Sen de yaşlısın’ diyebilir miyiz? | " /> Sen de yaşlısın’ diyebilir miyiz? | "/>

En Sıcak Konular

Sen de yaşlısın’ diyebilir miyiz?

3 Şubat 2009 15:15 tsi
‘Sen de yaşlısın’ diyebilir miyiz? İsrail’le ‘resmi’ bağları bulunan 4 Arap ülkesi bulunuyor. Katar ve Moritanya tüm ilişkilerini askıya aldı. Ürdün ‘dahi’ büyükelçisini geri çekti. Bir de kılını kıpırdatmayanlar var. Hatta 'Davos'u yasaklayanlar bile!

İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırısının, tüm Arap dünyasında aynı reaksiyonu bulduğunu söylemek imkansız. Pek bilinen bir gerçek ki, bir çok Arap ülkesi, İsrail’e yönelik tutumlarını açık biçimde politik dengelere göre kuruyorlar.

Bu dengelerin bağlamı, ABD ve İsrail demek aslında. Bir yandan, Arap-Müslüman dünyada itibarlarına halel gelmeyecek “kadar” İsrail eleştirisi yaparlerken, öte yandan-hadi kendilerine göre haklı nedenlerle (!) diyelim-somut gerçekler karşısında körleşiyorlar.

Türkiye’nin İsrail’e gösterdiği Davos resti, bu Arap ülkelerini aslında oldukça tatsız bir konuma sürükledi. Bu ikircikli ruh halinin tasviri, kendi halkları ile ters düşmek biçiminde yapılabilir.

Zira, Arap kamuoyunun tamamı Türkiye’nin çıkışını açık ve temiz kalple destekledi. Ama aynı ülkelerin yönetimleri aynı netlikte pozisyon al(a)madı.

Bugün, Türkiye en yüksek düzeyde Suudi Arabistan’a resmi bir gezi düzenliyor. Cumhurbaşkanı Gül Riyad’a gidecek ve Kral Abdullah tarafından ağırlanacak.

Hem Davos hem de bu vesileyle bir Suudi Arabistan eleştirisi yapmakta fayda var. Başbakan Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı’na “öldürmeyi iyi bilirsiniz” dediğinde, bu krizin dalgaları büyük bır hızla Ortadoğu’ya da ulaştı.

Ulaşma hızı aynıydı ama “algılanma” hızı yavaş oldu. Çünkü Suudi Arabistan yönetimi, Davos restinin kamuoyuna yansımasını hayli yavaşlattı. Bir çok Suud, Davos’ta tam ne olduğunu öğrenemediği gibi, öğrendiği zaman da-çünkü günümüzde bu çapta bir olayın belli bir ülkede hiç öğrenilmemesini sağlamak mümkün değil-hayli zaman geçmişti.

Esasen Riyad’ın bu davranışları yeni de sayılmaz. Ciddi bir iddiaya göre, Suudlar ve Körfez ülkeleri tarafından finanse edilen El Cezire televizyonunun Arapça kanalı, İsrail vahşetini olduğu gibi yansıtırken, “uluslararası” yayın yapan İngilizçe kanalı görmeyecek biçimde körleşti!

Bu örnekler çoğaltılabilir. Suudi Arabistan, ABD ile ilişkileri çok özel ve çok kuvvetli olan bir Arap ülkesi. Bu coğrafyada da özel bir konumu olduğu zaten biliniyor.

Hakim İslam nüfusuna sahip Ortadoğu’da, kutsal toprakları coğrafyasında barındırması ona farklı bir güç veriyor. Elbette petrol konusu da var ve bu da eldeki kozlarını “as” seviyesine yükseltiyor.

Arabistan-Batı ilişkilerini çok detaylı incelemek de mümkün. Örneğin, bölgede uzun zamandır yaşanan ve kaygı konusu olan Sünni-Şii çekişmesinde de cephenin ağırlıklı noktasını yine bu ülke oluşturuyor.

ABD’nin bakışı da farklı değil. Tek bir örnek yeterli olabilir. 11 Eylül saldırılarının failleri içinde Suudi olanların bulunması ve bu ülkenin saldırıda gayr-ı resmi parmağının bulunduğu iddiaları çok söylendi.

Ama Washington bu konuyu çoğunlukla görmezden geldi. Aynı sebeplerle. Bugün de Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin hemen aynı olduğu, daha doğrusu “sabit” olduğu söylenebilir.

Arabistan yönetimine sorulduğunda ise alınacak yanıtlar farklı olabilir. Onlara göre gerekenler yapılmış gibi! Örneğin Suudi Dışişleri Bakanı Prens Suud El-Faysal, BM Güvenlik Konseyi’ne “adil bir anlaşma olmazsa sırtlarını döneceğini” söylemiş bulunuyor.

Kral Abdullah da Kuveyt’de yapılan Arap Zirvesi’nde, “Arap Barış Girişimi”nin masada olduğunu ama ilelebet orada kalmayacağını belirtti.

Onlara göre bu beyanler, Suudi Arabistan’ın Arap ve Müslüman dünyasının sözcüsü olduğunu gösteriyor! Doğrusu buna inanmak hayli zor. Fransa, Mısır, Türkiye, İsrail ve ABD’nin planlarından söz edilebilir belki.

Ama şu anda Arabistan sözcülüğünü dünyada pek önemseyen olduğunu söylemek zor. Hatta ne olduğunu bilenlerin sayısı bile sınırlı!

Görülüyor ki, Arabistan’ın İsrail-Filistin sorunundaki çözümü daha çok kendi pozisyonunu netlemek üzerine kurulu. Zaten bunu gösteren açık başka veriler de mevcut.

Riyad yönetimi, sorunun çözümü için asal oyuncu olarak Washington’u görüyor ve onun birşey yapmasını bekliyor. Bunu açıkça da söylüyor. Krallığa göre, “ABD yönetimi ve Barack Obama Filistinlilerin daha fazla acı çekmesini önlemek için güçlü adımlar atmalı”.

Elbette. Ama bunu söylemek kuru diplomatik açılımlardan ötesini görmemek demek. Bu cümleye şu notu da eklediklerini söylemek gerekli; “Eğer bu olmazsa” diyorlar; “Barış süreci, bölge istikrarı ve ABD-Suudi ilişkileri tehlikeye girer.”

Bu güçlü bir ifade ama sadece ilk ikisinin doğruluğunu kabul etmek zorundayız. Çünkü Suudi Arabistan’ın ABD ile ilişkilerini kesmesi gibi bir çıkışa yönelmesi mümkün gözükmüyor.

Tüm bu projeksiyonlar ve kararlar elbette Suudi Arabistan’ı bağlar. Bağlar ama Arap dünyasının ve Türkiye’nin de bunu gördüğünü bilmeleri gerekiyor.

Peki Suudları kim ikaz edecek? Kimilerine göre bu ikaza gerek yok. Çünkü bir işe yaraması zor. Riyad’ın kemikleşmiş diplomatik bakışları var ve ağır bağlara dayanıyor.

Kimilerine göre ise elbette duygu ve düşünceler belirtilmeli. Bölgede Suudi Araplar önemli bir aktör. Kimse onlara ABD veya “varsa” İsrail ile ilişkilerini kesmesi gerektiğini söyleyecek değil. Bunu istiyen de yok. Ama tutumu doğru değil. Doğru olmadığının, yanlışlığın söylenmesi gerekiyor”.

www.iyibilgi.com



Bu haber 2,408 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,189 µs