korku imparatorluğu görmemişsiniz! | " /> korku imparatorluğu görmemişsiniz! | "/>

En Sıcak Konular

Siz hiç korku imparatorluğu görmemişsiniz!

26 Ocak 2009 11:22 tsi
Siz hiç korku imparatorluğu görmemişsiniz! Ergenekon davası yüzünden kamuoyuna 'korku imparatorluğu yaratıldı!' mesajı vermek isteyenler Aziz Üstel'den fena azar yedi...

Aziz Üstel / Star

Korku İmparatorluğu-İmperum Timori-Ergenekon 

Boşuna cehalet zor zanaat dememişler...Bilmeden, araştırmadan, hele hele okumadan, işkembeden sallamaksa, ne yazık ki, bizim siyasilerimizle kimi gazetecilerimize özgü bir davranış..

Tayyip Erdoğan Hükümetini, Türkiye’de Ergenekon adı yakıştırılan davada savcı konumuna oturmakla suçluyor ve de ‘Korku İmparatorluğu derlerdi NAZİ’lere... sizin de onlardan farkınız yok!!’ diye bağrıyorlar.

Sonra hızını alamayıp, ‘McCarthy döneminin Amerikası’nı yarattın!’ diye haykırıyorlar...

Her şeyden önce, ‘Korku İmparatorluğu’ yaftasını yapıştırılan devlet NAZİ’ler değil. Onlarım defterine vurulan damgalar: ‘Irkçı... Anti-Semit... Kasap...’ vesaire ki, bunların alayı da doğru.

Ama ‘Korku İmparatorluğu’, Keltler’in ve o dünyada ezilen, tutsak edilip zincire vurulan nice ülkenin Roma İmparatorluğu için söylediği bir söz. Yani; ‘İmperum Timori!’

Tuncay Güney gibi bir adam çıkıyor, saatlerce konuşuyor... Hemen hemen herkesin, ‘deli saçması’ dediği şeyler söylüyor. Bunu kanıt gösterip, Ergenekon mudur her neyse, ona ‘tu kaka!’ diyorsunuz. Bunun da yanıtı var.

Roma’da ve Latince’de: ‘Credo quio absurdum est!’ Yani ‘I believe it, because its absurd!’. Yani: ‘İnanıyorum çünkü alışıla gelmişin ötesinde... Ya da saçma...’ diye bir deyiş vardır. Çürükleri ayıkladın mı, geride kalan sağlamlar sana ışık tutar... anlatabildim mi?

Gelelim Wisconsin Senatörü Joseph McCarthy’e!

Her şeyden önce, gene zahmet eder biraz okursanız, McCarthy bu cadı kazanını savcılarla, polisle falan yapmıyor. Arkasına, travesti, paranoyak, kumarbaz, 73 yaşındaki FBI Başkanı Edgar J. Hoover’la Roy Cohn adlı yarı deli bir adamı alıp başlıyor böğürmeye.

McCarthy, Sovyetler’in atom bombasına sahip olduğunu görüyor, Amerikan halkının da bundan duyduğu korkuyu fırsat sayıp, bir gün senatoda ayaklanıyor: ‘Dış işleri Bakanlığı Komünist kaynıyor!’

Ne bir savcı vardır ortalıkta... Ne bir polis gücü... Sadece FBI Patronu Hoover. Ancak, McCarthy’nin dışişleri bakanlığıyla ilgili savı kısa sürede çürütülünce, bu kez döner Hollywood’a:’ Bütün oyuncular, yapımcılar, yönetmenler komünisttir!’ diye haykırır!

Ha bakın orada destek bulur. Başta Elia Kazan’dan... Sonra Robert Taylor,Gary Cooper gibi dönemin dev oyuncularından. Ama bir çok oyuncu, yazar ve yönetmen, Senato Araştırma Komisyonu’nun daveti üzerine Washington’a gitmesine karşın, ‘Saçmalıyorsun Senatör... Biz Komünist değiliz,olanlarsa İkinci Dünya Savaşı’nda baş müttefikimiz olan Sovyetler Birliği’ne destek vermek için olmuştur!’ der.

McCarthy’nin bu pislik atma kampanyası da MGM, Goldwyn, Republic, Fox vs., gibi stüdyoların işine gelir. Kara listeye alınan yazar ve yönetmenlerin adlarını değiştirir, eski ücretlerinin yarısına ya da çeyreğine çalıştırırlar zavallıları.

Oyuncularsa başta İngiltere olmak üzer İtalya ve Fransa’ya gider iş bulmak ve McCarthy ahlaksızlığının son bulmasını beklemek için!

