övdü sonra yerdi! övdü sonra yerdi!

En Sıcak Konular

Bahçeli, Erdoğan'ı önce övdü sonra yerdi! 3 Şubat 2009 11:22 tsi
Bahçeli, Erdoğan'ı önce övdü sonra yerdi! MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli konuşmasına İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırı ve Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki Gazze panelindeki çıkışıyla ilgili açıklamalarla başladı.

İşte Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:

- İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırılar 23 gün sürmüş, ölenlerin sayısı 1500’e yaklaşmıştır. Saldırılar karşısında gösterilen tepkileri umursamayan İsrail, uluslararası kararları bile dikkate almamıştır.
 

ÖLENLERİN ÜÇTE BİRİ ÇOCUK

- BM kaynaklarına göre ölenlerin üçte birinin çocuk olması, İsrail’in hedefinin öncelikle sivil halk ve günlük hayatın idamesini sağlayan tesisler olduğunu ortaya çıkarmıştır.

- Gazze’de yaşanan dram, ülkemizde de infiallere neden olmuş. Milletimiz haklı bir hassasiyet göstermiştir.

DAVOS'TA ÖNCELİK EKONOMİ OLMALIYDI

- Kamuoyu AKP’nin bu konudaki samimiyetini sorgulamaya başlamıştır.

 Sayın Başbakan’ın Davos toplantısının öncesindeki süreç, hükümetin kendisini Filistin meselesinde sıkışmış hissettiği bir dönemde gerçekleşmiştir.

 Davos’ta Türkiye’yi Başbakan Erdoğan ve bakanlar temsil etmiştir. Krizin dünyayı sarstığı, milli ekonomilerin çıkış ve çözüm aradığı böylesi bir toplantıda, Türkiye’nin önceliğinin ekonomi olması gerekirdi.

- Ne yazık ki Başbakan siyasi kaygılarıyla başka mecralara kaydırmış. Kamuoyu oturumdaki tepkilerine odaklanmıştır. Başbakan’ın ne niyetle katıldığı, hangi sıfatı taşıyarak orada bulunduğu ve soruna doğrudan müdahil olan BM Genel Sekreteri, İsrail ve Filistinli hangi grubun adına orada bulunduğu sorulmalıdır.

 ERDOĞAN'IN TEPKİSİ YERİNDE

- Başbakan Erdoğan’ın tepkisi, haklı meşru ve yerindedir. Şayet bu muameleye rağmen tepki bu noktada gösterilmemiş olunsaydı, Türk milletinin şeref ve haysiyeti savunulmamış olacaktı.

Ancak Başbakan’ın bu tepkisi, bu tavrı 6 yılı aşkın süredir sergilediği ilkesiz taşeron siyaseti örtemeyecek, sadece bir doğrusu sayısız yanlışlarını silmemize neden olmayacaktır.

- Başbakan’dan 6 yıldır görmediğimiz bu tutum, milletimizde haklı bir umut uyandırmıştır. Bu umudu iç siyasette oya tabii etmek isteyen AKP, maalesef değişen hiçbir şeyin olmadığını ortaya koymuştur.

BAŞBAKAN'A 'İSTİSMARCILIK' SUÇLAMASI

- Son gelişmeler nedeniyle zihninin bulanık olduğu anlaşılan Başbakan’ın çelişkili beyanları, ithamları kuşkuların doğmasına neden olmuştur.

Bugüne kadar rol oynayarak bunun istismarıyla rol oynayan Başbakan’ın, sessizlerin sesi kimsesizlerin kimsesi kartvizitiyle, bundan medet umduğu anlaşılmaktadır.

 - MHP İsrail’in Gazze saldırılarında yaşanan gelişmeleri objektif gerekçelere dayalı olarak ortaya koymuştur.

 - Bize göre Başbakan’ın acilen yapması gerekenler şunlardır:

 Türkiye’nin Irak politikasını gözden geçirerek terörle mücadele.

 Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sorgulayan ve sahte soykırım yalanıyla kampanya sürdüren Ermenistan.

 Kıbrıs Türklerini azınlık olarak teslim almayı planlayan Rum yönetimine karşı bir duruş sergilemesi.

