüyle çekileceği de pek şüpheli. Amerikan şirketleri altyapısı yok edilen bir ülkeden doğru dürüst bir çivi çakılmadan milyarlar kazandı, üç yılda yolsuzluklara bile -Halliburton- imza attı. Petrol zengini bir ülke içler acısı bir halde ve salt petrolün paylaşımı bile yeni çatışma potansiyeli yaratıyor.
Hem şu ‘devrimcilik’ tezi insanın aklına Sovyetler Birliği’nin ‘sosyal emperyalist’ olarak ‘devrim ihracını’ getiriyor. Misal ‘ilkel Afganlara sosyalizm taşıyacağı varsayılan işgali’. Tevekkeli değil, Amerikan yönetimi o vakitler ‘devrimciliğe’ uyanamamış da ‘ilkel aşiretleri’ desteklemişti!
İşgale ‘toplumsal ilerleme adına devrimcilik’ yakıştırması yapacaksak, o vakit koskoca bir sömürgecilik tarihini, asimilas-yonları da ‘devrimci’ diyerek aklamamız gerekir. Hem sonra bu ‘devrimci eylem’ niye Irak’ta yapıldı da Suudi Arabistan’da, Körfez ülkelerinde yapılmadı? Oralar çok mu demokratik, çok mu insan hakları var?
Emperyal projeler kimsenin yüzü suyu hürmetine yürütülmüyor. Bu türden ‘aklama-
lar’ iyi niyetli tespit çabaları olsa dahi, neticede yeni işgallere zemin hazırlamaya yarıyor. Hem ‘Amerikan devrimci eylemini’ bir de kurbanlarına mı sorsak ne?



Bu haber 416 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,655 µs