kabusa dönüşüyor mu? | " /> kabusa dönüşüyor mu? | "/>

En Sıcak Konular

Dava kabusa dönüşüyor mu?

14 Şubat 2009 08:20 tsi
Dava kabusa dönüşüyor mu? 'Asrın davası' çıkmaz sokağa giriyor...

Kürşat Bumin / Yeni Şafak

Dava giderek bir kâbusa dönüşüyor

Her şeyden önce şu tespiti yapmak gerekiyor: "Ergenekon" davası adı altında yürütülen süreç o derece geniş bir alanı içine aldı ki, işin sonunda büyük ihtimalle "ellerim bomboş" dizesini mırıldanmamız kaçınılmaz görünüyor.

Büyük ihtimalle; çünkü bu davada izlediğimiz gibi, işin başından itibaren ülke tarihine ilişkin hangi gerçeğin-hakikatin-kötülüklerin ortaya çıkarılacağına karar verilmemiş bir süreç sonunda "dosyanın kapanması" ile noktalanabir.

Sistem on yıllarca totaliter ve otoriterlik arasında gidip geldiğinden, bu ülkede (de) devletin şu ya da bu kurumlarının elinden çıkmış kötülükler saymakla bitmez.

Ama bu kötülüklerin büyük bölümünü tek bir dava vasıtası ile ortaya dökmeye çalışmak ne derece doğru ve de gerçekçidir?

"Gazi Mahallesi Olayları"ndan başlayabilir miyiz? Hay hay, girsin dosyaya...

Danıştay cinayeti mi? O da buyursun...

Maraş-Sivas olayları mı dediniz? Onun günahı ne, o da girsin...

Uğur Mumcu ve diğer "aydın cinayetleri" mi? Tabii ki...

Susurluk zaten davanın ayrılmaz bir parçası.

Fırat'ın öteki ve beriki yakasındaki faili meçhullere de bakalım...

Özel Harekat timlerinin cinayetleri? Sıra onlara gelmedi ama belki bir gün o da...

Hrant Dink, rahip, misyoner cinayetleri? Bakalım, belki bir gün onlara da sıra gelecek...

Ve de tabii ki -kimine göre en başta olmak üzere- TSK içinden birilerinin örgütlemeye çalıştığı "darbe planları"

Şimdi siz söyleyin; bir dava bütün bu ve benzeri birçok suçun-kötülüğün altından kalkabilir mi?

Sen (sisteme söylüyorum) on yıllarca ardı ardına gerçekleştirilmiş ağır suçlarla birlikte günlerini geçireceksin, ama günün birinde açılmış bir dava vasıtasıyla ellerini yıkamaya çalışacaksın; olacak iş mi? Hangi "dava"nın buna gücü yeter?

Savcıların yerinde olsam, önce dosyanın TSK'ya ilişkin klasörlerini bir kenara bırakırdım. 2003'de oluşturulmaya başlanan darbe planlarının teşebbüs aşamasına bile gelmeden ülkedeki demokrasinin -olabildiği kadar- gücünün zoruyla masadan kaldırıldığını hatırlar, gerçekleşmiş bir darbenin generallerinin üniversitelerden başlamak üzere birçok düzlemde iltifatlara mazhar olduğu bir ülkede "emekliler" ile uğraşmayı zararlı değilse de yararsız bulurdum.

Çünkü görüyorsunuz: İşin bu faslı davayı bir kâbusa dönüştürmekte giderek. Oysa fena mı, yetersiz mi olurdu "asrın davası" olarak vaftiz edilen bu dava dikkatini sadece cinayetlere teksif etseydi? Hem de öyle Gazi'ye, Sivas'a hatta Susurluk'a kadar uzanmadan, Hrant cinayetinden başlanarak geriye doğru giden çok yakın tarihin cinayetlerinin üzerine.

Genelkurmay'ın Radikal'in yayını üzerine yaptığı açıklama, akşam haberlerinin "arkası yarın"a dönüştürdüğü davanın giderek nasıl bir kâbusa dönüşmekte olduğunun bir delili. Açıklamada yer alan "Bizim en büyük gücümüz, Türk milletinin ordusu olmamızdan gelmektedir" ya da "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir kurum olarak, yasa dışı faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlarla hiçbir ilişkisi olamaz" gibi malum ifadeler önemli değil. Ama açıklamanın "700 bin kişilik bir orduya komuta eden, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden birisini oluşturan 'hukuk devleti'ne bağlılığı ile tanınan bir komutanın, 150-300 kişilik yasadışı bir oluşumu, daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkûm olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişiyle yapmaya kalkmasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur" diyen satırlarını ciddiye almalıyız mutlaka.

Tamam TSK, tarihinde şöyledir böyledir, şunları bunları yapmaktan geri kalmamıştır. Ama bu ordunun devletin başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere kimi kurumlarının da bilgisi dahilinde İbrahim Şahin gibi "mahkûm olmuş bir kişi"nin "S1" gibi insana haklı olarak belli çağrışımlar yaptıran "iç temizlik" ile görevli bir faşist çeteyi törenle işbaşı yaptıracağını tasavvur etmek, gerçekten bu ülkede (de) gülünç ve gayri ciddi bir durumdur.

Açıklamanın Fatma Cengiz adlı –gerçekten de- kim olduğu ve neye hizmet ettiği belli olmayan bir kişinin hikayeye dahil edilmesi karşısındaki tavrı da, sözünü ettiği "kâbus"a ilişkin iyi bir örnektir: "Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığının hiçbir biriminde" bu adı taşıyan kimse yoktur.

Ben benzer bir açıklamayı, Şahin haberinde "Şahin'in bugünkü Özel Harekat Daire başkanı Behçet Oktay'la yakınlığı dikkat çekici..." diye başlayan pasajda adı geçen görevliye ilişkin İçişleri Bakanlığı'ndan da beklerdim doğrusu.

Ve de tabii ki şu soruya birilerinin cevap vermesi lazım: Madem ki, Sezer'in affına mazhar olarak serbest bırakılan Şahin'in "hafıza problemi" -telefon kayıtlarından anlaşıldığı gibi- kalmamıştır, bu takdirde bu kişi cezasını çekmeye uygun hale gelmiş olmuyor mu?

Not: Yazıyı bitirdiğimde ekrana İbrahim Şahin'in açıklaması düştü. Habere konu olana soru-cevapların külliyen uydurma olduğunu iddia ediyor.

Oysa İsmet Berkan (Radikal) ise haklı ve yerinde bir hatırlatmada bulunarak "Bizim yayınladığımız ifade, savcılık ifadesi olarak mahkeme kayıtlarına geçmiş, dolayısıyla aleniyet kazanmış bir metindir" diyordu.

Hadi kolaysa, ayıklayın taşını pirincin bakalım..



Bu haber 1,161 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,315 µs