 ABD’nin küresel senaryolarının bölgesel taşeronu olmaktan vazgeçmektir.

BAŞBAKAN'IN ÖNÜNDE ŞAİBELİ SİYASETİNİ DÜZELTME FIRSATI VAR

- Yakın dönemde yaşanan haysiyet kırıcı gelişmelere bakıldığında, Türk askerinin başına çuval geçirilirken, 'kara harekatına derhal son verin' diye müdahale edilirken, Barzani Türkiye’ye meydan okurken, Başbakan’ın hatırlamadığı bir gerçektir. 

- Bunun yanı sıra Başbakan ve hükümetinin AB komiserlerinin Türkiye’ye alenen hakaret ederken, Türklüğe hakaret suçtan çıkarılırken, şerefli Türk tarihini Çanakkale’yi hiç aklına getirmediği de bir vakadır.

- Ancak şimdi Başbakan Erdoğan’ın önüne bu alanlardaki şaibeli siyasetini düzeltme fırsatı çıkmıştır.  

BAŞBAKAN EZİK OLMAYI BIRAKMALI

- Başbakan’dan beklenen AB ve ABD karşısında ezik mahcup olmayı bırakması, Hamas’ın avukatı olarak gösterdiği heyecanı ve kararlılığı, Türkiye’de sergilemesi, etnik bölücülükle mücadelede gerekli iradeyi göstermesi ve Irak, Kıbrıs, Ermenistan konusunda dik durmalıdır.

- Terk edilen toplantının ardından bugüne kadar olan gelişmeler, Başbakan’ın birer birer geri adım atması, öylediklerini inkar etmesi, karakolda doğruyu söyleyip mahkemede şaşan olarak tekrar karşımıza çıktı.

BAŞBAKAN ÇARK EDİYOR

- Davos’ta söylediklerinden aşama aşama çark ederek konuyu kapatmanın arayışa düşmüştür.

 Arkasına düşüp alkışlanan hangisidir. Davos’ta Peres’e yönelik ithamlarda bulunan Başbakan mı, yoksa tavrının modaratöre olduğunu söyleyen Başbakan mı?

 Panelde Tevrat’ta atıfta bulunan Başbakan mı, yoksa antisemitizme atıfa bulunan Başbakan mı?

 Türkiye hangi Başbakan’ı alkışlamış ve arkasında durmuştur?

- Başbakan’ın gösterdiği tepki kimedir, kime karşı olmuştur. Alt yapısı olmayan dik duruş sabun köpüğü gibi dağılmıştır.

İsrail’in Filistin’e yeniden saldırıların başlatması halinde, hangi tedbirleri alacak, kimin yanında yer alacaktır?

Anlaşılan odur ki bunların zararını görecek olan Filistinli kardeşlerimizdir.

- Başbakan’ın yarısını dost yarısını hasım gören siyaseti Türkiye’yi bölgede güç olmaktan çıkarmıştır.

 Omurgasız siyaset anlayışı maalesef Türkiye’yi bundan sonra da daha fazla İsrail’e itecektir.

 DAVOS'TAKİ DURUŞUN DEVAMINI BEKLİYORUZ

 - Türkiye o günden itibaren Davos’taki duruşun devamını görmeyi beklemektedir. MHP bu süreci yakından takip edecektir.

 Başbakan Erdoğan için gerçek samimiyet sınavı şimdi başlamıştır. 

EKONOMİ

- Başbakan Erdoğan tarafından kurulan ve sahnelenen tartışma ortamında, milletimizin asıl sorunlarının kenara itildiğine şahit olunmaktadır.

 Ekonomideki kumdan kaleler vatandaşa olumsuz yansımaktadır.

 - Başbakan ne zaman bir çıkmaza girse ve meselelerin üzerinden gelemeyeceğini anlasa, suni bir gündem yaratmaktadır.

 İçinde bulunduğumuz dönemde hükümetin ilgi alanı, insanımızın ekonomik şartlarının düzeltilmesi olmalıdır.