Savcılık soruşturması, Yargıç falan yoktur ortalıkta. Mc Carthy’nin, FBI Patronu Hoover’la yaptığı bir konuşmanın belgesi daha sonra bir çok kitapta yayınlanmıştır; ibret olsun diye okuyun; ve bu gün olanlarla ilgisizliğini anlayın:

McCarthy : Yahu Edgar (Hoover) bana acele Dışişlerinde çalışan 300 Komünistin adı gerek...versene şunların adını?

Hoover : Dışişleri Bakanlığı’nda Komünist ne arasın? Hepsi bizim güvenlik soruşturmamızdan geçiyor zaten... Nereden bulacağım sana 300 kişiyi.. ‘McCarthy: Ben bu işe senin iteklemenle girdim, ne yap et bul bu isimleri bana! Yoksa yandım...

Sonunda 300 değil ama 42 kişinin adı okunur Senato kürsüsünden... Hepsi de yalandır tabi...

Ha niye ABD başkanları Hoover’ı atamaz? Çünkü Hoover’ın elinde başkanlarda bütün seçilmişlere, basın yayın kuruluşları patronşlarına vs., kadar herkesle ilgili dosyalar vardır... Dahası, Walter Winchell gibi dönemin ünlü yazar ve radyo programcılarına bilgi sızdırır; yani gerçek anlamda yandaş medya yaratır! Kısacası, korku belasına herif ölene kadar FBI’nın tepesinde oturur! Öldüğü gün Washington’da davet üzerine davet verilir!! İnsanlar sokaklarda dans eder!

McCarthy’nin canınaysa, savcılar ve senatonun kendisi okur... Adam rezil olur... Yalanları yüzüne vurulur... Ve herif alkolik de olduğundan, hepatit ya da sirozdan 47 yaşında ölür.

İşin içinde hukuk yoktur. Savcı yoktur. Yargıç yoktur. Açılmış bir tek dava yoktur... Uyduruk bir Senato Soruşturma Komisyonu vardır. Ha McCarthy niye bu kadar azar kudurur? Çünkü Katolik’tir. Kennedy ailesi de Katolik olduğundan, akıllara ziyan servetini kullanarak, McCarthy’e arka çıkar. Bu da başlı başına akıllara ziyan bir öyküdür... Yeri gelirse anlatırım!

Şimdi Türkiye’de olan bitenin ne ‘İmperium Pavori’yle ilgisi vardır. Ne McCarthy dönemiyle...ne de NAZİ sapıklarıyla..

Türkiye’de soru şu:

Mart 1992’de ‘kanlı Nevruz’ u kim tezgahladı? Hani resmi kayıtlara göre 57, sivil toplum örgütlerine göre 113 kişinin öldürüldüğü?

Taksim katliamı kimin işidir?

Rahmetli Uğur Mumcu’yu kim öldürdü? Öldürüldüğünde PKK-devlet ilişkisini irdeleyen bir kitap yazıyordu!

Adnan Kahveci ve eşi nasıl öldü? Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’i kimler niye öldürdü? Turgut Özal ve Bülent Ecevit suikast girişimlerinin perde arkası? Madımak Oteli’nde öldürülen pırıl pırıl aydın 37 kişinin gerçek katiller kim? Liste uzuyor da uzuyor... Bahri’ye Üçok’lar, Muammer Aksoy’lar.. Hiram Abbas’lar..Hrant Dink’ler..

Tarihte ilk kez bu konular irdeleniyor... O da az biraz... İnsanlara sorular soruluyor... Kimi üç beş saat sonra evine yollanıyor... Kimi göz altına alınıyor... Savcı var, mahkeme var... Savunma avukatları var... Bu iş rezilliktir, korku imparatorluğudur, DP’nin 1960’da (hangi akla hizmeten kurduğu anlaşılmaz), tahkikat konisyonu saçmalığını yeniden kurmak istiyorlar diye bağıran medya var... Televizyonların gözü önünde oluyor her şey.... Muhalefet partisi kürsülerden ağzına geleni söylüyor...

Bunun, Korku İmparatorluğu ya da McCarthy’le, Stalin’le ne ilgisi var?

Ha Türkiye’yi Batı ittifakından koparıp, Rusya’yla Çin’in kıçına kuyruk gibi takmak isteyenler de var...degileri de ... gazeteleri de...televizyonları da... Bağırıp çağırıyorlar, parti kurup seçimlere giriyorlar yüzde 1 bile oy alamıyorlar...o başka...ama var!

Burada asıl yıkılmak istenen, gerçek, Korku İmparatorluğu, o faili meçhulleri yaratanların egemenliğidir. Zaten davaya da ERGENEKON değil, GERÇEK KORKU İMPARATORLUĞU’NU ORTAYA ÇIKARMA davası dense çok daha iyi olurdu! Başarıya ulaşır mı ulaşmaz mı... Bunca toz dumanın arasında yok olur gider mi? Birlikte göreceğiz... Ömrümüz yeterse!!



Bu haber 607 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,801 µs