Kafalara NATO standardı: Ataköy planı

6 Şubat 2009 10:19 tsi
Internet üzerinden toplum mühendisliği böyle işliyor...

Adem Yavuz Arslan / Star

Sanal Ergenekon ve toplum mühendisliği

Sanal alem de estirilen ulusalcı- milliyetçi fırtına bir toplum mühendisliği çalışmasıymış. Yani irtica hortlamamış, Türkiye işgal edilmemiş. İsrail de Türkiye’yi parça parça satın almamış. Sanal alemde ki sitelere, dolaşıma sokulan sunum ve maillere bakarsanız Türkiye çoktan havlu atmıştı.

Meğerse bütün ‘hassas’ konularla ilgili siteleri Ergenekon sanıklarından Ataman Yıldırım başkanlığındaki ekip yapmış. Bir bakıma sanal alemde de bir Ergenekon varmış. İrtica, PKK; terör, Ermeniler, Rumlar... Yani ‘potansiyel düşman-kırmızı çizgi’ olabilecek her konu hakkında yayın yapan ‘sahipsiz’ siteler internetin popüler tartışma konularından.

Oldukça profesyonelce hazırlanmış, birkaç dildeki bu siteler çok ciddi arşivlere de sahip. Google’da bu konulardan hangisini ararsanız ilk olarak o sayfalara ulaşıyorsunuz. Siteler, özellikle de Yunan ve Batı Trakya konulu olanlar diplomatik kriz çıkartmaya aday. İrtica siteleri ise kapsamlı hazırlanmış. Güncel raporlar, ilginç veriler var. Hiçbir yerde bulamayacağınız istihbarat raporları, makaleler hizmete sunulmuş.

Ama bir şey eksik. Bütün sitelerde ‘sahiplik’ gözükmüyor. ETÖ soruşturması ortaya koydu ki bütün bu sitelerin ardında eski bahriyeli yeni bilişimci Ataman Yıldırım var. 35 ayrı site tek adresten güncelleniyor. O da Ataman’ın bilişim şirketi.

Ataman’ın destek aldığı isim ise TSK’da sivil memur. Bu gerçeğin ışığında takvimleri geriye alalım. 2004 başından itibaren sanal alemi sarsan tartışmalara dönelim. İrtica hortlamış, misyonerlik almış başını gitmiş. Türkiye’nin dört bir tarafında ‘ulusalcı’ dernekler açılıyor.

Bugün tutuklu bulunan bazı kişiler Mersin ve Diyarbakır başta olmak üzere hassas şehirlerde mitingler organize ediyor, çocuklara bayrak yaktırıyor. Sanal alemde dolaşıma sokulan milyonlarca maille ‘vatan sahipsiz değildir’ mesajı veriliyor. Türkiye’de 35 bin kilise ev açıldığı, her yerin gizli Hıristiyanlar tarafından işgal edildiği anlatılıyor. Profesyonelce hazırlanmış siteler ve power point sunumlar dolaşımda. Veriler doğru değil ama özenle hazırlanan sitelere göre Türkiye’nin dört bir tarafı parsel parsel satılmış.

İnandırıcılıkları yüksek. Sonra bir gün bakıyorsunuz ‘gaza gelmiş’ bir genç kilise basıp rahip öldürüyor. Sokak eylemleri artıyor. Ya da piyasayı ‘gizli kardinal’ler basıyor. Bu verileri o dönemdeki darbe planları ile yan yana koyduğunuzda tablo daha da anlamlı hale geliyor. Toplum mühendisliği ile ilgili en ilginç verilerden birisi de Ahmet Ünal’ın ‘Atatürkçülük Projesi’ isimli kitabında.

Enteresan belgelerin yer aldığı kitap 1985 yılından bu yana uygulanan Atatürkçülük çalışmalarına farklı bir açıdan bakıyor. Ataköy Planı adını taşıyan projeye göre MGK Genel Sekreterliği’ne bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı tarafından ‘Türk toplumunun Atatürkçü Düşünce Doğrultusu’nda yetiştirilmesi’ planlanmış. Bu amaçla MEB, İçişleri, Kültür, Çalışma Bakanlığı ve TRT’ye görev dağılımı yapılıyor. ADD takip eden süreçte kuruluyor.

Komünizm tehlikesine karşı, Türkçü ve ‘aşırı dindar’ olmayan Atatürkçüler yetiştirilmesi planlanıyor. Bir bakıma Atatürkçülüğe NATO standardı getiriliyor. Geriye dönüp bakıldığında başarılı bir toplum mühendisliğinin yapıldığı ortada. Belgelerden anladığımız kadarıyla Atatürk ile ilgili kitap basımından belgesel yapımına, konferans düzenlemekten Cuma hutbesine kadar her şey ‘emir’le yapılmış. MGK eliyle kapsamlı bir toplum mühendisliği çalışması görünüyor. İşin ilginci Ataköy Planı’nın yürürlükten kalktığına dair bir ipucu da yok.

Bu haber 1,296 defa okundu.