Çok gizli hareketlilik

12 Şubat 2009 13:48 tsi
Cumhurbaşkanı Gül çok önemli bir davete icabet ederek Rusya’ya gidiyor. Aynı zamanda Fransa lideri Sarkozy Irak’ta, Çin Devlet Başkanı Jintao Arabistan’da, Mısır Devlet Başkanı Mübarek İstanbul’da bulunuyor. Bölgede kim ne açılımı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Rusya gezisi açıkçası tarihi nitelikte... Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in davetiyle gereçekleşen ve üç gün sürecek bu ziyaret basından yeterli ilgiyi görmüyor. Konuyla ilgili yazanlar da ziyareti Türkiye ile Rusya arasındaki gümrük anlaşmazlıklarına, ikili ticarete ya da enerji tartışmalarına odaklıyor. Ancak kazın ayağı pek de öyle değil gibi görünüyor.

Öyle değil çünkü Gül’ün ziyareti bölgede ve dünyada ilişkiler ağının yeniden belirlendiği bir sürece denk geliyor. Gelin birlikte sayalım:

1. ABD’de Obama başkanlık koltuğuna oturuyor. Obama’nın yardımcısı Joe Biden Münih’te yeni dış politika ilkelerini açıklıyor. ABD rotasını Ortadoğu’dan Asya’ya çeviriyor. Bir yandan da Obama yönetimi önceliğini ekonomik krize vermeye çalışıyor. Küresel denklem yeniden kurulurken kriz ABD’nin elini zayıflatıyor.
2. ABD ile füze kalkanı projesi ve NATO’nun yayılması çerçevesinde sorunlar yaşayan Rusya Gürcistan’la savaşmakla kalmıyor, ayrıca Kırgızistan’daki Manas üssünü kapattırarak ABD’nin Afganistan’a yapacağı operasyonlar için gerekli olan jojistik hattını kontrol altına alıyor. Üstüne üstlük bir de eski Sovyet ülkeleri ile “ortak ordu” kurma hazırlıklarına başlıyor.
3. Bu arada İsrail’de seçimler yapılıyor. Gazze saldırısı sonrası gerçekleşen seçimlerden aşırı sağ güçlenerek çıkıyor.
4. Türkiye, Davos kriziyle dünyanın gündemine oturan şekliyle Ortadoğu’ya müdahil oluyor. Ancak Türkiye’nin etkili olmasını engellemeye çalışan güçlerin varlığı dikkat çekiyor. “Türkiye kendini abartıyor, herşeyi yapan aslında Mısır”  iddiaları basında yer alıyor.
5. aynı günlerde Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Türkiye’ye geliyor. Mübarek daha önce iki kere Türkiye’ye gelmişti. İlk ziyareti Irak Kuveyt’i işgal ettiğindeydi. Mübarek bir de 1998’de Türkiye Suriye’yi vuracağı tehdidinde bulunduğunda ziyaret etti. Ankara’yı yatıştırmak için. Ancak Mübarek’in Çırağan sarayından verdiği poz önemli bir mesaj içeriyordu: Türkiye’nin bölgesel gücü son gelişmelerle erimedi, bilakis daha merkezi bir konuma yükseldi.
6. İstanbul boğazı böyle bir diplomatik gelişmeye ev sahipliği yaparken, Bağdat Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’i ağırlıyordu. ABD’nin Irak’ta zayıflamaya başladığı 2005 yılından itibaren bölgede etkin olmaya çalışan Fransa, geç de olsa Irak’la üst düzey temas kurmuş oldu.
7. Ve asıl gözden kaşan ziyaret Suudi Arabistan’a gerçekleşti. Tüm bunlar olurken sessizliğini koruyan Çin Devlet Başkanı Hu Jintao Arabistan’a geldi. Daha sonra dört Afrika ülkesini ziyaret edecek olan Jintao’nun bu gezisi tüm resim göz önüne alındığında önemsiz mi?

İşte Gül’ün gezisi böylesi önemli bir dönemde, tüm dünya ve süper güçlerin dikkati Ortadoğu’ya kesilmişken gerçekleşiyor. Üstelik Rus lider Medmedev’in çağrısı çerçevesinde. Elbette ziyarette son iki yılda ikiye katlanan dış ticaret ahcmi ve enerji konuşulacaktır. Ancak bölgesel dinamikler ve dünya politikasının geleceği gezinin rotasını belirleyecek gibi görünüyor. Belki basın çok dikkat etmiyor. Ancak bu gezi bölge ve dünya politikasının geleceği için oldukça önemli olacak.

İyibilgi.com

Bu haber 1,249 defa okundu.