karıştı | " /> karıştı | "/>

En Sıcak Konular

Dink davasında ortalık karıştı

26 Ocak 2009 21:13 tsi
Dink davasında ortalık karıştı Yumruklar havada uçuştu... Sanık avukatlarından birinin sözleri ortalığı karıştırdı... Sanıklar birbirini suçladı... Tanık polisler ve Erhan Tuncel'den şok ifadeler... Hrant Dink cinayeti duruşmasında bugün "olay" vardı.

AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davanın 'azmettirici' olmakla suçlanan iki sanığı duruşmada kavga etti. Yasin Hayal ağabeyi Osman Hayal ifade verirken 'Büyük abi' diye anılan polis muhbiri 'Erhan Tuncel'e yumruk attı. Tuncel'se "Sen bittin" diye bağırdı. Osman Hayal'se Tuncel'e "Sen açığa çıkacaksın" dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sekizincisi görülen duruşmada Dink ailesi, avukatları, ÖDP milletvekili Ufuk Uras, DTP milletvekili Sebahat Tuncel, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül ve CHP milletvekili Şahin Mengü de hazır bulundu. Duruşmaya tutuklu sanıklardan Ogün Samast hasta olduğu gerekçesiyle katılmazken, Yasin Hayal'in bıraktığı uzun sakal dikkat çekti.

Duruşmada daha önce tanık olarak ifade veren ancak cinayet günü İstanbul'da olduğu anlaşılınca sanık olan Osman Hayal (Yasin Hayal'in ağabeyi) ilk kez sanık sıfatıyla ifade verdi. "Cinayetle ilgim yok. Sadece o gün İstanbul'daydım. Cinayetten bir saat sonra İstanbul’dan çıkışım tamamen tesadüftür" dedi. Daha önceki ifadelerinde Trabzon'a dönen otobüse Dudullu'dan bindiğini söyleyen Hayal, bu kez Harem'den bindiğini söyledi.

Kavga çıktı

Avukat Becerik'in, 'Yasin Hayal'in McDonald's'ı bombaladıktan sonra evinde yakalandığı Hüseyin Özçiçek’i tanıyıp tanımadığını' sorduğu Osman Hayal, "İyi tanırım. Trabzon’dan arkadaşım. Görüşüyorduk" dedi.

Hayal: Sen çözüleceksin

Hayal'in "Kardeşim komploya kurban gitti. Herşey Erhan Tuncel'i tanımasıyla oldu" demesi üzerine şu diyalog yaşandı:

* Erhan Tuncel: Benimle ne alakası var

* Osman Hayal: Sen açığa çıkacaksın

* Yasin Hayal (oturduğu yerden): Maaşını sen alıyorsun ben almıyorum ki.. Parayı sen alıyorsun, maaş alıyorsun,

sıkıntıyı ben çekiyorum

* Erhan Tuncel: Ne demek istiyorsunuz

Bu sırada Yasin Hayal oturduğu yerden kalkıp önünde oturan Tuncel'e yumruk attı. Boğuşma yaşandı. Jandarma araya girdi ve Hayal salondan çıkarıldı. Bu arada Tuncel "Sen bittin" diye bağırırken, Osman Hayal de "Sen çözüleceksin" dedi.

Herşey tesadüf

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda adı Mc Donalds bombalamasından önce Yasin Hayal'in arkadaşı olarak geçen 'Sinan Raşitoğlu' isimli polis muhbirini tanıdığını söyleyen Osman Hayal, bu kişinin polise çalıştığını yeni öğrendiğini söyledi ve "Ben Sarıgazi'de fırında çalışırken o Samandıra'da çalışıyordu" dedi. Hayal, avukat Becerik'e sabıkasız olduğu söyledi ancak Becerik, daha önce Beyoğlu'nda silahla yakalandığı ve Fatih'te de kavgaya karıştığını söyledi. Avukat Güray Dağ ise Osman Hayal'in 13 Aralık 2006'da İstanbul'a geldiğini, 20 Aralık'ta Trabzon'a dönüp, 12 Ocak'a kadar burada kaldığını ve 12 Ocak'tan 19 Ocak'ta cinayetten bir saat sonra tekrar Trabzon'a döndüğünü anımsatıp, "Tesadüf mü" dedi. Hayal de "Tesadüf" dedi.

