Uyku kaçıran ihtimal! | " /> Uyku kaçıran ihtimal! | "/>

En Sıcak Konular

Uyku kaçıran ihtimal!

10 Şubat 2009 11:12 tsi
Uyku kaçıran ihtimal! Savaş sözü veren, müzakereye karşı çıkan ve yerleşimleri genişletmeyi vaat eden Netanyahu’nun İsrail seçimini kazanma ihtimali korkutucu. Obama tam da bölgede diplomasiye ağırlık vermişken, ABD’yi İran ve ortaklarıyla çatışmaya itmeye çalışan

Jackson Diehl  / The Washington Post / Radikal

Son dört İsrail seçimi, İsrail’in Filistinlilerle çatışmasına son vermeyi vaat eden adaylar tarafından kazanıldı. Yıllardır ilk kez, İsrailliler savaş ilan etme sözü veren bir başbakanı seçebilir.
Likud partisi lideri Binyamin (‘Bibi’) Netanyahu geçen haftaki bir mitingde “Gazze’deki Hamas iktidarını bozguna uğratmak zorundayız” dedi. Ertesi gün bir güvenlik konferansında “Hamas rejimini devirmekten başka kurtuluş yok” diye konuştu. Bir radyo söyleşisinde İsrail’in son Gazze saldırısıyla ilgili olarak “İşi tamamlayamadığımızı söylemekten üzüntü duyuyorum. Yeni hükümetin bu işi bitirmekten ve İranlı terör üssünü kökünden söküp atmaktan başka seçeneği olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Belki de Netanyahu kazanmayacak - ne de olsa barış görüşmelerini sürdürme sözü veren Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin sadece ucu ucuna önünde gidiyor. Belki söylediklerini uygulamayacak; neticede bu bir kampanya söylemi. Ama Obama yönetimi, İsrail’in başbakanının Bibi Netanyahu olduğu 10 yıl öncesinden bu yana İsrail’le en patlamaya hazır ve tartışmalı ilişkisini çekip çevirmek zorunda kalacağı çok gerçek bir manzarayla karşı karşıya bulunuyor.

Filistin devletine onay vermiyor
Netanyahu liderliğindeki bir hükümetin Hamas’ı ‘devirmenin’ - çok daha kanlı İsrail saldırısını ve ordunun belirsiz bir süre için bölgeye yerleştirilmesini gerektirecek bir başka şeyin yollarını arayacağı sadece ihtimalden ibaret değil. Netanyahu önceliklerden birinin İran’ın nükleer programı ‘tehdidini durdurmak üzere ABD yönetimini harekete geçirmek’ olacağını da söylüyor, ki bu Netanyahu’nun askeri eylem gerektireceğini şiddetle öne sürdüğü bir şey. Netanyahu, İsrail-Filistin barış görüşmelerinin süresiz olarak durdurulmasını savunuyor ve Yahudi yerleşimlerinin genişlemesini durdurmayacağını söylüyor. Egemen bir Filistin devletinin kurulmasını hiçbir zaman onaylamadığı gibi, İsrail’in Suriye’yle herhangi bir barış anlaşmasının temelini oluşturacak biçimde Golan Tepeleri’nden çekilmesini desteklemeyeceğini de ifade ediyor.
Olası koalisyon ortaklarından olan ve halihazırda anketlerde yükselişe geçen Avigdor Lieberman, İsrailli Arap azınlığa karşı sert ayrımcılığı savunan aşırı sağcı bir lider.
Kısacası, yeni ABD yönetimi tam da Ortadoğu’nun çoklu ihtilaflarının yoğun diplomasiyle ele alınmasını amaçlayan bir politikayı başlattığı sırada, Washington kendisini komşularıyla müzakereleri reddeden ve ABD’yi İran ve onun uydularıyla askeri çatışmaya doğru itmek için elinden geleni ardına koymayan İsrailli bir ortakla baş başa bulabilir.
Eğer tarih bir göstergeyse, Netanyahu Washington’da gündemini dayatmak konusunda çekingen davranmayacaktır. Netanyahu’nun başbakanlığı döneminde ve şu anki yönetimde ABD’nin Ortadoğu politikasının belli başlı danışmanlarından biri olan Dennis Ross, 2004’te yayımlanan kitabında, 1996’da ilk kez seçilmesinin ardından Netanyahu’nun ‘kibrine yenik düştüğünü’ anlatıyor. Ross, Netanyahu’nun başkan Bill Clinton’la ilk görüşmesinden sonra “Clinton şunu gözlemlemişti: ‘Kendisinin süper güç olduğunu ve ihtiyacı olan her şeyi ona sağlamak üzere burada olduğumuzu sanıyor’” diye anlatıyor. Sonraki birkaç yıl boyunca Netanyahu -Yaser Arafat’ın epey yardımıyla- gelmiş geçmiş en vaatkâr İsrail-Filistin anlaşması olan Oslo Anlaşmaları girişimini yavaşça öldürdü. Netanyahu, bir yandan sürekli olarak Kongre, Amerikan Yahudi toplumu ve hatta evanjelik Hıristiyanlar tarafından Clinton’a
yönelik İsrail yanlısı baskıyı harekete geçirmeye çalışırken, ilerleme sağlanmaması için elinden gelen her şeyi yaptı. İsrailliler 1999’da Netanyahu’nun iktidarına son verecek şekilde oy kullandılar, zira Netanyahu’nun ülkenin zaruri müttefikiyla ilişkileri zehirlediği düşünülüyordu.
Peki Bibi bunu yine yapacak mı? Belki hayır: Destekçileri Netanyahu’nun önceki başbakanlık döneminden ders aldığını söylüyor. Netanyahu geniş bir merkezci hükümet oluşturmayı umut ettiğini söyledi; makul bir şekilde, böyle bir hükümetin oluşması önemli ve Obama yönetimi bu konuda hemfikir olabilir. Netanyahu, ABD’nin Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin desteklenmesi stratejisiyle uyuşan bir fikir olarak Batı Şeria’yı ekonomik açıdan kuvvetlendirmeyi vaat ediyor. İktidardan ayrılacak olan Ehud Olmert hükümetinin, Hamas’la yeni başbakanı da sınırlayacak bir ateşkes anlaşmasına varmaya yakın olduğu söyleniyor. Herhalükârda, Netanyahu muhtemelen Beyaz Saray’ın şiddetle karşı çıkması halinde Gazze’ye bir saldırı başlatmayacaktır.

Abbas camdan atlamaya hazır...
Yine de, Ross’un Netanyahu’nun yarıştığı 17 Mayıs 1999’daki son İsrail seçim gecesine dair hatıralarında anlattıklarından alıntı yapmakta fayda var. Ross’un ‘Kayıp Barış’ta anlattığı üzere, Abbas Pentagon City’deki Ritz Carlton otelinde kalıyordu ve ikisi seçim sonuçlarını birlikte izlemeye karar vermişti. Ross geldiğinde, Abbas onu şöyle selamladı: “Ya sonuca kadeh kaldıracağız ya da birlikte camdan atlayacağız.”
Netanyahu büyük bir yenilgi aldı, ama Ross sevinçten uçan Abbas’ı uyardı: “İsrail siyasetinde asla asla deme... eğer bir felaket (Netanyahu) varsa, tekrar gelebilir.” Yarın gece Filistin lideri ve Obama yönetiminin yeni Ortadoğu danışmanının pencerelerinin önünde dikilip dikilmeyeceklerini merak
ediyor olmalısınız. (9 Şubat 2009)



Bu haber 808 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,505 µs