Altaylı Tolon Paşa'yla görüşmüş...

26 Ocak 2009 14:55 tsi
Fatih Altaylı, Tolon Paşa'yla görüşmüş... Bunu da bizzat kendisi Şamil Tayyar'a anlatmış. Peki bu görüşmenin amacı neydi?

Gazeteci yazar Şamil Tayyar'ın yeni kitabı "Kıt'a Dur: 28 Şubat'tan 27 Nisan'a İktidar Kavgası" TİMAŞ Yayınları'ndan çıktı. Şamil Tayyar kitabını, Ergenekon davasında son durumu ve Türkiye'deki iktidar kavgasını, asker-sivil ilişkilerini Aktüel'e anlattı.

Tayyar ölüm tehditleriyle karşı karşıya kaldığını, arkadaşlarının telefonu "Sen hâlâ ölmedin mi?" esprileriyle açtığını söyledi. Ergenekon soruşturmasının buralara kadar gelebileceğini tahmin bile edemeyeceğini ifade eden Şamil Tayyar, eğer dava istenen demokratik seyirde gitmezse 2010'da cezaevinde olabileceğini esprili bir dille anlattı.

Hakkında Türkiye'nin çeşitli yerlerinde onlarca dava açılan Tayyar "Milletin Don Kişot'u ben miyim? diye soruyorum ancak Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren Ergenekon davasında demokrasinin yanında olduğum için mutluluk duyuyorum" dedi.

FATİH ALTAYLI BİZZAT TOLON'A GİTMİŞ

Mehmet Ali Birand'ın Kanal D Yayın Yönetmeni oluşu sırasında dönemin İstanbul 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon'la Fatih Altaylı arasındaki tatsız konuşmanın Altaylı'nın Tolon'u ziyareti sırasında gerçekleştiğini ifade eden Tayyar, "Fatih Altaylı Hurşit Tolon'dan yardım istemek için kendi gidiyor. Bunu Teke Tek programına gittiğimde bana bizzat anlattı, ancak o görüşmede ne konuşulduğu konusunda bir fikrim yok, yanımızda da Cumhuriyet gazetesinden Mehmet Faraç vardı. Dalan'a yönelik iddiası ise bana göre kişiseldir" dedi.

ASKER VE SİVİL SAVCI ARASINDAKİ İLİŞKİ ZEDELENDİ

Ergenekon soruşturmasının ilk gününden beri sivil savcıların elde ettikleri bilgi ve belgeleri askeri savcılarla paylaştıklarını ve birçok tutuklama kararını ortak istişarelerin sonucu aldıklarını belirten Tayyar bu ilişkinin zedelendiğini şöyle ifade etti;

"7 Ocak'ta gerçekleşen 10'uncu dalga operasyonda bu ilişki zedelendi. Askerin pozisyon değiştirmesiyle bundan sonra gerçekleştirilecek dalgaların daha ses getirici olacağını zannetmiyorum. Bir iddiaya göre 10'uncu dalga içinde gözaltına alınmak istenenler arasında eski bir genelkurmay başkanı ve Sabih Kanadoğlu da vardı, ancak araya giren bir yetkili bu istemlerin mahkemeye geri gönderilmesini sağlayarak kararı değiştirtti.

1 NUMARAYI BİLİYORLAR

Sizce devletin üst düzey yöneticileri "1 Numara"yı biliyor mu? sorusunu Tayyar, "Gazeteciler sorduklarında yok deseler bile bence Milli Güvenlik Kurulu'nda görev alan asker ve sivil yöneticiler "1 Numara"nın kim olduğunu biliyorlar." diyerek yanıtladı.

İşte röportajın devamı;

- Rafta tozlanan Ergenekon ne sebeple canlandı?

Ergenekon yapılanmasının İttihat Terakki'ye kadar gittiği söylenir. Ancak 1999'da kurulan Ergenekon başlangıçta güç tesisine yönelikti. Susurluk kazası ve iç çatışmanın bir izdüşümüydü. İktidar gücünü koruma ve arttırma kaygısıyla kurulan Ergenekon daha sonra AK Parti iktidarını devirmeye yönelik senaryonun bir parçası haline geldi. 2005'ten sonra yeraltına inmeye başladılar ve orada Susurluk'un artıklarıyla karşılaştılar. Onlarla kutsal ittifak kurdular.

- 1999 Ergenekon yapılanması ordu içindeki iç çekişmeyle alakalı mı?

28 Şubat'ta kendilerini güvende görmeyen ordu içindeki bazı unsurlar Ergenekon'a destek vererek otoritelerini tesis etmeye çalıştılar.

- Ülke içine dönersek, Ergenekon'un tekrar raftan indirilmesinde ordu içinde kendini güvende hissetmeyen unsurların etkileri olduğunu söylediniz. Peki Ergenekon soruşturmanın açıldığı dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın tavrı nasıl oldu?

27 Nisan bildirisiyle Büyükanıt'ın hedeflerine uygun davrandığını düşündüler. Daha sonraki gelişmelerle Büyükanıt'ın kendilerini yarı yolda bıraktığını düşündüler. Hedef haline getirdiler. Büyükanıt, Ergenekon yapılanmasını gördüğünde bu yapılanmanın ülkenin ve rejimin geleceği açısından tehlikeli olacağını düşünerek tartışmalar karşısında kenara çekildi. Tuncay Özkan bir programda "Bu millet istese 70 ordu kurar Yaşar Paşa Yaşar Paşa!" diyerek aşağılayıcı ifadeler kullandı. Bu Başbuğ'a da bir işaretti. Başbuğ'un Kandıra ziyaretini bir işaret olarak algılayan Ergenekoncular sonraki gelişmelerden mutlu olmadılar. Son operasyon sonrası bildiri yayımlamak yerine yüz yüze yapılan görüşmeleri olumlu buluyorum.

- Bir de Başbakan'la Büyükanıt'ın Dolmabahçe görüşmesi var. Başbakan'ın Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili tuttuğu notları gördüğünüz söyleniyor...

Hayır... Dolmabahçe mutabakatını biliyorum diyerek birçok şey yazan insanların kanaatlerinin yanlış olduğunu iddia ediyorum.

- "Bir numara üstü" tanımı ilginç...

Örnek verirsek Hürriyet'te Özkök 1 numaradır ancak Aydın Doğan'ın gücünün üstüne çıkamaz. Ergenekon'u profesyonel bir şirket gibi düşünürsek bu gücü kullanma hakkına sahip herkes 1 numara üstüdür. Bu işadamı, siyasetçi, asker, uluslararası örgütler olabilir.

- İstihbaratçı İbrahim Şahin'in gözaltına alınmasını ve çantasından silahların gömülü olduğu krokilerin çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Savcıların anlattıklarına göre Ergenekon sanıklarının çoğu telefonlarına dinlendiğini söyleyerek başlayıp, küfrediyorlar ve sonra gizli olması gereken konuşmaları büyük bir rahatlıkla yapıyorlar. Bu, Türk insanının bir refleksi. Onun için de Şahin'in çantasında kroki bulunmasını yadırgamadım. Bunun yanında İbrahim Şahin Susurluk olayından sonra hakkında verilen mahkûmiyet kararını sağlık raporuyla işlevsiz hale getirdiği için kendisine dokunulamaz zannediyor olabilir.

(Aktüel - Hasan Hüseyin Kemal)

 

Bu haber 790 defa okundu.