gör dediği... | " /> iyibilgi özel gör dediği... | "/> iyibilgi özel

En Sıcak Konular

Fotoğrafın gör dediği...

11 Şubat 2009 10:19 tsi
Fotoğrafın gör dediği... Baykal Brüksel’e gitti. “Fotoğraf çektirmeye mi gidiyor” diye sorduk. “Açılım” beklentisi içerisinde olanları tekzip eden Baykal oldu. Bu da kanıtı: Açılım maçılım yok… iyibilgi özel

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bize göre “fotoğraf çektirmek” üzere gittiği (Bknz. Fotoğraf çektirmeye mi gidiyor?/İyibilgi) Brüksel temaslarını tamamladı. Brüksel’de Avrupa Politikalar Merkezi’nde yaptığı konuşmada yapabildiğince AB’nin duymaya çalıştığı sözleri dillendirmeye çalıştı. Sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“Gelecek net değil”
Baykal’ın çabası, açık ki, CHP’nin AB konusundaki imajını değiştirmeye çalışmaktı. AB konusunda gerçekleştirilen reformlara rağmen, Baykal’a göre “Ortadoğu değerlerine yöneliş” vardı ve Türkiye “6-7 yıl öncesine göre daha özgür ve Avrupalı değildi”. Devamında “gelecek net değil” mesajı da verdi.

Türkiye’nin 6-7 yıl öncesine göre “daha özgür” olmayışının nedeni ne acaba? Ve bunda ana muhalefet partisi olarak kendi payları, rolleri? Bu sorunun cevabı yok. Ama asıl soru, “gelecek net değil” derken, neyi kastettiğinin “net” olmayışı…

“Gelecek net değil” derken, acaba Ergenekon eksenli gelişmeleri mi kastediyor veya bir türlü “halklaşamamalarının” olası sonuçlarını mı? Ne de olsa önümüzde seçim var…

İlla da laiklik…
Tabii ki “laiklik” konusu da Deniz Baykal’ın esas mevzuları arasındaydı. “Türkiye’de toplumun dokusunu değiştirmeye çalışıyorlar” diyen Baykal, laikliği korumanın sadece ordunun görevi olmadığını, siyasi partilerin ve toplumun da bu konuda “görevli” olduğunun altını çizdi.

Toplumun “dokusunu” kim, nasıl bozmaya çalışıyor; bu, hayli tartışmalı bir konu. AKP’nin önceki Genel Başkan Yardımcısı, “Atatürk devrimleri toplumda travma yarattı” diye bir söz söylemiş ve CHP yöneticileri yerlerinden fırlamışlardı.

Laikliği tartışmaya da yanaşmıyorlar. Bu ne tür bir şeydir ki, her an “tehdit ve tehlike” altında, her an “korumak” gerekiyor? “Sadece” orduya bırakılmaması gereken bir “görev” oluyor?

Bu soruların cevabını, boşuna kendini statükoyu korumaya adamış CHP’de aramayın.

Ya demokratikleşme?
Baykal’ın konuşmaları içerisinde öne çıkan konulardan biri de demokratikleşmeye dair…

Baykal bu konuda “gerçek demokratikleşmeye hizmet edecek her ciddi projenin CHP’yi yanında bulacağını” söylemiş. Devamı da şöyle: "Bireysel insan hak ve özgürlükleri konusunda hiçbir ülkeden geri kalmamakta kararlıyız. Bugün Avrupa’daki demokrasi ve insan hakları standartlarını eksiksiz Türkiye’ye taşımaya hazırız. Ama bunları bireysel hak ve özgürlük olmaktan çıkarıp bir cemaat hak ve özgürlükleri haline dönüştürme girişimlerine CHP katkı vermeyecektir. Zaten pek çok Avrupa ülkesi bu durumun farkındadır. Kendileriyle ilgili olarak o duyarlılığı sergilemektedirler, ama kendileri için bunu yapanlar bizim için aynı duyarlılığı sergilemiyor. Sergilemelerini de beklemiyorum, bunu sergilemek bizim görevimizdir. Türkiye’de de o görevi CHP yapıyor."

Ne anladınız bu sözlerden? Açıkçası kötü bir demagojinin ötesinde hiçbir anlam ifade etmiyor. Şöyle ki:

“Gerçek demokratikleşmeye hizmet edecek ciddi projeler” her ne demekse, böyle bir tek ciddi projeyi bugüne kadar CHP gündeme getirmiş midir? CHP “ana muhalefet partisi” ve Deniz Baykal da bu partinin lideri değil midir?

Normal şartlarda iktidar partileri daha çok kurulu sistemi korumaya, iktidarlarını fazla yıpranmadan yürütmeye çalışırlar. Muhalefet partisi ise, daha çok denetleyen pozisyondadır ve daha fazla demokratikleşme, özgürleşme, hak ve hukuk talep eden, bunun için uğraş vermeye çalışırlar. Bir de dönüp Türkiye örneğine bakın…

Kendi örneğimize bakarken de örneğin TCK’nun 301. maddesiyle ilgili mecliste yaşanan tartışmaları hatırlayın. Hükümet 301. maddeyi iç ve dış tepkileri dikkate alarak değiştirmek isterken, mecliste MHP ile kol kola giren CHP nasıl bir cansiperane engelleme yapmıştı…

Bir de “sivil anayasa” konusu var. “Bu meclis yeni anayasa yapamaz” sözünün sahibi, Deniz Baykal’dan başkası değildir…

“AB konusunda açılım maçılım yok”
Baykal, gazetecilerin CHP’nin “AB karşıtı” olduğu yönündeki sorularına ise, uzun uzun CHP’nin 1963’ten beri AB konusunda harcadığı çabaları anlatarak cevap verdi.

Güncel siyasal gelişmeler açısından kayda değer bir cevap vermedi veya veremedi ve “AB karşıtı” görüşlerini “kapanma yok ki açılım olsun. Böyle bir açılım maçılım söz konusu değildir” dedi.

Doğruya doğru; ortada “açılım maçılım yok”…

Hasan Soylu www.iyibilgi.com



Bu haber 800 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,254 µs