Mahkeme Başkanı duruşmada Erhan Tuncel'in Başbakanlık Teftiş Kurulu'nda verdiği ifadelerde 'Yasin cezaevine girmeden böyle fikri yoktu, ama çıktıktan sonra 'Ben Dink’i vuracağım' dediğini ve bunu başka kişilerin de kendisine söylediğini' anımsatarak, ""Destek görebileceği herkesle görüştü demişsin. Kimlerle görüştü?" diye sordu.

Tuncel, bu soruyu şöyle cevaplandırdı: "Samimi itiraflarda bulunuyorum. Görüşülen kişiler Hayal grubuyla ilgili. Beni internet kafeye çağırdı. Elinde Agos Gazetesi’nin adresi vardı. ’Dink diye birini vuracağını’ söyledi. Ben yanımdaki diğer kişilere, 'bir şey yapmayın, uzak durun' dedim. Sonra gittim olayı bildirdim. Maddi destek arıyordu. Hepsi emniyete bildirilmiştir bunların. Ben kendi geçimimi kendim sağlıyorum. Ya okula ya işe gidecektim, ya bunların dediğini yapacaktım, okula devam edemeyecektim. Aç aç yatacaktım. Ben emniyette çalıştığım dönemde hiç para almadım. Hep bana saldırılıyor. Medya hep bana saldırıyor."

Irkçılığa devam

Duruşmada sanık avukatı Fuat Turgut yine ırkçı söylemlerde bulundu. Müdahil avukat Kemal Aytaç'a "Sen olsan olsan Sarkisyan'ın yamağı olursun" diyen Turgut'a salondakiler 'Ergenekon sanığı' diye bağırdı. Turgut da Ergenekon davasının sanığı olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Cinayeti protesto için toplananlara da "Sarkisyan'ın Koçaryan'ın gayrimeşru çocukları. Hepsini Erministan'a cehennem olup gitmeye davet ediyorum" dedi.

Emniyet: İstemedi, koruma vermedik

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce 24 Kasım 2008'de mahkemeye yazılan bir cevapta, “Hrant Dink'in herhangi bir koruma talebinin olmadığı gibi, resmi birimlerce de 'korumaya gerek olduğuna' yönelik herhangi bir yazının bulunmadığı ve bu yüzden koruma verilmediği” belirtildi. Bu arada Silivri Cezaevi'nde başka suçlar nedeniyle yatan 5 sanığın 28 Ekim 2008'de mahkemeye dilekçe gönderdiği ve “Dink cinayetine yönelik önemli bilgilerinin olduğu ve ifade vermek istedikleri” belirtildi.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yasin Hayal'e ilişkin dinleme kararında başka bir kişinin dinlenilmesine karar verildiği ancak ismin üzerinin kapatılmış olması üzerine üstü kapatılan ismin açık halinin Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'ndan istendiğini hatırlatan Mahkeme Heyeti Başkanı bu yazının geldiğini tutanağa geçirdi. Mahkemenin gönderdiği yazıda ismin kapatılmadığı silik olduğunu belirterek bu kişinin Rahip Andrea Santoro olduğu belirtildi.

