Diaspora tuzağı: Kızgın damdaki kedi!

26 Ocak 2009 12:47 tsi
ABD’nin yeni Başkanı artı, Nancy Pelosi artı, Yahudi lobisinin kızgınlığı artı, Ermeni lobisine verilen sözler artı, Ankara-Erivan yakınlaşması artı, Dışişleri Bakanı Nalbantyan’ın sözleri artı, 24 Nisan artı, yerel seçimler artı... Eşittir: B

Barack Obama’nın Beyaz Saray’a yerleşmesine dünya kadar Türkiye’de de sevinen çok oldu. Ama bu sevincin boğazımıza düğümlenme ihtimali olarak, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısı ile her 24 Nisan’da “otomatik kriz”e dönüşen ABD Başkanı’nın açıklamasında bu ifadenin yer alıp almayacağı korkusu da bulunuyordu.

Görünen o ki, korkumuz yersiz değil. Ankara’nın başa gelecek bu sıkıntıya önlem olarak, “önceden” hamlelenen Türkiye-Ermenistan ilişkilerini toparlayalım girişimlerini bu minvalde okuyan da çok.

Ama bugün mesele daha acil bir noktaya öncelenmiş olabilir. Hâla makul (!) itirazlar dillendirenler olsa da, Ermeni meselesinin ABD zemininde hallice kozlar edindiği çok belli.

Beyaz Saray kadar, ABD yasamasını oluşturan Temsilciler Meclisi ile Senato’da Demokratlar’ın hakimiyeti ve bu hakimiyetin Ermeni meselesine yaklaşımı aşikar. Keza, Nancy Pelosi gibi rengini önceden belli etmiş bir liderleri de bulunuyor.

Obama açısından da durum farklı değil. O da Ermenileri verdiği seçim sözlerini unutacak gibi durmuyor. Evet şimdi de, koltuğa oturduktan sonra “hayatın ve dünyanın gerçekleri” ile yüzleşme olasılığı mevcut.

Ama örneğin, 16 ayda Irak’tan çekilmek konusunda ayak sürüyen Pentagon’un bol yıldızlı generallerini nasıl ters-yüz ettiği, seçim kampanyasında verdiği söze bağlı kaldığı da daha bugün gazetelere yansımış bulunuyor.

Ermenistan ve diasporanın farkındalığı!

Bu durumun elbette Erivan ve ABD’deki Ermeni lobisi de farkında. O kadar farkında ki, Türkiye’nin muhakkak birşeyler yapacağını da düşünüyorlar. İşte şimdi kulaklara fısıldanan yeni bir planın var olabileceği dillendiriliyor.

Şimdiye kadar ve alışıldık biçimde, Ermeni meselesi konusunda kritik tarihin 24 Nisan olacağı hesaplanıyordu. Her 24 Nisan’da Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın bu sefer ki içeriğinin üzücü olabileceği düşüncesi hakimdi.

Oysa bu tarihten önce, Mart ayında Ermeni lobisinin ABD Kongresi’ne bir Ermeni soykırım yasası tasarısı getirebileceği söyleniyor. Üstelik bu konuda bazı aşamalardan geçildiği de belirtiliyor.

Bu hayli rahatsız edici bir durum. Çünkü, herşeyden önce çözüm bulmak için gerekli zamanı daraltıyor. Ek olarak, ABD yöneticilerinin verdikleri sözleri ötelemelerini sağlayacak “gerçekleri” göremeden bununla yüzleşmeleri ihtimalini artırıyor.

Stratejik olanlar dışında somut başka gerçekler de mevcut. Geçmişte Türkiye, Kongre’ye karşı yanında ABD yönetimini bulmuştu. Şimdi bu şüpheli olduğu gibi, Gazze meselesi yüzünden İsrail lobisinin Türkiye'ye karşı duyduğu kızgınlık da eksi haneye yazılmış gibi.

Mart sendromu bu tabloya eklenirse, farklı bir etki de ortaya çıkacak. Türkiye 29 Mart yerel seçimlerine giderken, onaylanacak olan bir Ermeni Soykırımı yasa tasarısı AKP hükümetinin hayli sıkıntılı bir süreçle yüzleşmesi anlamına gelecek.

Bir çok yorumcuya göre bu Türkiye-ABD ilişkilerinin hayli gerilmesi demek. Kimse böylesi durumda AKP hükümetinin keskinleşeceğinden şüphe etmiyor.

Peki bunların hiçbiri olmadan Türkiye birşeyler yapamaz mı? Bu önemli sorunun yanıtını Çarşamba günü başlayacak “Davos Zirvesi”nde arayanlar hatta “sürpriz bekleyin” diyenler var. Göreceğiz.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,636 defa okundu.