Genelkurmay'ı kim 'tahrik etti'?

13 Şubat 2009 08:20 tsi
'Genelkurmay’ın açıklaması, gerçekten ilgi çekici ilkeleri ortaya koyuyor.' Peki o ilkeler ne?

Erhan Başyurt / Bugün

Genelkurmay’ı kim “tahrik etti”?

Türk Silahlı Kuvvetleri dün yeni bir yazılı açıklama yaptı.
 
Ergenekon’dan tutuklu eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin’in Radikal’de yayınlanan ifade tutanakları eleştiriliyor.

Gazetede yer alan habere göre, Şahin ifadesinde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da adını veriyor. Hatta, Tuğgeneral Metin Gürak Paşa’nın “S1” olarak bilinen, 300 kişilik tim listesini hazırlamasını kendisinden istediğini ileri sürüyor.

İddialara, Genelkurmay çok sert tepki gösterdi. İşte altı çizilmesi gereken, üç madde:

1- TSK’nın yasadışı faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlarla hiçbir ilişkisi olamaz.

2- Yargının kısır tartışmalar içine çekilmesinden çok büyük rahatsızlık duyuyoruz. Yargı üzerinde şüpheler yaratılması, Türk yargısına yapılacak en büyük kötülüktür.

 3- TSK kendisini tahrik etmek isteyenlerin amaçlarına hiçbir zaman alet olmadan, dimdik görevinin başındadır.

Genelkurmay’ın açıklaması, gerçekten ilgi çekici ilkeleri ortaya koyuyor.

Uzun süredir bu köşeden, Başbuğ’un Ergenekon tutuklamalarına verdiği desteğin, Genelkurmay’ın hukuk dışına çıkanları korumama kararlılığının göstergesi olduğunu yazıyorum.

Açıklama bunu doğruluyor.

Yine, TSK’yı yürümekte olan soruşturmayı engelleme gayretleri içine çekmek isteyenler olduğunu, “intikam tuzağı” kurulduğunu bu köşede kaleme aldım.

 Tahriklere gelmeyeceklerini söyleyerek, bu oyunları da boşa çıkaracaklarını gösterdiler.

TSK’nın, yeni dönemde yargıya saygısı da takdire şayan.

Ama, Karargah Evleri ile ilgili soruşturma, MİT’in bildirmesine rağmen 4 yıldır yapılmadı. Ve şimdi konu Ergenekon davasının parçası haline geldikten sonra, sivil üyelere yönelik operasyon yapıldı. Son derece düşündürücü...

Genelkurmay, ortaya koyduğu “yargıya saygı” ilkesine uymak için biraz daha dikkatli adımlar atmalı.

Bu kapsamda, lojman ve orduevi gibi askeri bölge olmayan yerlere, sivil savcı ve polisi sokmama kararı da gözden geçirilmeli.

TSK ilkelerinden sapmadığı sürece, hem kendisine de zarar veren yasa dışı örgütlenmelerin hukuki yollardan tasfiyesine yardımcı olur hem de halkın gönlündeki itibarını artırarak varlığını sürdürür.

Tolon’un tahliyesi ve ses kaydındaki itiraflar

Ergenekon’da tutuklanan emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, henüz iddianameleri hazırlanmadan tahliye edildiler.

Eruygur’un sağlık durumunun, yeniden cezaevine dönebilecek kadar iyi olduğunu, eşi Mukaddes Eruygur ile Gülhane Askeri Tıp Fakültesi doktorunun konuşmalarından öğreniyoruz.

 GATA tabibi Albay Nusret Demircan’a ait olduğu iddia edilen sözler şok edici: “Taburcu edersek, yeniden içeri alabilirler”.

Eruygur’un eşi Mukaddes Hanım’ın, Albay Demircan’la yaptığı konuşmanın ortam kaydı, üstünde çok tartışılması gereken cinsten.

Bütün ses kayıtlarından sonra sorulan soruyu, “İyi de kim kaydedip, sızdırttı?” diye sormayacağım.

Konuşma büyük ihtimalle GATA’da geçiyor.

Geçtiğimiz hafta GATA’ya siviller ve personel de dahil cep telefonu girişi yasaklanmış.

Kimin kaydedip, kimin sızdırdığı az çok belli gibi...

Cevap bulunması gereken soru, Paşa’nın eşinin, “12’nci ve 14’ncü Mahkemeler bizden, 13’üncü onlardan demesi”.

12’nci ve 14’ncü mahkemelerin verdiği bütün kararlar, bundan böyle “bizden” sözlerinin altında ezilecek.

“Bizden” denilen ve Tolon’un tahliye kararını veren 12’nci Mahkeme, dün ilginç bir şekilde 25 klasörle yapılan itirazı da reddetti.

İlginç olan, Tolon’un daha önceki 10 tahliye talebinin reddedilmiş olması.

Peki ne değişti de 11’nci başvuruda tahliye kararı çıktı?

Cevap basit. 11’inci talep, 12’nci Mahkeme’nin nöbetçi olduğu geceye denk getirildi.

En iyisi, Tolon ve Eruygur hakkındaki suçlamaların yer alacağı ikinci iddianameyi beklemek.

Bu haber 641 defa okundu.