Tanık istihbaratçı polisler

Tanık kürsüsüne ilk olarak istihbaratçı polis memuru Mehmet Ayhan alındı. 2005 yılı Temmuz ayında Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde çalıştığını anlatan Mehmet Ayhan, diğer polis Muhittin Zenit ile birlikte zaman zaman Erhan Tuncel'le görüşmelere gittiğini belirterek, "Erhan Tuncel, haber elemanı olarak çalışıyordu. 2006 yılı Şubat ayında Yasin Hayal'in eylem planladığı şeklinde beyanı oldu. Üstlerimize rapor ettik" dedi. Tuncel'in suikaste dair ihbarının ardından teknik ve fiziki takibe başladıklarını anlatan Ayhan, Muhittin Zenit'in Bayburt'a tayininin çıkmasının ardından ağustos 2006'da bu görevi kendisinin devraldığını da belirterek şunları söyledi:

"Erhan Tuncel daha sonra bir gelişme olmadığını, Yasin Hayal'in normal hayatına devam ettiğini, eylemden vazgeçtiğini söyledi. Ben de bu durumu amirime bildirdim. Eylül ayı gibi yalan söylemeye meyilli çelişkili bilgi veren biri olduğu için kendisine söylemeden irtibatı kesildi. Soğuma süreci işletildi" dedi.

Dink ailesinin müdahil avukatlarından Ergin Cinmen, istihbaratçı polise "teknik ve fiziki takibi ne zamana kadar sürdürdüklerini" sordu. Mehmet Ayhan da "Hiç bırakmadık" diye yanıt verdi. Bunun üzerine Cinmen, "Peki madem cinayeti biliyordunuz, bunu nasıl atladınız?" diye sordu. Polis memuru Ayhan ise bu soruyu yanıtlarken "Biz elimizden geleni yaptık. Son güne kadar da Yasin Hayal'in telefonunu dinledik. Ancak, çalışma esnasında somut bir gelişme olacağına dair bulguya rastlamadık. Elimizden bu kadarı geldi. Ogün Samast'tan hiçbir zaman bilgimiz olmadı" diye konuştu. Ayhan, müdahil avukatların "Yasin Hayal'in İstanbul'a geldiğinden haberdar oldunuz mu?" şeklindeki sorusunu ise, "Hayır, olmadık" diye yanıtladı.

Erhan Tuncel "Üstlerinizden bu şekilde ifade vermeniz için baskı gördünüz mü?" diye Ayhan'a sordu. Ayhan, "Kesinlikle hayır" diye yanıtladı.

İkinci tanık Mumcu: Yasin Hayal'de o yürek de var

Tanık olarak dinlenen Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat komiseri olarak çalışan Özkan Mumcu ise kısa bir süre Erhan Tuncel ile ilgilendiğini ve sonra askere gittiğini söyledi. Şu anda Kayseri'de görev yaptığını belirten Mumcu, "Şubat 2006 tarihinde Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceğini söyledi. Tuncel'den başka istihbarat elemanımız yoktu. Araştırdık bulamadık" dedi.

Avukat Bahri Belen , "Polis memuru Muhittin Zenit, Yasin Hayal'in bu fikrinden hiç vazgeçmediğini anlatıyor" dedi. Mumcu ise "Şubat 2006'da olayı duyduk. Sonra Yasin Hayal'in silah aradığı şeklinde duyum geldi. Ancak bir süre sonra bu düşüncesinden vazgeçtiği bilgisi geldi. Bize gelen bilgi fikir düzeyinde Yasin Hayal'in tek başına yapacağına dair ham bilgi. Aktif olarak şuradan silah alacak, şu şekilde yapacak şeklinde bilgi yok" diye konuştu. Avukat Belen, Mumcu'ya "Erhan'ın jandarma ile irtibatı olup olmadığını biliyor musunuz?" diye sordu. Mumcu bilmediğini söyledi.

Mumcu ayrıca, polis memuru Muhittin Zenit'ten gelen bilgileri, Erhan Tuncel'in
ihbarlarını İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdiklerini, hatta bu bildirimin
ardından İstanbul'dan Volkan Altınburak ile de bu ihbarı konuşup paylaştıklarını belirtti. Mumcu, "Erhan Tuncel'den bilgi alıyorduk. Yasin'in silah bulamamasını olaydan soğuduğu şeklinde değerlendirdik. Teknik takibimizdeydi ama teknik takibe girmediyse ne yapalım? dedi.

