umut ışığı! | " /> umut ışığı! | "/>

En Sıcak Konular

Filistin için umut ışığı!

13 Şubat 2009 16:04 tsi
Filistin için umut ışığı! Sudan, UCM’ye taraf olmamasına rağmen, Darfur’da yaşananların UCM’nin gündemine gelmesi BM Güvenlik Konseyi kararı ile mümkün olmuştur. Benzer bir sürecin İsrail’in Gazze’de yaptıkları konusunda işlemesi uzak bir olasılık değ

Özlem Altıparmak * / Taraf

Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda, İsrail’le ilgili olarak konuşan tek isim Başbakan Erdoğan olmamasına rağmen; Erdoğan’ın “diplomatik kavga”sı diğer bütün konuşmaları gölgede bıraktı. Oysa Davos’ta İsrail konusunda oldukça önemli açıklamalarda bulunmuş olan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcısı Luis Moreno-Ocampo’nun sözleri, bizim basınımızda gerekli ilgiyi görmedi.

Aslında bu açıklama, UCM savcılığı tarafından İsrail’le ilgili olarak yapılan ilk açıklama değil, ancak bu ikinci açıklamanın ilkine nazaran farklı bir yanı var. Geçtiğimiz ay, Filistinli gruplar UCM’ye başvurarak, İsrail’li yetkililerin Gazze’de işlemiş olduğu suçlarla ilgili olarak yargılanmasını talep ettiklerinde, UCM savcılık ofisi yetkilileri İsrail’in mahkemeye taraf olmaması sebebiyle böyle bir davanın UCM’nde açılmasının mümkün olmadığını açıklamıştı. Bu açıklamadan kısa süre sonra Ocampo, Davos’ta The Times’e verdiği demeçte, Gazze’de işlenen suçlarla ilgili durumu incelediğini söyledi ve devamındaki beyanlarında da bu söylediklerini tekrarladı.

FİLİSTİNLİLERİN UCM’YE BAŞVURUSU

UCM savcısının bu değişen açıklamasının ardındaki sebebin ne olduğunu anlayabilmek için, uluslararası alandaki yargılama yetkisini, UCM’nin işleyişini ve Filistin’in UCM’ye yaptığı başvuruyu biraz detaylandırmak gerekebilir.

Bölgede 27 Aralık 2008’den 18 Ocak 2009 tarihine kadar devam eden saldırılarda bin 300’den fazla Filistinli’nin hayatını kaybettiği ve ölenlerin üçte birini çocukların oluşturduğu belirtiliyor. Acaba bu yaşananlarla ilgili olarak, uluslararası adaletin tecelli etmesini beklemek gerçekçi bir tutum mu? Bu soru karşısında tartışılabilecek ilk olasılık, evrensel yargılama yetkisine dayanarak, bu yetkiye kendi kanunlarında yer veren ülkelerin bir yargılama başlatması. Bu durum -Türkiye dahil olmak üzere- elbette mümkün, ancak diplomatik kaygılarla çok olası görünmüyor.

İkinci bir olasılık, BM Genel Kurulu’nun tıpkı Ruanda ve Yugoslavya’da yaşananlarla ilgili olarak daha evvel yaptığı gibi, belli bir süreyle sınırlı olarak “İsrail için Uluslararası Ceza Mahkemesi” kurulmasına karar vermesi olabilir.

Üçüncü olasılık ise, yazının başında belirttiğimiz Lahey’de kurulu olan ve daimi niteliğe sahip Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu konuya el atması. UCM kurucu statüsü olan Roma Anlaşması’na göre, UCM’nin yargılama yetkisinin söz konusu olabilmesi için, suçun ya taraf ülke topraklarında ya da taraf ülke vatandaşı tarafından işlenmesi gerekiyor. Bunun dışında, bir suç hakkında soruşturma açılabilmesi ancak ilgili “devlet”in gönüllü olarak UCM yargılama yetkisini kabul etmesi ya da BM Güvenlik Konseyi’nin konuyu UCM savcısına havale etmeye dair bir karar alması halinde mümkün oluyor.

DARFUR UCM’DE NASIL YARGILANIYOR

Aslında bahsedilen koşulların sağlanması, sadece kağıt üzerinde kalmış şeyler değil ve her bir durum için kamuoyunda yaygın olarak bilinen örnekler de mevcut. Sudan, UCM’ye taraf olmamasına rağmen, Darfur’da yaşananların UCM gündemine gelmesi BM Güvenlik Konseyi kararı ile mümkün olmuşken, Fildişi Sahilleri’yle ilgili açılan dosya, ilgili devletin UCM yargı yetkisini kabul etmesi sayesinde gerçekleşti.

