En Sıcak Konular

Milletin sinesini CHP mi istemiyor, Sabah mı?

0 0 0000 00:00 tsi
Milletin sinesini CHP mi istemiyor, Sabah mı? Bugün Sabah Gazetesi’nin “politik” köşe yazarlarının tamamı Sine-i Millet ve CHP konusunu irdeleyen yazılar kaleme aldı. İlginç olan hepsinin hemen “aynı” cümlelerle ama CHP’nin “duygularını” okuyarak sine-i

Sabah Gazetesi’nin özellikle Ankara ve derin politik kulisleri zorlayarak çıkaran dört temel köşe yazarı bulunuyor. Bunlar: Yavuz Donat, Muharrem Sarıkaya, Aslı Aydıntaşbaş (zaten Ankara Temsilcisi) ve elbette Fatih Altaylı.

Altaylı farklı olmak üzere bu yazarların hepsi aynı gün (19 Aralık) aynı konuyu aynı cümle ve yorumlarla köşelerine taşıdı. Hepsinin ufak nüanslarla özü şuydu. CHP sine-i millete dönmek istemiyor. Nedenleri: 1. 1999 yılındaki tecrübeden ders çıkarmışlar, yine yüzde 10’luk barajın altında kalmak istemiyorlar. 2. Ekonomiyi etkileyebilir, bunun mesuliyetini alamaz. 3. Sine-i millete dönebilirler ama milletin sinesi onları bekliyor mu? 3. Bunun için CHP yuvarlak konuşuyor, sine-i millet gibi siyasiler tarafından ağza alınmasından bile korkulan bir konuya angaje olmak istemiyor. Ve en önemlisi 5. Erdoğan’ın Köşk’e çıkması genel seçimlerde CHP’nin işine yarayabilir. 

Bu son madde iyi okunduğunda aslında sine-i millet’e gerek de olmadığını zımni olarak CHP’ye söylüyor.

Tabii bu türden ortak fikir patlamasını tesadüfe bağlamak da mümkün. Eğer cümleler bu denli birbirine benzemeseydi! Zaman zaman aynı kalemden çıkmış havası veren köşe yazılarından ilgili örnekler de şöyle:

Muharrem Sarıkaya: “... Ancak, bu aşırı temkinli tutumu kamuoyunda CHP'nin, ‘AKP'yi daha rahat alt edebilmek için, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını CHP de istiyor’ yönünde algılanmasına neden oluyor…”

Aslı Aydıntaşbaş: “Tabii bunu yazarken kastım… ‘CHP aslında gizliden gizliye Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istiyor çünkü Erdoğan gidince sandıkta AK Parti'yle daha kolay başa çıkabileceğini biliyor’ tezini savunmak değil. Ama laf aramızda, doğruya doğru... Erdoğan ‘yukarda’ olsa Baykal'ın 2007 Kasım'ında işi daha kolay olmayacak mı?”

Muharrem Sarıkaya: “... CHP'deki genel havaya bakılırsa, böyle bir düşünce ana muhalefet partisinde yok. Veya, bugünden kesin bir karara varma niyetinde değil…. Zaten, CHP için en sıkıntılı nokta da bu aşamada başlıyor. Bir yanda, seçime giderken, ‘Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasına engel olamadın’ suçlamasıyla karşı karşıya kalmaktan çekiniyor.”

Aslı Aydıntaşbaş: “…. CHP lideri Deniz Baykal ve tüm partinin içinde olduğu açmazdan pek farklı değil. Bir süredir parti üzerinde sol cenahtan gelen bir sinei millet baskısı var. Bu yüzden sine-i millet konusu gündeme gelince CHP liderlerine Kemal Anadol gibi yuvarlak konuşmaktan başka seçenek kalmıyor…O yüzden, ‘Günü gelince bakarız’ havasındalar.”

Muharrem Sarıkaya: “(CHP) Bunun için bugünden kamuoyunun çifte garantisini almak istiyor. ‘Millet sinesini açmış beni bekliyor mu’ sorusuna tam yanıt almak için nabız yokluyor. Sivil toplum örgütlerinin ilk hareketi başlatan taraf olmasını istiyor.
 
Aslı Aydıntaşbaş: “Yalnız CHP değil, MHP'ye de, Anavatan'a da, DYP'ye de, sivil toplum örgütlerine de rol düşüyor" görüşündeler.”

Yavuz Donat: “Hiç Deniz Baykal'ın ağzından sine-i millete dönmek sözünü duyan var mı? Yok. Olamaz da. Deneyimli siyaset bilimcisi Deniz bey bilir ki: Millet böyle bir beklenti içinde değil. Sine-i millete dönmek, milleti sevindirmez... Milletin kafasını karıştırır. Ve sine-i millete dönen de, döndüğüyle kalır. CHP'nin “lider altı kademelerinde” belki sine-i millet lafını edenler vardır. Deniz beyin bunlara sempatiyle baktığını söyleyemeyiz. Zira... Ne erken seçim olur, ne de milletin sinesine dönülür….”

Fatih Altaylı ise muhtemelen bu yazılar kaleme alınırken, ABD’ye giden Başbakan’la aynı uçakta bulunduğundan benzer cümleleri kullanamamış. Ama kendi üslubuyla “ters köşeye” yatıran kendi fikirlerini köşesine taşımış. Altaylı’ya göre Başbakan zaten Köşk’e çıkmak falan istemiyor artık. Onun çelişkisi Köşk’e çıkmaması durumunda tabanının kendisini korkaklıkla suçlayabilecek olması. Yoksa Cumhurbaşkanı olmak fikrinde kesinlikle değil.

Tabii doğal olarak, Başbakan’ın düşüncelvri Altaylı’nın dediği gibiyse, sine-i millet formülü boşluğa düşüyor. Yapılması için hiçbir gerekçe kalmıyor.



Bu haber 364 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,333 µs