Osman Hayal'in avukatı Fuat Turgut, tanık komisere "Yasin Hayal'in bu cinayeti tek başına yapabilecek birikimi var mıdır?" şeklindeki sorusunu ise Mumcu, "Yasin Hayal'de cinayet işleyecek yürek var. O yürek de var Yasin'de" şeklinde yanıtladı. Mumcu'nun bu sözlerine salondakiler büyük tepki gösterdi.

Üçüncü tanık Karakaya: Ölüm kontrolümüz dışındaydı

Üçüncü tanık polis Onur Karakaya da ifadesinde Erhan Tuncel ile 2006 yaz aylarında tanıştırıldığını 4-5 kez görüştüğünü anlattı. Karakaya, Tuncel'den Hayal'in Dink'i öldüreceğini öğrendiklerini de belirtti. Karakaya, "Bilgi aldık ama somut bir bilgi yoktu. Olaydan sonra amirim beni arayıp cinayeti bildirdi. Erhan'ı aramamı söyledi. Arayıp konuyu anlattım. Çok şaşırdı. 'Yasin'in yapmış olabilir mi?' diye sordum. 'Yok o olamaz, burada' dedi. Ogün Samast olduğunu basından öğrendim." diye konuştu. Karakaya'ya soru soran Kezban Hatemi ardından tanığa, "Ölüm zaten sizin görevinizi yapmadığınız anlamına geliyor" dedi. Karakaya ise, "Ölüm bizim kontrolümüz dışındaydı. Biz görevimizi layıkıyla yaptık. Üstümüze düşeni en iyi şekilde yerine getirdik" diye yanıtladı.

Sanık Erhan Tuncel, Karakaya'ya bu şekilde ifade vermesi için amirlerinden baskı görüp görmediğini sordu. Karakaya, baskı görmediğini söyledi.

Polislerin ifade verdiği sırada Alperen Ocakları'nın adının sık sık geçmesi
üzerine sanık Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk söz alarak,
"Sınavlarımızın olduğu bir dönemde Yasin Hayal'den sadece 9-10 gün ocağı açıp kapatmasını istedik. Herhangi bir ücret de vermedik. Sürekli Alperen Ocakları belirtiliyor, yanlış anlamalara yol açabiliyor" dedi.

"Büyük Abi"den şok açıklamalar

Duruşmada söz alan Erhan Tuncel, "İki yıldır herkesi dinledim. Şimdi savunma yapacağım. Papazın darp edilmesi olayında ben yokum. O dönemde Yasin Hayal'le tanışmıyordum. 2001-2002 yıllarında öğrenci yurdunda kalıyordum. Trabzon'da bir kilise olduğunu da Yasin Hayal'le tanıştıktan sonra öğrendim. Eğer birlikte suç işleseydik yurtta kaldığımı da bilirdi. Hiçbir ifademde de bu olaylar içinde yer aldığımı söylemedim" dedi.

Muhittin Zenit'in haber elemanlığı teklifiyle çalışmaya başladığını söyleyen
Tuncel, "Yasin Hayal'in cezaevine girmeden önce Dink'i öldürmek gibi bir niyeti
yoktu. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra Dink'i öldüreceğini söyledi. Ben de bunu Mehmet Ayhan ile Muhittin Zenit'e bildirdim. Geldiler görüştük. 'Bu kim' dediler. Ben de Ermeni bir gazeteci olduğunu söyledim. Ona bu kişinin düşünen bir insan olduğu için ondan zarar gelmeyeceğini ve ona bir şey yapmamasını söylememi istediler. Dink'i merak ettikleri için Metin Ahmet Yaşar adlı bir kişinin IP'sinden google'da arama yaparak resimleri buldum ve gösterdim" dedi.

