Deveye sormuşlar ya da Türk-İş | " /> Deveye sormuşlar ya da Türk-İş | "/>

En Sıcak Konular

Deveye sormuşlar ya da Türk-İş

26 Ocak 2009 18:08 tsi
Deveye sormuşlar ya da Türk-İş Türk-İş Başkanlar Kurulu bildirisini okudunuz mu? Bildiriye damgasını vuran mantık “deveye sormuşlar” fıkrasını akla getiriyor. Ama Türk-İş için bilmeniz gereken başka gerçekler de var. Son sözümüz ise işçilere olacak…

Türk-İş Başkanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamayı haberlerden izlemiş olmalısınız. Türk-İş Başkanlar Kurulu adına bir açıklama yapan Başkan Mustafa Kumlu, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıp ardından tutuklanan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in “derhal” serbest bırakılmasını istedi.

Bilindiği gibi kısa adı Türk-İş olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 1952 yılında kuruldu. Türkiye’nin ilk ve en büyük sendika konfederasyonudur. Konfederasyona, bünyesinde milyonlarca işçiyi barındıran 35 sendika üyedir.

Türk-İş Başkanlar Kurulu imzasıyla yayınlanan bildiride oldukça ilginç vurgular yer alıyor. Bildiride, Ergenekon davasından “Ergenekon adı verilen süreç” şeklinde bahsediliyor ve Ergenekon davasıyla Türkiye’nin gerçek gündeminin gölgelenmesinden “rahatsızlık duyulduğu” ifade ediliyor. (Bildirinin tamamı için bknz. www.turkis.org.tr)

Bildiride yargının “siyasallaştığı” yönündeki iddia ve uygulamaların Türk hukuk sistemi ve demokrasiye zarar verdiği belirtilirken, devamla, Ergenekon kastedilerek, “ilgili davanın” “toplumsal muhalefet ve sendikalar üzerinde bir baskı ve sindirme aracı olduğu” görüşüne yer veriliyor.

Açıklamada “korkan ve susan toplum yaratılmak isteniyor” denilerek, “Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı hiçbir sendikanın “Ergenekon adı verilen süreç ile ilişkilendirilmesinin” haksız olduğu vurgulanıyor. Devamla Türk Metal Sendikası’nın basılması ve Mustafa Özbek’in gözaltına alınması kınanıyor, bu uygulama “kabul edilemez” ilan ediliyor…

Bir “işçi lideri” olarak nitelenen Mustafa Özbek’in “bir an önce” serbest bırakılması istenen Türk-İş bildirisinde, 15 Şubat’ta DİSK ve KESK ile birlikte “İşsizliğe ve yoksulluğa hayır! Emek ve Demokrasi Mitingi” yapılacağı hatırlatılıyor.

Deveye sormuşlar…

Şimdi bu açıklamanın neresine ne demek lazım? Bu soru ister istemez, “deveye sormuşlar neren eğri?” fıkrasını hatırlatıyor. En iyisi maddeler halinde sıralamak:

1. Türk-İş Başkanlar Kurulu, Mustafa Özbek’e destek maksadıyla yaptığı bu açıklamayla yargıya müdahale etmek istemektedir. Kendisini savcı ve yargıç yerine koyarak, adını bile telaffuz etmekten imtina ettiği bir dava ile kendilerinin ve Mustafa Özbek’in asla ve kat’a ilişkileri olmadığını iddia etmektedir. “Yargı sürecine saygılıyız, bir an önce gerçekler ortaya çıksın istiyoruz” demek yerine, bu tarzda bir açıklamayla maksatlarını aşan bir tutum sergilemişlerdir.

2. Türk-İş Başkanlar Kurulu bildirisinde apaçık bir siyasi tutum alındığı da gözlerden kaçmamaktadır. Ergenekon davası “asıl gündemi gölgelemekte” denilerek, “susan, korkan toplum yaratılmak isteniyor” denilerek (Bknz. ‘Korku İmparatorluğu yaratmak istiyorlar’ başlıklı İyibilgi analizi), Ergenekoncuların “yeni” avukatı olmaya soyunulmaktadır.

3. Daha da ileri gidilerek, “ilgili davanın” toplumsal muhalefeti ve sendikaları “sindirmek” istediği yönünde bir görüş ileri sürülmektedir. Böylece “toplumsal ve sendikal hareket” Ergenekonculukla adeta eşitlenmek istenmekte, “Ergenekon avukatlarının” bu yöndeki çabalarına destek sunulmaktadır.

4. Ve son olarak bildiri, 15 Şubat’ta yapılacak mitingle hükümeti adeta “tehdit” etmeye çalışmaktadır. Bu şekilde, mitinge kendi istemlerini dile getirmek üzere katılacak olan işçiler şimdiden “Başkanlar Kurulu”nun siyasi tercihleri doğrultusunda manipüle edilmek istenmektedir…

Daha da sıralanacak şeyler var. Ama herhalde bu kadarı yeterli olmalıdır. Bu arada yeri gelmişken Türk-İş hakkında “alakasız” da görünse birkaç “ansiklopedik” bilgi verelim:

Türk-İş, 12 Eylül cuntasının kapatmadığı bir işçi konfederasyonudur. “Ordu ile iyi ilişkiler içinde olmak” temel prensiplerinden biridir ve buna darbe rejimleri de dahildir.

Aynı Türk-İş, “28 Şubat süreci”nde kendisini “irticaya karşı” canla başla ortaya koymuştur. Bildiriler yayınlamış, “üretimden gelen gücünü” işçiler için değilse bile, “vatan ve millet” için seferber etmiştir.

Türk-İş bünyesindeki işçiler, kendi emekleri üzerinden siyaset yapan bu başkanlarına karşı ne zaman seslerini yükseltecekler acaba?

Hasan Soylu www.iyibilgi.com



Bu haber 1,691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,490 µs