asker, ekonomide IMF | " /> asker, ekonomide IMF | "/>

En Sıcak Konular

Siyasette asker, ekonomide IMF

6 Şubat 2009 16:38 tsi
Siyasette asker, ekonomide IMF 'Siyasi alanda siyasetçinin karşısına askeri çıkaran işadamları, ekonomik alanda da siyasetçinin karşısına devamlı IMF’yi çıkarırlar' diyen Süleyman Yaşar IMF ısrarının arkasındaki sebepleri tek tek saydı...

Süleyman Yaşar / Taraf

Siyasette asker, ekonomide IMF

Bazı devlet politikaları ekonomik kaynakların getirilerini yapay olarak yüksek tutacak bir biçimde tasarlanır. Mesela gümrük tarifeleri, ithalat kotaları, devletin sınırladığı alanlara girebilme bir takım politik kararlara bağlıdır. Türkiye’de işadamları Ankara’da bu kararları aldırabilmek için politikacılardan ziyade askerlere güvenir.

Büyük işadamları, böyle rantları elde etmek için askerin siyaset üzerinde denetimini isterler. Çünkü bizde işadamları rekabete dayalı üretim yapmazlar. Rekabet piyasasına hiç yanaşmazlar. Onlar, tekel veya az sayıda şirketin faaliyet gösterebildiği piyasalarda faaliyet gösterirler.

Türkiye’de işadamları yeni bir ürün, bir buluş üzerinden para kazanamazlar. Tekel rantlarını devam ettirmek için siyasal kararlara ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duydukları kararı elde etmek için de siyasetçinin karşısına askeri koyarlar. Hatta şirket yönetim kurullarına bir de emekli asker yerleştirerek, siyasetçiye “bana sorun çıkarma, bak benim askerle aram iyi” diyerek gözdağı verirler. Amaç, rantlara dayanan kazançlarının önüne bir engel çıkmasını engellemektir.

Siyasi alanda siyasetçinin karşısına askeri çıkaran işadamları, ekonomik alanda da siyasetçinin karşısına devamlı IMF’yi çıkarırlar. Türkiye’de işadamlarının IMF’ye başvurma isteği bitmez. Askerî darbenin ardından 1 Ocak 1961’de IMF ile ilk destek kredisi (stand by) anlaşmasını imzalayan Türkiye o günden bugüne neredeyse her iki yılda bir IMF’ye gidip borç para istedi. Türkiye’nin IMF’ye gitmesi gerektiği savına dayanak olarak da hükümetlerin bütçe disiplinine uymayacağı gerekçesi gösterilir.

Hükümetlere güvenmeyen işadamları, kamu kesimini sürekli IMF anlaşmalarının sıkıcı koşullarının içine sokmaya zorlarlar. Kendileri ise disiplini bir kenara bırakıp sürekli borçlanırlar. İş yaparken öz kaynak kullanmazlar. Türkiye’de kazandıkları paralarını yurtdışında tutarlar ve sonra da o paraları kendi şirketlerine borç olarak verirler. Şirketler sürekli zayıf kalır, patronlar ise her daim zenginleşir. Üstelik kendi şirketlerine kendi paralarıyla verdikleri borçları da devlete ödetip vatandaşın sırtına yüklerler.

Son dönemde yaşananlar işadamlarının siyasette askere, ekonomide IMF’ye güvendiklerini açıkça gösteriyor.

Oysa AKP Hükümeti döneminde uygulanan son iki IMF anlaşması başarıyla bitirildi. Bütçe açığının ulusal gelire oranı yüzde 1,7’ye, devlet borçlarının ulusal gelire oranı da yüzde 37’ye düşürüldü. Yani devletin bugün kısa vadeli dış borcu 3 milyar dolar gibi çok küçük düzeyde bulunuyor. Buna rağmen işadamları ısrarlar IMF’nin sıkı koşullarını istiyor. Bu isteklerine neden olarak da hükümetin mali disiplini bozacağını öne sürüyorlar.

AKP Hükümeti son yedi yılda kamuda mali disiplini sağladı. Devlet borçlarını ödedi. Bir karadelik olan sosyal güvenlik sistemini değiştirip sürdürülebilir hale getirdi.

Peki, işadamları ne yaptı? Onlar 200 milyar dolara yaklaşan dış borç yaptılar. İhracata dönük sanayi kuracaklarına, ihtiyaç olmadığı halde adım başı alışveriş merkezi, lüks rezidans yapıp ekonomik kaynakları savurdular. Şimdi ‘hangi koşulla gelirse gelsin de IMF gelsin’ diyorlar.

Artık işadamlarının, siyasette ve ekonomide siyasetçiye güvenmesi gerekiyor. Siyasette askeri, ekonomide IMF’yi isteyenler, bugünün dünyasını ve Türkiye’sini ıskalamamak istiyorlarsa, demokrasi, hukuk ve rekabet ortamında para kazanmayı öğrenmeliler.



Bu haber 682 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,538 µs