"Dink'e birşey olursa seni gömerim"

Polisler Ercan Demir, Özkan Mumcu ve Mehmet Ayhan'ın değişik zamanlarda Muhittin Zenit ile geldiklerini sözlerine ekleyen Tuncel, "Gelirlerdi, konuşurduk. Benden cinayetin azmettiricisini ve İstanbul'a gittiğinde nerede kalacağını öğrenmemi istediler. Ben de Yasin Hayal'in cezaevinde bulunduğu sırada Hizbullah ve İbda/C sanıklarıyla tanıştığını, cezaevinde onların Hayal'in aklına bu fikri sokmuş olabileceğini söyledim. Yasin Hayal'le 3 kez konuştum ve cinayetin kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyledim. Yaklaşık 3 ay boyunca bu konuyu benimle konuşmadı. Ben de sormadım. 17 Nisan 2007'de beni arayıp 6 yıl ceza aldığını ve moralinin bozuk olduğunu söyledi. Yanına gittim. '6 yıl yatacağıma onu vurup 40 yıl yatarım' dedi. Bunu da Muhittin Zenit'e bildirdim. Muhittin Zenit'te bana 'Bu işe engel ol. Eğer olmazsan sen de gidersin' dedi. Bu durumdan bunalıp işten ayrılmak istedim. Durum Ercan amire söylenmiş. Ercan amir beni 'Artık yapamayacağını söyledin. Hrant Dink'e bir şey olursa seni gömerim. Yoksa kafanda tasarladığın şeyleri Yasin Hayal'e mal ediyorsun?' diyerek tehdit etti. Ben de bağımı koparmalarını istedim. Bunun üzerine Muhittin Zenit adım adım beni takip etti" diye konuştu.

Tuncel şöyle devam etti:

"Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin hukuk müşavirliğinde çalışıyordum. O gün işten çıkarıldım. Aynı gün Muhittin Zenit ile Mehmet Ayhan müdürün benimle görüşmek istediğini söyledi. Emniyete gittik. Özgür Bey geldi ve elinde neskafe vardı. Dink konusunda 'Zeynel' diye bir çocuğu ayarladıklarını söyledim. Yeniden Yasin Hayal'le konuşmamı istediler ben de 'Biraz da siz konuşun' dedim. Son görüşmemizde Ercan Demir amir vardı. 'Tamam sıkılmış olabilirsin. Git ama Yasin'le fazla muhatap olma' dedi. Olaydan 20-25 gün önce msn'de görüştük. 'Bir şey varsa söyle yoksa seni yakarlar' dedi. Bunu cezaevinde öğrendim. Oysaki Muhittin Zenit daha önce 'Sen yakılacak adam değilsin' demişti. 19 Ocak'ta maillerime bakmak için kafeye gittim. Ogün Samast ve Muhittin Zenit online dı. Bende şu kanaat oluştu. Cinayet işleyen adamın internette ne işi var. Kürşat kod adlı polis beni aradı. Latife yapıyor sandım. Fotokopi çekmek için üniversitenin dışına çıkıyordum. Muhittin Zenit aradı. 'Galiba bunlar yapmış' dedi. Ben de 'Onlar yapmamış olmalı' dedim. İnternet kafeye girdim. Zeynel oradaydı. Aralarında daha iyi tanıdığım Ersin'e Yasin Hayal'le Ogün Samast'ı sordum. O da bilmediğini söyledi. Alt yapısı yıllar önce oluşturulmuş bir tertip sonucu buraya getirildim. Daha sonra gece beni emniyete aldılar. Orada Mehmet Ayhan bana 'Bu işin beyni sensin. Hrant'a bir şey olmayacaktı. Seni gömerim demiştim' dedi. Bu arada Kürşat kod adlı memur içeri girdi. Ben 'Size dememiş miydim?' dedim. Bana dedikleri 'Olayı bildirseydin başına bir şey gelmezdi.' Sonra bana evime gitmemi söylediler. Ancak ben bildirmiştim."

radikal-haberturk-Ajanslar



Bu haber 715 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,511 µs