İsrail Başbakanı’nı Erdoğan mı belirledi?

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, hem dün hem de bugün, Başbakan Erdoğan’ın Davos Resti’nin Mart ayındaki yerel seçimleri hangi oranda etkileyeceğinin analizini yaptı.

O’na ve yazılarını yorumlayanlara göre Mart ayındaki seçimler, yeni yaşanan Davos olayından çok etkilenmeyecek. Çünkü arada hayli zaman var. Eğer seçimler, Şubat başında olsa, belki 8-10 puanlık artı oy AKP hanesine yazılacaktı. Halbuki Mart’a çok var.

Oysa Şubat başında seçim var. Bizde değil. Davos vakasının muhatabında, yani İsrail’de. Peki bugün seçim olsa Türkiye’de sandığı değiştirecek Davos, “bugünlerde” yapılacak İsrail seçimlerini nasıl etkiler?

Sandıktan ‘kan çıkar’!

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının yaklaşan seçimle ilintisini bağlantılayan bir çok analiz, Ocak ayının ortalarından bugüne iyibilgi sayfalarında zaten inceleniyor.

Bunun sebebi, İsrail kamuoyunda güvenlikle ilgili hassasiyetlerin “eskiden” beri oy devşirme alanı olarak kullanılması. 10 Şubat’ta gerçekleşecek seçimlerin ana tonlarından biri de bu.

Yani İsrail’i en iyi kim savunur? Seçimler yaklaştıkça meydanlarda adayların kullanacağını dilin bu noktada daha da sertleşeceği söylenebilir. Peki şu an İsrail’de durum ne?

Ülkedeki anketler sert tutum ve söylemlerin prim yaptığını gösteriyor. Şu an yoklamalarda Benjamin Netanyahu önde gidiyor. Sağcı ve keskin söylemlere sahip.

İkinci sırada ise halihazırdaki Dışişleri Bakanı Tzipi Livni var. Livni’nin Kadima Partisi de şahin politikalar vaadediyor. Aşırı sağcı ve Savunma Bakanı Ehud Barak da oyunu yükselten bir partı ve 3’üncü sırada.

Genel tabloya bakıldığında, sert ve sağcı söylem sahibi partilerin hem oylarını artırdığı hem de müstakbel parlamentoda çoğunluğu kazanacakları kehanet sayılmıyor.

Bu o kadar aşikar ki, İsrail’de daha ılımlı politikalar öneren siyasi partiler bile artık Hamas ve Arap karşıtı dile dönmüş bulunuyor. Kimi analizciler İsrail iktidarının Gazze saldırısının oy getirdiğini ama aşırı sağdaki partilere daha çok yaradığı fikrindeler.

Doğruluk payı olabilir. Çünkü, muhalefetteki Benjamin Netanyahu liderliğindeki Likud’un seçimlerden birinci parti olarak çıkacağı tahmin ediliyor. Ardından Livni ve Barak geliyor.

Fakat milliyetçi ve sert söylemler o kadar prim yapıyor ki, bu partiler dışında süpriz sayılan bir başka parti daha çıkış yapacak gibi. “İsrail Evimiz Partisi”, yine bir şahin olan eski Sovyet göçmeni Avigdor Lieberman tarafından yönetiliyor.

Arap karşıtlığıyla tanınıyor. İsrail’deki Arap azınlığa-yüzde 20-yönelik "Sadık olmayana vatandaşlık yok" sloganı partinin düsturlarından.

Moldovya doğumlu Lieberman, Filistinlilerle ve Araplarla görüşmeye karşı çıkıyor ve ülke sınırlarının yeniden çizilmesini savunuyor.

İsrail Parlamentosu (Knesset) 120 sandalyeli.  Parlamentoda 66 sandalye ile hükümet olunuyor. Ve görünen o ki, çok partili bir koalisyon yeni hükümeti devralacak.

Bu hükümetin kimlerden oluşacağı, yeni ABD yönetimine ne kadar uyumlu olacağı, Türkiye ile ilişkileri ve Filistin sorununa vereceği yanıt biraz daha sonranın işleri!

www.iyibilgi.com