büyük sermaye mi istedi? | " /> büyük sermaye mi istedi? | "/>

En Sıcak Konular

Darbeyi büyük sermaye mi istedi?

9 Şubat 2009 12:29 tsi
Darbeyi büyük sermaye mi istedi? 'Büyük sermaye sanıldığının aksine, Türkiye'nin AB'ye girmesine esastan karşıydı' diyen Hüseyin Kocabıyık bakın 28 Şubat ve 27 Nisan süreçlerini nasıl yorumladı.

Seda Şimşek / Bugün'deki Hüseyin Kocabıyık röportajından ilgili kısım

Hüseyin Kocabıyık, 28 Şubat'ı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in danışmanı olarak, 27 Nisan'ı ise Anavatan Partisi'nde bir siyasetçi olarak yaşadı. Siyasetin karargahlarında askeri karargahta planlananlara karşı stratejiler geliştirip liderlerle paylaştı. Kimi zaman başarılı oldu, kimi zaman başarısızlıkların sorumlusu. 28 Şubat ve 27 Nisan süreçlerinde yaşadıklarını samimiyetle anlattı, aslında Türkiye'de 1960 yılından beri olup bitenin analizini yaptı: "Bütün müdahalelerin altını kazıdığınız vakit, milleti önemsiz, değersiz ve tehlikeli bulan bencil, otoriter, hastalıklı bir kafa çıkar ortaya..."


- 27 Nisan ve son cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde neler yaşadınız?

27 Nisan olaylarına giden süeçte yaşadıklarım bana 28 Şubat'ta yaşadıklarımdan daha çok şey öğretti. Bir kere siyasette durduğunuz yerin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. İnsanın fikirlerine, inançlarına, değerlerine sadakat içinde olmasının ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Ben o tarihte ANAP MKYK üyesiydim. 367 meselesinde ANAP'ın önemli bir rolü olduğu ortaya çıktı. Ama Sayın Mumcu tarihin kendisine verdiği sistemi değiştirme ve demokrasiye dönük tehdidi püskürtme şansını bugün dahi izah edemediğim bir beceriksizlikle tepti.

- ANAP'a telkinler yapıldığı ortaya çıkıyor. Siz bu telkinleri ilk açıklayan kişiydiniz.

Ben doğrudan bir telkine şahit olmadım. Sayın Mumcu'yu kimin aradığını ve niye aradığını da bilmiyorum. Ancak, 25 Nisan 2007 tarihindeki MKYK toplantısında Meclis'e girme taraftarı olan Erkan Mumcu, toplantının belirli bir bölümünde gelen telefonlardan sonra ani bir fikir değişikliği sergiledi. 26 Nisan gecesi Sayın Abdullah Gül beni aradı. ANAP'ın cumhurbaşkanını halkın seçmesi, siyasi partiler, seçim kanunu gibi anayasa değişikliği tekliflerini kendilerinin de kabul edeceğini söyledi. Ben bunu Mumcu'ya ilettim. Ben son ana kadar Mumcu'nun Meclis'e gireceğini düşünüyordum. Ama belli ki kendisine tesir eden kişiler veya nedenler bu tarihsel rolü oynamasına izin vermediler.

- 27 Nisan bir askeri müdahale size göre.

Tabii ki, ama beceriksizce yapılan ve utanılarak yapılan bir müdahaleydi. Bir kere gerekçesi yoktu. 367'nin Anayasa Mahkemesine gittiği günün gecesi bilgisayardan yayınlanan bir muhtıra. Son derece kötü kaleme alınmış, gayri ciddi bir metin e Anayasa'nın 138. maddesine karşı suç teşkil eden bir girişim. Bu muhtıra, Anayasa Mahkemesi'ne "367 zorunluluğunu getiren kararı çıkarın, yoksa..." diyordu. Yani Anayasa Mahkemesi üyelerinin kafasına bir anlamda silah dayanmıştır.

- Mumcu ile Ağar birlikte apar topar basın toplantısı düzenleyerek erken seçim çağrısında bulunmuşlardı. Acaba darbe olacağına mı inanmışlardı?

Evet, belki de Mumcu Türkiye'yi bir darbeden korumak ve sakınmak için bu tutumu takındı. Yani, birileri Sayın Mumcu'yu ve Sayın Ağar'ı kesinkes bir darbe olacağına inandırmış görünüyor. Zaten benim itirazım burada başlıyor. Özellikle Erkan Mumcu gibi gürültüye pabuç bırakmayacak bir siyasetçinin sonu ne oılursa olsun bu yasa dışı girişime karşı durması gerekirdi. Ama o Demirel gibi davranmayı tercih etti. Hem pusuya yattı hem de o süreçte belirleyici konumunu yanlış ve müdahaleye destek verici bir biçimde kullandı. Yoksa ben doğrudan o tezgahın bir parçası olarak hiç görmedim Mumcu'yu.

- 28 Şubat'ın 27 Mayıs ve 12 Eylül'den farkı "postmodern" olması ve kan dökülmemesi ile açıklanıyor.

Kan dökülmedi ama devlet, siyaset, hukuk döküldü ve aslında ekonomi de döküldü. 28 Şubat'a "postmodern" diyorlar, ama kelimenin içerik analizinden hareket edersek çok da 28 Şubat'ı kaşılayan bir kavramlaştırma olmadığını görürüz. Dile hoş geldiği için kullanılıyor.

- 28 Şubat süreci nasıl oluştu?

28 Şubat piraminin en üstünde büyük sermaye, onun hemen altında bu sermayeye eklemlenmiş medya, bu iki unsurun kullandığı operasyonel güç olarak da askerler vardı.

- Yani size göre siviller askerleri mi kullandı?

Sivil kavramına itiraz ediyorum. Siviller değil, seçkinler demek lazım. Evet askerler kullanıldı. 28 Şubat'tan bugüne kadar yaşanan olaylar bize bunun böyle olduğunu gösterdi. 28 Şubat'ın en bilinen aktörlerinden birisi "Beni kullandılar" demek suretiyle bu durumu itiraf etti. Nitekim, 28 Şubat sonrası oluşan yeni Genelkurmay karargahı 28 Şubatçılar'ın neredeyse tamamını tasfiye etti.

- Sivillerin size göre seçkinlerin darbeye önayak olduğunu söylüyorsunuz. Büyük sermaye neden böyle bir işin içine girdi?

Büyük sermaye sanıldığının aksine, Türkiye'nin AB'ye girmesine esastan karşıydı. Türkiye AB'ye girerse her şeyi kaybedeceklerini sanıyorlardı. İrtica, laiklik gibi mevzular bugünden geriye bakınca ne kadar yapay gerçekler olarak duruyor, görürsünüz. Bana göre büyük sermaye 28 Şubat'ın planlayıcısıdır ve şartları oluşturanlardır.

- Bugün bir Ergenekon Operasyonu yaşanıyor. Geriye baktığınızda Ergenekon'u 28 Şubat'ın aktörleri arasında görüyor musunuz?

Hiç şüphesiz tam olarak öyle. Kullandıkları yöntemler, yaratmaya çalıştıkları korku duygusu, kitle psikolojisi üzerinde yürüttükleri faaliyetler hepsi 28 Şubat'ta da tanık olduğumuz yöntemler. Zaten söylüyorum, 1960'tır bunların kökeni. O günden bu yana bu örgüt şu veya bu fikrin etrafında varlığını devam ettiriyor. O nedenle 1960'tan bu tarafa Sayın Aydın Menderes'in dediği gibi bu ülkede kan ve gözyaşı eksik olmuyor.



Bu haber 1,025 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,661 µs