Sovyet Birliği...Yeniden | " /> Sovyet Birliği...Yeniden | "/>

En Sıcak Konular

Sovyet Birliği...Yeniden

9 Şubat 2009 15:25 tsi
Sovyet Birliği...Yeniden Kremlin, ekonomik imkânlarını da kullanarak kendi güvenliğini sağlamaya çalışmakta, kendi kırmızı çizgilerini çizmekte ve adeta yeni bir Varşova Paktı’na doğru ilerlemektedir. ABD güdümündeki NATO’nun da, yayılmaya devam edeceği ve Rusya’

İlyas Kamalov (Dr.; ORSAM, Rusya-Ukrayna Uzmanı) / Taraf

“Varşova Paktı” yeniden mi kuruluyor

Barack Obama’nın iktidara gelmesiyle birlikte Kremlin, ABD’nin Doğu Avrupa’ya yerleştirmeyi kararlaştırdığı füze kalkanları sistemini askıya alacağı ve böylece Rusya ile ABD arasındaki gerginliğin azalacağı konusunda ümitlenmişti. Hatta Rus yetkililer “hiçbir devlet ya da örgüte karşı ayrımcılığın yapılmayacağı, oyunun kurallarının herkese eşit uygulanacağı, herkesin güvenliğinin garantiye alınacağı kolektif güvenlik sisteminin kurulmasına” dair gayriresmî bir teklifte bulunmuştur. Diğer bir deyişle Moskova, Rusya’nın da yer alacağı “ortak ve yeni bir NATO”nun oluşturulmasını istemektedir. Her ne kadar yeni ABD yönetimi, Rusya ile ilişkileri düzeltme gayreti içinde olsa da “eski” NATO’dan şimdilik memnun olduğu gibi, füze kalkan sistemi konusunda geri adım atmayı da düşünmemektedir.

RUSYA HÂLÂ GÜVENLİK DERDİNDE

Rusya’nın da son günlerde attığı adımlarlardan kendi güvenliğini başkasına emanet etmeden, kendisinin geliştireceği bir sistem kurmaya başladığını anlıyoruz. Avrupa ülkeleri arasında kalan Rusya’nın en batısındaki nokta Kaliningrad’dan Orta Asya’da Kırgızistan, Kafkasya’da da Güney Osetya ve Ermenistan’a kadarki coğrafyayı kapsayacak bu sistem, bizlere Soğuk Savaş döneminde oluşturulan Varşova Paktı’nı hatırlatmaktadır. Varşova Paktı’nın yeniden canlanabileceğine ise Kırgızistan’ın Amerikan üssünün kapatılacağını ve ülkenin güneyine Rus füzelerinin yerleştirileceğini açıklaması, Rusya ile Beyaz Rusya’nın Birlik Devlet projesi çerçevesinde iki ülkenin ortak füze kalkan sistemi oluşturacaklarına dair bir ön karar almaları, Rusya’nın Abhazya’da deniz üssünü açmayı planlaması, Moskova’nın Ermenistan’ı askerî açıdan teçhizatlandırmaya devam etmesi gibi gelişmeler işaret etmektedir.

2001 yılında Bişkek yakınlarında açılan Manas Amerikan Üssü’nün kapatılması konusu uzun süreden beri tartışılmaktadır. Ancak son dönemde Rusya-ABD gerginliğinin artması ve Kırgızistan’ın ekonomik krize karşı koyamaması, Bişkek’in bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden olmuştur. Bin 500 yüz askerin bulunduğu ve özellikle Afganistan’da yürütülen operasyonlarda ABD açısından hayati rol oynayan bu üs için ABD, Kırgızistan’a yılda 150 milyon dolar ödemektedir. Bu gelir, Kırgızistan’ın devlet bütçesinin önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen, Kırgızistan devamlı bu rakamın arttırılmasını talep etmiştir. Neticede Kırgızistan’ın talebine cevap Rusya’dan gelmiştir. Moskova, Amerikan üssünün kapatılması karşılığında Kırgızistan’ın Rusya’ya olan borcunun silineceğini, Kırgızistan’a yeni kredilerin verileceğini söylemiştir. Nitekim Rusya’nın 2 milyar dolar kredi sözü ve 180 milyon dolar borcunun silinmesi karşılığında Kırgızistan, Amerikan üssünün kapatılacağını ilan etmiştir. Kırgızistan’a verilecek kredinin 1.7 milyar doları Kırgızistan’daki Kambaratin hidroelektrik santralinin inşaasına, geriye kalan 300 milyon dolar ise Kırgızistan’ın mali sistemini desteklemek amaçlı kullanılacaktır. Ayrıca Rusya, Kırgızistan’a 150 milyon dolar yardımda bulunmuştur. Yine Rusya, Kırgızistan’ın kendisine olan borcunu sildiğini ileri sürse de, bu borcun bir kısmının karşılığında deniz askerî teknolojileri üreten Destan şirketinin hisselerinin yüzde 48’i Moskova’ya devredilecektir. Kırgızistan’daki ABD üssünün kapatılması, ülkenin güneyine ise Rus füzelerinin yerleştirilmesi, hiç şüphesiz Moskova’nın bölgedeki etkisini arttıracak, konumunu sağlamlaştıracaktır.

