MHP'nin 40 yılı... | " /> iyibilgi özel" /> MHP'nin 40 yılı... | "/> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

MHP'nin 40 yılı...

9 Şubat 2009 10:42 tsi
MHP'nin 40 yılı... MHP 40.yıldönümünü kutluyor. Bu 40 yıl Türkiye ve MHP için büyük çalkantılarla yaşandı. Günümüzü ve geleceğimizi anlamak, biraz da tarih bilinci gerektirir. İşte MHP’nin 40 yılı... iyibilgi özel

MHP, kuruluşunun 40. yıldönümünü kutluyor. Siyasi partilerimiz içerisindeki özgün yeri ve politikalarıyla MHP, bir “dünya görüşü” ve “misyon”un partisi. Bu 40 yıl Türkiye’nin de birçok çalkantılı dönemine işaret ediyor. Bu çalkantılı dönemlerde MHP, ne tür bir tavır ve pozisyonun sahibi olduğunu iyi anlamak gereken bir parti. Türkiye, bugün de “sancılı” bir dönemden geçiyor ve MHP’nin tutumu, yine, sadece kendisi açısından değil, bütün Türkiye açısından ciddi bir önem ifade ediyor.

Kuruluşunun 40. yıldönümünü “Bir hilal uğruna…” sloganıyla kutlayan MHP’yi mercek altına aldık. Önce MHP hakkında kronolojik bilgileri, bilmemiz gerkenleri hatırlamalıyız...

CKMP’den MHP’ye
Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ve Köylü Partisi’nin birleşmesiyle, 16 Ekim 1958’de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi kurulmuş, CKMP de 1969'da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adını almıştır.

MHP’ye günümüze kadar süren “misyon” ve anlamını kazandıran Alparslan Türkeş olmuştur. Türkeş, bilindiği gibi, 1960 darbesini gerçekleştiren albaylardan biriydi. Türkiye ve dünya 27 Mayıs darbesini, radyodan, onun sesinden duymuştu. Milli Birlik Komitesi içerisinde, darbenin sürmesinden yana bir tutumun sahibiydi. Bu nedenle MBK içerisindeki etkinliği giderek düşmüş, hatta siyasetten uzak kalmasını sağlamak üzere sürgüne gönderilmişti.

Ama emekli albay Alparslan Türkeş, arkadaşlarıyla beraber siyaset yapmakta kararlıydı ve MHP, onun bu karar ve kararlılığının eseriydi…

9 Işık Doktrini
8-9 Şubat 1969 günlerinde Adana'da yapılan genel kongrede CKMP adını Milliyetçi Hareket Partisi, terazi olan amblemini de kırmızı zemin içerisinde üç hilal olarak değiştirdi. Yeniden yapılanan partinin bir “ideolojiye” ihtiyacı vardı ve CHP’nin sahiplendiği “6 Ok” doktrinine karşı, “9 Işık” doktrini geliştirildi. 9 Işık’ın geliştirilme gerekçesi, antikapitalist, antikomünist, milliyetçi ve muhafazakar tercihlerini yansıtabilmek idi. 9 Işık’ın maddeleri; milliyetçilik, ülkücülük, ahlâkçılık, ilimcilik, toplumculuk, köycülük, hürriyetçilik, gelişmecilik, endüstricilik olarak belirlendi.

“Ülkücü komandolar”
12 Mart Muhtırası’nın öncesinde, MHP, sonradan “ülkücüler” veya “komandolar” olarak ünlenen bir gençlik örgütlenmesine gitti. Oluşturduğu kamplarda MHP ideolojisine gönül vermiş gençleri eğitti. Yurt çapında “Ülkü Ocakları” oluşturuldu. Ülkücüler, “bozkurtlar” olarak da anıldı. Temel sloganları “Tanrı Türk’ü korusun” idi.

Kendilerini, “komünist tehdide” karşı devleti savunmak göreviyle yükümlü gören ülkücüler, o tarihten itibaren, özellikle 1970’li yıllar boyunca çatışmaların bir tarafı haline geldiler.

Görüşleri ve Ülkü Ocakları örgütlenmesi nedeniyle MHP, o yıllarda Hitler’in “Nasyonal Sosyalist Parti”sini taklit etmekle, “faşist” bir parti olmakla suçlandı. Bu suçlamaların temelinde, Alparslan Türkeş’in “Başbuğ” olarak kabul edilmesi, Ülkü Ocakları’nın Nazilerin SS örgütlenmesine benzetilmesinin payı büyüktü.

Süleyman Demirel’in kurduğu “Milliyetçi Cephe” hükümetlerinde Erbakan’ın Milli Selamet Partisi ve Demirel’in AP’si ile birlikte yer alan MHP, bu şekilde devletin en kritik kurumlarında da örgütlenme, kadrolaşma imkanı buldu. Yaşanan kamplaşma ortamı, MHP’yi özellikle gençliğin belirli bir kesiminde hızla bir “odak” ve “çekim merkezi” haline getirmişti.

1980 öncesi dönemde, Türkiye’yi 12 Eylül’e getiren kaos şartlarının oluşmasında, MHP ve ülkücülerin rol oynadıkları, yaygın paylaşılan bir görüştür. Bu durum, sonraki yıllarda MHP içerisinde çalkantı ve ayrılıkların da gerekçelerinden biri olmuştu.