İsrail’in UCM’ye taraf olmadığını yeniden vurgulayarak yazımıza devam edelim. İsrail ve Hamas silahlı güçleri arasındaki savaşa ilişkin olarak UCM’ye bugüne kadar çeşitli kişi ve gruplardan 210’a yakın talep ulaşmış durumda. Çoğu başvuru, İsrail tarafından sivillere yönelik saldırı ve fosfor bombası kullanımı gibi suçlarla ilgili olmasına rağmen, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kimi gruplar, İsrail şehirlerine yönelik Hamas roket saldırıları ve Filistinli sivillerin canlı kalkan olarak kullanılması iddialarının da soruşturulmasını talep ediyorlar.

Bu gruplar tarafından yapılan başvuruların ardından, Ocak ayında Filistin Adalet Bakanı, UCM’yi ziyaret etti ve Gazze’deki olaylarla ilgili olarak Filistin Yönetimi’nin UCM’nin yargılama yetkisini tanıdığını resmi olarak mahkemeye bildirdi.

Gazze’de olup bitenlerden, uluslararası hukuka göre işgalci güç olan İsrail’in sorumlu olması sebebiyle, Filistin yönetiminin bu topraklar üzerinde söz hakkı bulunmadığı ve UCM yargı yetkisini tanıyamayacağı iddia edilebilir. Ancak İsrail’in 2005 yılında Gazze’den çekilmesinin ardından, Tel Aviv’in tek taraflı olarak Gazze işgalini sona erdirdiğini ve işgalci güç olarak bölgede yaşayan insanların refahından sorumlu olmadığını deklare etmesi, Filistin başvurularında önemli bir dayanak olarak sunuluyor. Ocak 2008’de İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Gazze’ye sağlanan elektrik ve benzinde yaşanan kesintilerle ilgili olarak, İsrail’in işgalci güç olması sebebiyle sorumlululuğun tartışıldığı Gabber davasında verdiği kararda da bu iddianın desteklendiği belirtiliyor. Filistin’in bir devlet olarak UCM’nin yargı yetkisini tanımasının geçerli olduğuna dair, Aralık 2003’de Uluslararası Adalet Divanı tarafından işgal altındaki Filistin topraklarında inşa edilen duvarın yasallığı konusunda yazılı tavsiye görüşleri alınırken, Filistin’e de bu konuda başvurulmuş olması bir diğer kanıt olarak gösteriliyor. Ve yine bugün için 100’den fazla ülkenin Filistin ile ilişki geliştirmiş durumda olması da vurgulanıyor.

Kısaca; Filistinliler, Filistin Yönetimi’nin bölgedeki de facto (fiili) devlet olduğunu ve yargılanması talep edilen suçların da kendi egemenlik alanlarında işlendiğini iddia ediyorlar. Filistinlilerin dayandığı argümanlardan en önemlisi, İsrail’in 2005 yılında bölgeden çekilmesi nedeniyle İsrail’in Gazze üzerinde hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı iddiası.

PEREZ DE YARGILANABİLİR

UCM savcısı Ocampo, durumun oldukça çetrefilli olduğunu kabul ediyor ve uzun zaman alsa da, vereceği kararın tümüyle hukuka uygun olacağını belirtiyor. Ocampo’nun vurguladığı bir diğer konu da, yapılacak incelemenin Gazze’de suç işlenip işlenmediği konusunda değil, mahkemenin Filistin bölgesinde bir yargılama yetkisinin bulunup bulunmadığı konusunda olduğu.

Yazının başından beri, en önemli aktör olarak kimin yargılanabilirliğini tartıştığımızı kısaca bir hatırlayalım isterseniz. Davos’ta Erdoğan’ın, TV programlarında yapılan tartışmalarda bolca kullanılan ve bizlerin de alışageldiği bir uslupla; “Benden yaşlısın, sesin çok yüksek çıkıyor, suçluluk psikolojisi...” dediği Peres; İsrail’in Filistin Kurtuluş Örgütü’yle 1993’te imzalamış olduğu Oslo Anlaşması’nın en önemli mimarlarından. Ve bu anlaşmanın hemen ardından 1994 yılında Peres, dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve FKÖ lideri Yaser Arafat’la birlikte Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. İşte, yaptıklarıyla Nobel Barış Ödülü alan Peres’in, yine yaptıklarıyla en tepedeki isim olarak sanık olarak yargılanıp yargılanamayacağı konusundaki karar, önümüzdeki günlerde Lahey’de verileceğe benziyor. Bol tartışmalı geçecek bir sürece ve bir yönüyle de Filistin’in statüsüyle ilgili olarak verilecek bu karara hep birlikte tanıklık edeceğiz.

*Uluslararası Ceza Mahkemesi Koalisyonu Koordinatörü-Avukat / ozlemaltiparmak@gmail.com



Bu haber 523 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,107 µs