Barack Obama’nın Afganistan sorununu yeni bir boyutta ele almak istediği bir dönemde Kırgızistan devlet başkanının Kremlin’den bu açıklamayı yapması hiç şüphesiz ABD için istenilen bir durum değildir. Bundan dolayı ABD’nin yeni bir arayış içine gireceğini şimdiden tahmin etmek mümkündür.

Moskova’nın son günlerdeki bir başka başarısı, Beyaz Rusya ile ortak füze kalkan sistemini kuracaklarına dair bir ön anlaşmaya varmasıdır. Beyaz Rusya’ya S-300 ve S-400 füzelerinin yerleştirilmesini öngören bu proje böylece Avrupa’nın ortasında kalan ve Rusya ile sınırı olmayan Rusya’nın Kaliningrad da dahil omak üzere Rusya ve Beyaz Rusya’yı “dış düşmana” karşı koruyacaktır. Bu projenin de uzun süreden beri gündemde olmasına ve Beyaz Rusya’nın da bu projeye sıcak bakmasına rağmen, tarafların yeni anlaşmaya varmaları, Kırgızistan olayında olduğu gibi, Beyaz Rusya’nın bulunduğu ekonomik durum ile açıklanmaktadır. Rusya bu projenin yanı sıra Ekim 2008’de Beyaz Rusya’ya verilmesi kararlaştırılan 2 milyar dolar krediye birkaç milyon dolar daha eklemeyi vaadetmiştir. Böylece Moskova, Kırgızistan’dan sonra Beyaz Rusya’yı da “satın almış” bulunmaktadır. Yine son dönemde Moskova’nın Ermenistan’ı Batı’ya kaptırmamak için bir taraftan bu ülkeye kredi açmaya hazırlandığına, diğer taraftan da 800 milyon Dolar değerinde silah sattığına dair haberler çıkmıştır.

Rusya’nın askerî alandaki yayılma süreci, Kremlin’in Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıma meselesine de yeni bir boyut kazandırmaktadır. Rusya, Abhazya’nın Oçamçira limanını deniz üssüne dönüştürme planları yapmaktadır. Söz konusu iki bölgede Rus askerî üslerinin açılması, bu bölgelerin bağımsızlıklarının ilanını gerektiriyordu. Abhazya’da Rus deniz üssünün açılması ise Rusya’nın Karadeniz’deki konumunu da güvene alacaktır. Kremlin’in, topraklarında Rus deniz üssünü bulunduran Ukrayna ile arasındaki ilişkilerin son derece gergin olması ve Ukrayna’nın mevcut yönetiminin bu üsten kurtulma gayreti içinde olması, Rusya’nın Karadeniz’deki askerî varlığını tehdit etmektedir. Ukrayna yetkilileri, süresi 2017’de dolacak Kırım yarımadasındaki Rus deniz üssünün süresini uzatmayacaklarını belirttikleri gibi, bu tarihten önce bu üsten kurtulma yollarını da aramaktadırlar. Her ne kadar Moskova bu konuda geri adım atmaya yanaşmasa da Ukrayna’daki deniz üssüne alternatif arayışlarını başlatmış bulunmaktadır.

GİDİŞ VARŞOVA PAKTI’NA DOĞRU

Güney Osetya ile Abhazya’da açılacak üsler, Gürcistan’ın askerî müdahalesini ve bu bölgeleri kontrolüne almasını engelleyeceği gibi, Gürcistan’ın NATO üyeliğini de daha fazla zorlaştıracaktır. Karadeniz’deki yeni bir Rus deniz üssü ise Rusya’nın Ukrayna’ya bu alanda olan bağımlılığını azaltacak ve Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kullandığı önemli bir kozdan mahrum bırakacaktır. Dolayısıyla Kremlin’in hayata geçirmeye başladığı bu planın Rusya’nın sadece Kafkasya’daki değil, Karadeniz’deki çıkarlarına da hizmet edeceğini söyleyebiliriz.

Her ne kadar son dönemde gerek ABD-Rusya, gerekse de Rusya-NATO ilişkileri çerçevesinde taraflar yaklaşımlarını gözden geçirmeye hazır olduklarını belirtseler de ABD Doğu Avrupa’ya yerleştireceği füze kalkanlarından vazgeçmediği ve NATO da yayılmaya devam ettiği takdirde Rusya da “yayılma” politikasına devam edecektir. Moskova ikili ilişkiler çerçevesinde attığı adımları, BDT coğrafyasında askerî alanda oluşturduğu örgütler ile de pekiştirmeye gayret etmektedir. Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün son zirvesinde (5 Şubat 2009) Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Ermenistan liderleri Gürcistan olayı gibi bölgesel krizlerde ve doğal afetlerde devreye girecek ortak birliklerin oluşturulmasını kararlaştırmışlardır. Böylece Kremlin, ekonomik imkânlarını da kullanarak kendi güvenliğini sağmaya çalışmakta, kendi kırmızı çizgilerini çizmekte ve adeta yeni bir Varşova Paktı’na doğru ilerlemektedir. ABD güdümündeki NATO’nun yayılmaya devam edeceğini ve Rusya’nın güçlenmesini istemeyeceği için önümüzdeki dönemde de Soğuk Savaş rüzgârlarının esmeye devam edeceğini söyleyebiliriz.



Bu haber 665 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,693 µs