12 Eylül öncesi dönemde çok sayıda olayda MHP ve ülkücülerin adı geçti. Bunlardan ilk akla gelenler, 16 Mart 1978 öğrenci katliamı, 24 Aralık 1978 Kahramanmaraş Katliamı ve Ankara’daki öğrenci katliamı idi.

Buna karşılık olaylarda çok sayıda MHP yöneticisi ve ülkücü de hayatını kaybetti. Gazeteci-yazar ve milletvekili İlhan Darendelioğlu, milletvekili ve bakan Gün Sazak, İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı uğradıkları suikastlarda hayatını kaybeden MHP’lilerden bazılarıydı.

12 Eylül ve yeniden MHP
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, diğer partilerle birlikte MHP de kapatıldı. Siyasi parti liderleri Zincirbozan’a gönderildiklerinde, Alparslan Türkeş “firari” idi. Sonradan ortaya çıktı ve partisinin yöneticileriyle beraber sıkıyönetim mahkemesinde haklarında açılan davada yargılandı.

MHP yöneticileri ve ülkücüler, solcu gençlerle beraber emniyet ve cezaevlerinde işkence gördüler. “Karıştır-barıştır” adı verilen politika gereği, birçok cezaevinde solcularla aynı koğuş ve hücrelere konuldular, birlikte işkence gördüler. Bu deneyim, sonradan, Ülkü Ocakları’nın yöneticilerinden Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Devlet bizi kamplara böldü, kullandı” şeklindeki sözlerine vesile olacak, Yazıcıoğlu MHP’den koparak Büyük Birlik Partisi adı altında ayrı bir parti kurma yoluna gidecekti.

MHP’ye yakınlıklarıyla bilinen bazı kişiler 1983’te Muhafazakar Parti adında bir parti kurdular. Bu parti sonradan (1985) Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) adını aldı.

1987’de Alparslan Türkeş’in siyaset yasağı kalkar kalkmaz, Olapanüstü Kongre düzenleyen MÇP’nin başına Alparslan Türkeş geldi. 1993’te MÇP adını MHP olarak değiştirdi ve MHP, yeniden kendi adıyla siyasi arenadaki yerini aldı.

Seçimler
MHP, MÇP adıyla 1991 seçimlerine Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak yaparak katıldı. Başarılı olamadı. Aralık 1995 seçimlerinde yüzde 8.2 oy aldı, ama yüzde 10 barajına takıldığı için meclise giremedi. 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde 5 milyon 594 bin 375 oy ve 17.98 ile ikinci parti oldu. 129 milletvekili ile TBMM’ye girdi. DSP ve ANAP’la koalisyon yaparak hükümet ortağı oldu. Eylül 2002 'de TBMM’de 125 milletvekili bulunuyordu. Kasım 2002 seçiminde ise yine baraja takıldı ve meclise giremedi.

1999 seçimlerinde tarihinin en fazla oyunu almış olması, aynı yıl 15 Şubat’ta PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “paketlenerek” İmralı’da hapsedilmesinin yarattığı atmosferin payı büyüktü.

Devlet Bahçeli
1997’de “Başbuğ” Alparslan Türkeş’in vefatının ardından, partide liderlik çekişmesi yaşandı. Örgüte hakimiyeti ile tanınan Devlet Bahçeli’nin karşısındaki aday Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş idi. Sandalyelerin havada uçuştuğu kongreden seçimi kazanarak çıkan Devlet Bahçeli oldu.

DSP ve ANAP’la kurdukları koalisyon içerisinde Devlet Bahçeli ve MHP, “uyumlu” çalışmasıyla dikkat çekti. Bahçeli’nin imza attığı birçok kritik karardan bir tanesi, idam cezasının kaldırılması idi. Bahçeli, Bülent Ecevit’le uyumlu çalışmasıyla dikkat çekti, ama Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’le polemiklere girdi. Çöken ekonomiyi kurtarmak üzere ABD’den getirilen Kemal Derviş’le çelişkiler yaşadı. Devlet Bahçeli’nin imzasını taşıyan kararla erken seçime gidildi. Erken seçim sonuçları, Türkiye siyasetinde AKP dönemini başlatırken, MHP yıkıma uğradı.

Seçim başarısızlığı nedeniyle Genel Başkanlık’tan istifa eden Devlet Bahçeli, bir süre sonra gidilen Olağanüstü Kongre’de yeniden Genel Başkan seçildi.

3 Kasım 2002 seçimlerinde önceki seçimde aldığı yüzde 18’lik oy oranı yüzde 8.3’e düşen MHP, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 14.9 oy alarak 71 milletvekiliyle yeniden meclise girdi.

Devlet Bahçeli ve MHP’nin Türkiye’nin bugünkü siyaset yelpazesindeki yeri ve özellikle gündemiyle ilgili durumu ve politikaları nedir?

Bu, başlıbaşına cevaplamak gereken bir soru… Devam edeceğiz…

Hasan Soylu www.iyibilgi.com



Bu haber 909 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,030 µs