İyi çocuk' doğuştan muhbirmiş | " /> İyi çocuk' doğuştan muhbirmiş | "/>

En Sıcak Konular

'İyi çocuk' doğuştan muhbirmiş

3 Şubat 2009 19:18 tsi
'İyi çocuk' doğuştan muhbirmiş Eski PKK'lı, sonra itirafçı ve daha sonra JİTEM tetikçisi... Abdülkadir Aygan'ın itirafları gündemde. Aygan'da kimbilir daha ne "anılar" vardır? O da öyle düşünmüş olmalı ki anılarını yazmış. Anılarında yer alan "iyi çocuk"la ilgili bölümü basılmad

PKK ititarfçısı ve JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan "anılarını" yazdı. Aygan'ın "Çapraz Ateş" adıyla yayınlamayı planladığı anılarında, Şemdinli'deki Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili yargılanan Astsubay Ali Kaya ile ilgili bölüm oldukça ilginç.

Aygan, anılarında dönemin Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da “İyi çocuktur” diyerek bahsettiği Ali Kaya’nın çocukluk günlerinden PKK ile ilgili olarak muhbirlik yaptığını ve bu sayede Tuğgeneral Hasan Kundakçı tarafından Jandarma’ya Astsubay olarak alındığını iddia etti. 

Abdülkadir Aygan’ın “Çapraz ateş” adını vereceği anılarında Astsubay Ali Kaya’yı anlattığı bölümlerde, Kaya’nın daha 1985 yılında kız kardeşiyle birlikte orduya PKK konusunda muhbirlik ettiği ve bunun karşılığında kız kardeşiyle birlikte Tuğgeneral Hasan Kundakçı’nın kendilerine 5000 TL verdiği iddiası yer alıyor.

İŞTE AYGAN’IN ANILARI !:

“MUHBİR KAYA”

“Ali Kaya (Mutkili Ali) astsubayı, Şerif 1985 yılından tanıyordu. 1985 yılında örgütten ayrılıp jandarmaya teslim olmuştu. Siirt Sıkıyönetim Komutanlığı’nda sorgusu sürerken, Mutki yöresinde bir operasyon başlamıştı. Sorgulama amiri Osman binbaşı, Şerif'i operasyon alanına gidip çatışmakta olan örgüt üyelerine "teslim olmaları için" çağrıda bulunmasını emrediyordu. Şerif örgütten ayrılsa da, dağdaki eski genç arkadaşlarının ölmesini istemiyordu. Emre uyup bir helikopterle çatışma alanına gitmişti. Askerler "terörist" leri çembere almışlardı. Kayaların arasında hiç bir "terörist" görünmüyordu.

Uzatılan megafonu ağzına yaklaştırıp yüksek sesle "Arkadaşlar, kurtuluş ümidiniz yok. Teslim olun, size kötü davranmayacaklarına dair ‘namus sözü’ verdiler. Teslim olmazsanız hepiniz imha olacaksınız.!" diye anons yaptı.

Karşıdan ses seda çıkmamıştı. Akşam bastırmak üzereydi. Operasyonu yöneten Mümin binbaşı askerlere son emri vermişti.

"Ateeeşşşş!..."

Kayalıklara doğru namlular ateş kusmuştu. Lav silahları ve makineli tüfekler de ateşlenmişti. Yıllar sonra JİTEM komutanlığı görevine atanan Ali Yıldız  da yüzbaşı rütbesiyle, bizzat makineli tüfek kullanıyordu. Kayaların arasında  mevzilenen gerillalardan ses seda yoktu. Aslında Şerif oraya götürülmeden önce hepsi vurulmuştu. Kısa süreli özel jandarma timi ateşinden sonra, Mümin binbaşı yüksek sesle bağırdı:

"Ateş keesss!"

Arama tarama faaliyetine geçilmişti. Karşıdaki kayalıkların arasında arama yapılırken beş PKK’lının parçalanmış cesediyle karşılaşmışlardı. Kimi lav silahıyla yanmış, kimisi de makineli tüfek mermileriyle paramparça olmuştu. Gördüğü manzara karşısında Şerif insanlığından utanmıştı. Daha düne kadar bu insanlarla lokmasını paylaşmış, kader birliği yapmıştı. Şimdi hepsi cansız halde, yerde yatıyordu. Yerde duran bir beyin gördü. İlk defa bir insan beynini çıplak gözle görüyordu. Acaba hangi arkadaşına aitti?..

