Karamehmet o hisseleri neden aldı?

11 Şubat 2009 13:12 tsi
'Karamehmet...hangi gerekçeyle Cumhuriyet Gazetesi'ne ortak olur, daha doğrusu yönetime iştirakini bile sağlamayan hisseler satın alır?'

Ali Bayramoğlu / Yeni Şafak

Ergenekon'un derin ayağı

Taraf Gazetesi Ergenekon yapılanmasının ayaklarından birisini daha yakaladı. "İş adamı, basın, asker ilişkileri"nin, diğer ifadeyle Ergenekon'un "basın ve para ayağı"nın izine düştü…

Kaynak bu kez Ergenekoncuların bizzat kendisi…

Dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı general ile yardımcısı albay (ikisi de Ergenekon tutuklusu), Akşam Gazetesi ve Show TV'nin sahibi Karamehmet'i karargâha çağırmışlar, görüşmüşler, görüşmeyi kaydetmişler.

Görüşme şimdi ortaya düştü…

Ahmet Altan dünkü yazısında bu görüşmenin can alıcı yerlerini köşesine almış.

Ondan zikredelim:

"Jandarma İstihbaratı Tetkik Takip Daire Başkanı, yani 'dinlemelerden' sorumlu albay, şöyle diyor:

"Mehmet Bey'le iki senedir tanışmışlığımız var. Bazı konuları bize gelip anlatmışlardı. Özellikle genel komutanımız konuya müdahil oldu. Hep bize söyledi, 'milli sermayenin gittiğini görüyorum, hep beraber altında boğulacağız, lütfen konuya eğilin' diye bizden talebi olmuştu. Biz de Jandarma Genel Komutanımız ile eski hükümet döneminde bazı çalışmalar yaptık…"

Devam ediyor albay:

"Mehmet Bey'in Çukurova kuruluşunda hükümetler değişse de sizin açınızdan bir değişiklik olmadı. Show TV, Akşam Gazetesi. Şu anda milli duruşa ihtiyaç olan çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Siz de biliyorsunuz. Kıbrıs meselesi, Kuzey Irak'taki yapılanma, devlet hadisesi, içinde bulunduğumuz ortam çok önemli. Bu durumda adam gibi medya, adam gibi bir basın lazım. Şimdi biz bugüne kadar Akşam Gazetesi ve Show TV'de hep bunu gördük. Aynı şeyleri yine göreceğimizden şüphemiz yok…"

Ak Parti'nin asker cephesinde yarattığı yangından, hızlanan reformlardan, Kıbrıs'ta çözüme yola çıkılmasından, kendi hazırlıklarından söz ediyor albay…

Başka söze gerek var mı?

Yine de "milli sermaye" vurgusunun ardında yatanla ilgili belki bir kaç söz daha etmek gerek…

"Milli sermaye" 2000'lerin ilk yarısı söz konusu olunca pek çok karışık ilişkiyi akla getirir.

Örneğin Cumhuriyet Gazetesi - Mehmet Emin Karamehmet ilişkilerini…

Yeni Şafak Gazetesi'nin 1 Şubat 2003 tarihli haberini okuyalım:

"Cumhuriyet Gazetesi'nin imtiyaz sahibi olan İlhan Selçuk, şirket sermayesinin yüzde 20'sine denk gelen C Grubu hisselerini Akşam ve Halka ve olaylara Tercüman'ın sahibi Mehmet Emin Karamehmet'e sattı. İlhan Selçuk yüzde 20'lik hissesini Çukurova Grubu'na ait Basın Yatırım San. ve Tic. A.Ş'ye sattı. Hisselerin satışı Doğan Holding üzerinden gerçekleştirildi. Doğa Holding de devraldığı bu hisselerin tamamını, 9 Ocak 2003'te Mehmet Emin Karamehmet'in sahibi olduğu Çukurova Grubu'na ait Basın Yatırım San. ve Tic. A.Ş'ye satış suretiyle devretti.”

İlginç!

Tarih 2003…

Darbe hazırlıklarının yapıldığı, Ergenekon'dan tutuklu ya da sanık darbecilerin alan kontrolu için hamle yaptığı zamanlar, yandaş medya üretme, kamuoyu oluşturma, dernek, üniversite devşirme dönemi…

Karamehmet bu hisseleri neden aldı?

Dönemin Jandarma Genel Komutanı'nın, İstihbarat Daire Başkanı'nın telkinleriyle mi?

Bu soruyu akla getirmek meşru değil midir?

Kendi gazete ve televizyon kanallarının bir kısmını, albayın söylediği gibi, "devlet"in kullanımına açan ve askerden kendi sorunlarıyla ilgili beklentileri olan Karamehmet, başka hangi gerekçeyle Cumhuriyet Gazetesi'ne ortak olur, daha doğrusu yönetime iştirakini bile sağlamayan hisseler satın alır?

Bakın ne demiş o günlerde İlhan Selçuk:

"Cumhuriyet gazetesinin asli sahibi Cumhuriyet Vakfı'dır. Cumhuriyet Vakfı'nın iştiraki olan birden çok şirket vardır. Gazeteye finansman temin etmek amacıyla Vakıf bünyesinde Yenigün Holding A.Ş. isimli şirket bu şirketlerden birisidir. Bu şirketin hissedarları; Turgay Ciner'den Mehmet Emin Karamehmet'e, Aydın Doğan'dan, İnan Kıraç'a kadar yaklaşık 185 kişidir. Ancak bu şirketin söz ve yetki sahibi imtiyazlı ortağı Cumhuriyet Vakfı'dır."

Ortaklık değil, finansörlük, açıktan para…

Tüm finansörler elbette "telkin"le hareket etmiş olamazlar…

Ama yine de kim bilir?

Bunları öğreneceğimiz günlerde yaşıyoruz…

Bu haber 816 defa okundu.