Atatürk'e tehditler ! | " /> Atatürk'e tehditler ! | "/>

En Sıcak Konular

CHP'den Atatürk'e tehditler !

11 Şubat 2009 11:36 tsi
CHP'den Atatürk'e tehditler ! CHP, Atatürk'ü şimdiye kadar 2 kere "tehdit "etti. İşte CHP'nin Atatürk’e nasıl bir tehditte bulunduğunun açıkça anlatıldığı tarihi bir anekdot...

Türk Siyasi Tarihi'nde pek de alışık olmadığımız bir durum yerel seçimlerde Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucusu olduğu CHP'de deyim yerindeyse "kök saldı" Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türbanlı ve çarşaflı kadınlara rozet takarak başlattığı "türban- çarşaf açılımı", sonrasında yine aynı partinin Kur'an Kursu açılımı ve son olaral Kadiri Tarikatı liderine de CHP rozeti takılmasıyla "Tarikat Açılımı"...

Evet, CHP sıradışı olaylar yaşıyor, fakat şimdiye kadar pek de gündeme gelmeyen bazıl olaylar var ki CHP'nin "sıradışılıkları"nın çok eskilere dayandığının göstergesi...

Gazeteci Yazar Mustafa Armağan’ın “Küller Altında Yakın Tarih” isimli kitabında bahsettiği tarihi bir anekdot var ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Mustafa Kemal Atatürk’e nasıl bir tehditte bulunduğunun açıkça anlatıyor.

CHP’den Atatürk’e Tehdit!

Kemal Karpat, uluslar arası tarih camiasının otorite kabul ettiği isimlerden. Şahin Alpay’ın kendisiyle yaptığı ve 5 Mayıs 1999 tarihinde Milliyet’te yayımlanan röportajı her zamanki gibi ilginçti. Röportajın bir yerinde Karpat, Atatürk ve CHP ilişkilerine dair şu çarpıcı tespiti yapıyordu.

“Atatürk’ü de yanlış anlıyoruz. Atatürk toplumun düşüncesine, ruhuna, hatta inanışına uygun hareket etti. Atatürk’ü büyük lider yapan ve halkıyla kaynaştıran bu anlayıştır.”

Sözün tam burasında benim başka bir yerde bu denli açıkça ifade edilişine rastlanılmayan bir konuyu açıklıyor Karpat Hoca ve diyor ki:

“(Cumhuriyet) Halk Partisi bunları (Atatürk’ün toplumun düşüncesine, ruhuna, inanışına uygun hareket tarzını M.A.) değiştirdi, bir elit liderliği getirdi ve Atatürk’ü de içine aldı. Atatürk’ü de açıkça söylendi: Ya bizim liderimiz olursun, ya da seni başımızdan atarız…

Armağan, Kemal Karpat’a son cümlenin doğru deşifre edilip edilmediğini sorunca aldığı cevap ise şu şekilde: “Aynen doğru” oluyor.

Nitekim kısa bir süre sonra 3 Ağustos 1999’da Zaman gazetesinde Mehmet Gündem’e verdiği röportajın bir yerinde bu konuyu açarak CHP’nin bir örgüt olarak zamanla Atatürk üzerinde kontrol mekanizmaları kurduğunu ve onun İsmet İnönü ile Recep Peker tarafından tehdit edildiğini söylemiştir.

Karpat’a göre tehditlerden birincisi, 1930 yılında Serbest Fırka’nın kurulması sırasında gelir. İsmet İnönü, Atatürk’e “CHP’yi sen kurdun. Bu senin partin. Senin sözüne inanarak biz bu partiye girdik. Bizi terk edemezsin. Siz bizi sevmiyorsanız, biz sizi seviyoruz Paşam!” demiştir. Bu sözler aslında üstü örtülü bir tehdit anlamına gelmektedir. Nitekim Atatürk de bir süre sonra Serbest Fırka’yı kapatmak zorunda kalacak, onun Samsun’da kazandığı seçim iptal edilecek, hatta tamamen muhaliflerin kazandığı Silifke, il merkezi iken ilçe yapılaraka cezalandırılacaktır. “1”

Karpat’a göre ikinci tehdit ise yukarıda sözünü ettiğimiz CHP örgütünden gelmişti. CHP Genel Sekreteri Recep Peker Rusya’ya gidip incelemelerde bulunur ve orada Stalin’in Komünist Parti Genel Sekreteri sıfatıyla mutlak hakimiyetinden etkilenerek Türkiye2de benzer bir sistem kurulması için çalışmalara başlar. Kendisini Stalin’in yerine koyan Peker, 1935 yılında Atatürk’e, “Senin de CHP kararlarına uyman gerekir” yollu bit tehdit savurur. Ancak evdeki hesap Çankaya’ya uymaz ve derhal görevinden istifa ettirilir.

Fakat CHP örgütü o kadar güçlüdür ki, Peker tasfiye edilemez ve 1946 yılında Başbakanlık koltuğuna oturmayı başarır. Böylece örgütün ‘tek adam’ karşısındaki üstünlüğünü de kanıtlamış olur.


Tabii 1935 yılı itibariyle İsmet İnönü’yü Başbakan olarak kızdıran ve Atatürk’e muhalif bakmasına yol açan önemli olaylar cereyan etti. Bunlardan biri de, Hatay davası idi. “2”


stratejikboyut.com

1 Bkz. Kemal Karpat, Türk Demokrasisi Tarihi, İstanbul 1967, s.62, dipnot 98. (Demokrat Parti de Osman Bölükbaşı’na verdikleri destek yüzünden ceza alarak Kırşehir’i ilçe yapmamış mıydı?)

2 Cemil Koçak, Türkiye’de Milli Şef Dönemi (1938-1945) I, İstanbul 2003, İletişim Yayınları, I. Bölüm. Kavganın daha geniş ama şifahi kaynaklara ağırlık veren bir değerlendirmesi için bkz. İsmet Bozdağ, Toprakta Bile Bitmeyen Kavga: Atatürk-İnönü, İnönü-Bayar, 2.baskı, İstanbul 1995, Emre Yayınları,s.179 vd.



Bu haber 853 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,191 µs