Bilse ne fark ederdi ki?

Çatışma alanında çadırlarını kurmuş olan yaylacılardan bir köylü, yerden bir taş alarak yerde cansız yatan birine fırlatmıştı. Bunu gören Mümin binbaşı yüksek sesle, "Ne yapıyorsun? Sen Müslüman değil misin? Dinimizde cenazeye hakaret, eziyet etmek var mı?!" diye bağırmıştı.

Bir subaydan bu sözleri duymak onu şaşırtmıştı. Daha sonra Mümin binbaşı ordudan istifa etmişti.

Operasyondan sonra, kayaların arasındaki cesetler  toplanmıştı. Ölenlerin cesetleri teşhis edilmişti. "Terörist" leri bir kız çocuğu ve erkek kardeşi gidip ihbar etmişlerdi. Kız, Ali Kaya'nın kardeşiydi. Yanında karakola giden de Ali Kaya'nın ta kendisi idi. Bu ihbardan dolayı o sırada Siirt'te Sıkıyönetim Komutanı olan tuğgeneral Hasan Kundakçı tarafından bir kapalı zarf içerisinde beşbin TL. ödül olarak Ali Kaya' nın kız kardeşine verilmişti.

“KAYA’YI KUNDAKÇI ASTSUBAY YAPTI”

Yıllar sonra Ali Kaya büyümüş ve jandarmada astsubay olarak görev almıştı. Kaya'nın bu teşkilata alınmasında en büyük torpilin 1985 yılında   5 PKK’lının ölümüyle sonuçlanan ihbar olması büyük ihtimaldi. Şerif onu tekrar Diyarbakır'da görmüştü. İl Jandarma Komutanlığı emrinde, sorgulama ve istihbarat astsubaylığı görevini yürütüyordu. O esnada Şerif' de aynı şehirde, (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele) JITEM' de göreve alınmıştı. Görev gereği ve aynı kurumda olmalarından dolayı ara sıra görüşüyorlardı. İkisi de birbirlerinin ne işler  yaptığını biliyorlardı. Ali Kaya resmi sıfatı olmasına rağmen, bazı PKK itirafçılarını kullanarak karanlık işler de çeviriyordu. Bazı iş adamlarını tutup, onların hasımları hakkında kendi komutanına olumsuz raporlar veriyordu.

“KAYA KARANLIK İŞLER ÇEVİRİYOR”

Mesela Kaya İnşaat'ın sahibi Ali İhsan Kaya adlı iş adamıyla birlik olup, Diyarbakır Söz gazetesi sahibi Mehmet Ali altındağ'ın kuyusunu kazıyordu. Bu tezgahların  çoğuna, Şerif canlı tanıklık etmişti. Şerif jandarmada memuriyetine devam etseydi, ne Ali Kaya'ya, ne de onun arkasındaki güçlere bir zarar gelmezdi. Fakat sivilleşen, özgürleşen bir insanın ne yapacağı belli olmazdı. Her an zorla veya gönüllü olarak bir yerlere konuşabilirdi. Bu yüzden onu başıboş bırakmaya gelmezdi.

İşte bu yüzden Ali Kaya'yı, Şerif'in “hal ve hatırını sormaya” göndermişlerdi.  Hatta, bir gün Şerif de nezaket kuralı gereği onu gidip Gaziantep Jandarma Komutanlığında ziyaret etmişti. Daha sonra yukarıdan bir emir gelmiş "Şerif'in askeri birliklere girmesi yasaklanmıştı.” Bu emri de Ali Kaya, Şerif' e gizlice fısıldamıştı. Bu söylentiden sonra Şerif daha da tedirginleşmişti.

Dikkatli olmalıydı. Hiç kimseye güvenip sırlarını açmamalıydı”

www.birincikuvvet.com / İnanç Uysal



Bu haber 1,665 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,806 µs