 Kriz fırtınasına tedbir alacağı yerde AKP ülkemizi karanlık bir tünelin içine sokmuştur.

 KÜRESEL KRİZ

- Dünyada bir çok ülke krize karşı önlemler almaktadır. ABD’de Obama’dan sonra yeni bir önlem paketi devreye koyduğu anlaşılmaktadır.

 Bu itibarla Dünya Ekonomik Forumu tarafından düzenlenen Davos’ta, mevcut krizden nasıl çıkılacağı, küresel mali sistemin yeniden istikrara kavuşturulması ve ekonomik büyümenin yeniden canlandırılması konuları gündeme getirilmiştir.

 - Geçtiğimiz yılın ekim ayında 2009 için yüzde 2’lik bir büyüme tahmininde bulunan IMF, bundan vazgeçerek neredeyse durma noktasına geldiğini duyurmuştur.

 Krizin baskısının ağırlaştığı bu günlerde, döviz rezervlerini yitirmemek için çareler arayan AKP, IMF ile ilişkilerinde yeniden istikamet vermeye çalışmaktadır.

 Bizim açımızdan, eğer aranılan para bulunamaz ise kur ve faizlerdeki artışlar hiçte şaşırtıcı olmayacaktır.

 - Mesele artık çok ciddidir. Aylardır süren IMF ile müzakereler yılan hikayesine dönmüş, anlaşmazlıkların olduğu ortaya çıkmıştır.

 IMF ile görüşmeler 9 aydır hiçbir soruna ulaşmamıştır. Görüşmelerin nerede kilitlendiği belli olmasa da, anlaşmaya odaklanan ve beklentileri bu yönde biriktiren ekonomik aktörlerin bundan sonra ne olacağı belli değildir.

- Hazine'den Sorumlu bakan yaptığı açıklamada, IMF olsa da Türkiye’nin etkileneceğini ve Türkiye’nin bir pakete ihtiyacı olduğunu söylemiştir. 

TÜRK EKONOMİSİ İRTİFA KAYBEDİYOR

- IMF’nn madem istenmeyen kabul edemeyecek talepleri vardır, ertelenen görüşmelerin devam ettirilmesine gerek yoktur.

 Türkiye’nin IMF’ye söyleyecek sözü olmalıdır. Türk ekonomisi irtifa kaybetmeye başlatmış, çakılmasına az bir zaman kalmıştır.

- Bugünkü manzara özet olarak şöyledir: İşsizlik dayanılmaz bir aşamaya gelmiştir, büyüme durma noktasına ulaşmış, sanayi üretimi felç olmuştur, ekonomideki iç kanama artarak devam etmektedir. Otomotiv sektörünün kapısına kilit vurulmak üzeredir, kapanan işyeri sayısında kaygı verici bir artış görülmektedir. 2008 Aralık ayında ithalat yüzde 30 azalmıştır. Alışverişlerin vadesi sıfıra inmiş, işlemler nakit para üzerinden yapılmaya başlamıştır. Şirketlerin yazdığı zararlar milyarları bulmaktadır. Yapılan faiz indirimleri piyasaları canlandırmaya yetmemiştir.

 DOĞALGAZ İNDİRİMİ

- Hal böyleyken yaklaşan seçimlerde desteğin azalacağı işaretlerini alan AKP, Şubat'tan itibaren doğalgazda indirim yapmıştır.

 Bu indirim bize göre yerinde ancak yetersizdir. Doğalgaza en son yüzde 22,50, sanayide yüzde 22 oranında zamlanmıştır. Doğalgazdaki toplam artış yüzde 82.15 olmuştur.

- Ancak Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmalarda zammı savunmuş, dövizdeki fiyat oynamalarının bu süreci tetiklediğini ifade etmiştir.

 Yine Başbakan yapılan zammın ham petrol fiyatının 150 dolara yaklaştığı döneme ait olduğunu belirtmiştir.

 Yapılan en son zamdan üç ay geçtikten sonra indirime gidilmesi ya bir hesaplama hatası olarak değerlendirilmeli yada seçim yatırımı olarak görülmelidir.

hurriyet
 

 



Bu haber 327 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    5,769 µs