Bu laf bize mi? | " /> Bu laf bize mi? | "/>

En Sıcak Konular

‘Karışmayın’: Bu laf bize mi?

4 Şubat 2009 14:38 tsi
‘Karışmayın’: Bu laf bize mi? Arap Birliği bugün, ‘Arap olmayanlar gelişmelere karışmasın’ şeklinde açıklama yaptı. Lafın kuyruğu uzun. Tam nereye gittiği de belli değil. Ama kuyruğun sahibi iki başlı. Peki, arabulucuktan ‘moral liderliğe’ terfi eden Türkiye ü

Abu Dabi'de bir araya gelen Arap ülkeleri dışişleri bakanları, Filistin konusunda bir açıklama yaptı ve, “Arap olmayan tarafların, Arap ülkelerindeki gelişmelere, yıkıcı bir şekilde karışmasından rahatsızlık duyuyoruz'' dedi.

Peki bu laf kime? Kapalı toplantıda konuşulanların tüm içeriği henüz kamuoyuna yansımış değil. Ancak açıklamanın satır araları manalandırılabilir.

Abu dabi toplantısının görünen amacı, yaklaşan Arap Birliği Zirvesi’nin hazırlıklarını yapmak. Bu hazırlık neticesinde ana tema “Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi” olacak.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Ürdün, Fas, Tunus, Yemen ve Filistin Yönetimi dışişleri bakanlarının katıldığı toplantının açık bölümü bu.

Filistin konusunda söylenen de (resmi açıklama) şu; “Amacımız, Filistin halkının tek temsilcisi Filistin Yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) desteğimizi canlandırmak, Arap barış girişimine destek vermek için Arap birliğini güçlendirmektir".

Asıl üzerinde durulması gereken de bu. “Arap barış girişimine destek vermek”! Arap Barış girişimi 2002 yılında geliştirilen bir yaklaşım. Kaba hatları ile İsrail’in 1967 sınırlarına dönmesini, karşılığında da Arap ülkelerinin İsrail’i tanımasını öneriyor.

Kabul etmek gerekiyor ki, şu sıralar pek gündemde olmayan bu plan, Arap ülkelerinin üzerinde en çok mutabık kaldıkları plan.

Önemi şurada; planın ruhunu anlamadan “Arap olmayanlar karışmasın” çıkışının şifrelerini çözmek mümkün değil. Arap Barış Planı, ağır biçimde Suudi Arabistan damgası taşıyor.

Hatta çoğu gözlemciye göre plan, Arap değil, Suudi planı. Ancak Mısır da bu planın önemli savunucularından biri. Yani planın ardında iki baş var. Bu anlamıyla planı bir Sünni planı olarak algılamak yanlış sayılmıyor.

Ortaya koyduk, alan alır!

Arap Birliği’nden çıkan “karışmayın” ikazı bu bağlamda okunabilir mi? Filistin-İsrail sorununa karışanlar kim, önce ona bakmak gerekiyor. Asil “tarafları” dışarıda bırakırsanız; Mısır, Suudi Arabistan, Fransa (AB olarak da okunabilir), Türkiye, İran ve ABD.

Ancak çıkış “Arap olmayan” şartı getirdiğinden, Mısır ve Arabistan’ı hemen eleyebiliriz. Bu durumda geriye; İran, Türkiye, AB ve ABD kalıyor.

Buna ek olarak Sünni bir çizgiyi de ele aldığını belirtmiştik. Bu durumda Türkiye de elenebilir. Geriye İran, AB ve ABD kalıyor.

Planın ana oyuncusu Mısır’ın, Filistin sorununu Fransa ve İsrail eliyle götürdüğü düşünüldüğünde AB de hedef tahtasından ayrılıyor. Suudi Arabistan, Ürdün ve Körfez Ülkeleri’nin ABD ile ilişkisi ve zaten ABD’yi öyle kolay kimsenin oyundan atamayacağı, Riyad’ın açık biçimde “Washington dahil olmalı” beyanları anımsandığında geriye bir tek İran kalıyor.

Ya da Şii ekseni olarak yazabiliriz. Aslında bu sağlamayı tersinden de yapmak mümkün. Arap Birliği’nin bu açıklaması, son günlerin popüler konusu Davos resti akla getirildiğinde, Türkiye’yi akla getirebilir.

Hatta “yıkıcı” kelimesi anımsandığında-biraz zorlama da olsa-Ankara’nın tavrı eleştiriliyor da olabilir.

Bu vektörden gidildiğinde Ankara’nın tutumunun Arap “iktidarlarında” nasıl bir etki yaptığını görmek gerekiyor. İlk etki kuşkusuz Arap liderlerinin “pasif” kaldıklarının yüzlerine vurulması.

Ülkelerindeki kamuoyunun bunu açık biçimde görmesi ve Türkiye taraftarı bir eleştiri sağanağına uğramaları Arap başkentlerini tedirgin etmiş, ipi yeniden ele alma arzularını körüklemiş olabilir.

Mısır ve Suudi Arabistan’ın Arap dünyasındaki liderlik arzusuna ciddi bir darbe olarak okunabilir. Arapların konuyu ABD ve İsrail denkleminde götürmek istemeleri, Türkiye’nin İsrail çıkışı ile yara almış kabul edilebilir.

O halde bu durumda ne olacak? Arap Barış Planı üzerinden geçen zaman ve onca olaydan sonra yenilenibilir. İsrail, ABD, Mısır ve Suudi Arabistan’ın planı yeniden ısıtması ihtimal dahilinde.

Peki Türkiye bu planı destekler mi? Kimi yorumculara göre Davos vakasından sonra “arabulucuk” vasfını yitiren Türkiye, Ortadoğu’nun moral lideri rütbesini kazanmış durumda.

Eğer plana destek verirse Hamas dışında itiraz eden pek bulunmayacak. Bu durumda Hamas’ın da pek yapacak birşeyinin kalmayacağı düşünülebilir.

“Karışmayın” mesajının en azından bir kısmı Türkiye’ye ise, Arap ülkelerinin yönetimleri de halklarını dinlemeli. Çünkü haksızlık karşısında en azından doğruyu söylemeyen Arap liderleri halklarının “sert” itirazları ile  ile karşılaşabilir.

www.iyibilgi.com



Bu haber 2,047 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,620 µs