Soner Yalçın TSK'ya kılçık attı

23 Ocak 2009 14:32 tsi
Soner Yalçın, Gölcük'te trafik kazası sonrası hayatını kaybeden 6 Deniz Kuvetleri Mensubu'yla ilgili kurduğu teoride TSK'ya bir tahrik kılçığı attı ama yakalandı!

Soner Yalçın'ın yayınladığı Oda TV'de önceki gün, Gölcük'te meydana gelen ve 6 Deniz Kuvvetleri mensubunun hayatını kaybettiği trafik kazasıyla ilgili bir haber yayınlandı.

Habere göre, 6 denizcinin bir otomobile sıkışık biçimde binmesinin nedeni "parasızlık"mış.

"Denizcilerin Neden Şehit Düştüğünü Açıklıyoruz" gibi iddialı bir başlıkla yayınlanan habere göre 6 denizci hayatını düşük maaşlar yüzünden kaybettiler.

Haberle yapılmak istenene geçmeden önce haberdeki mantık hatalarına kısaca değinelim. Öncelikle, TSK mensupları servislerle evlerinden alınıp evlerine bırakılıyorlar. Ayrıca gün içinde görev için yaptıkları seyahetler de her birlikte yeterli sayıda bulunan askeri araçlarla sağlanıyor. Denizcilerin dönüşte kaza yaptığı mesleki kursa götürüp getirecek araçlar da bu tip görev kapsamına alınıp sağlanıyor.

Ancak bir otomobile 6 kişi binme olayı, Türkiye'de zengin fakir demeden hemen herkes tarafından bazen yapılan bir uygulama. Kazanın olduğu gün de denizcilerin servis beklemeden erken dönmek için bu yola başvurdukları belirtiliyor.

Ancak bu mantık hataları çok önemli değil, önemli olan Soner Yalçın'ın bu haberiyle ne yapmaya çalıştığı?

Kazanın nedeni diye maddeler halinde verilen listenin her satırında "maaş konusunda" Ordu tabanıyla Hükümeti birbirine düşürme çabası sırıtıyor. Erdoğan/Başbuğ, Unakıtan/Ergun Saygun görüşmeleri gibi ikili görüşmelerde bu konunun ele alındığı kesin bilgiymiş gibi sunuluyor.

Metinde yeralan "Orgeneral Ergun Saygun, Genelkurmay 2’inci Başkanlığı döneminde 2 kez Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la görüşüp ücretlerde iyileştirme yapılmasını istedi. Ancak her defasında sert biçimde “ret” cevabı aldı. Bu görüşmelerde yaşanan gerilim, halen pek çok birlikte kulaktan kulağa aktarılıyor." ifadelerinde, belirtildiği gibi aslında "kulaktan kulağa aktarılan" böylesi bir durum yok. Ama bu istendiği için metne böyle yerleştirilmiş.

Tıpkı "Kulaktan kulağa aktarılan bilgilere göre Unakıtan, askerlere kolay randevu vermiyor. Askerler ise randevu taleplerinin üçüncü, beşinci defa da karşılanmasına tepkili." cümlesinde olduğu gibi. Böyle bir tepki istendiği için "kulaktan kulağa" gibi izafi ve hiçbir kanıt içermeyen cümleler, oluşturulması düşünülen tepki unsurunun önüne yerleştirilmiş.

Yine Başbuğ'un da Başbakan'ı sırf bu nedenle ziyaret ettiği ancak Erdoğan'ın kendisini "refüze" ettiği bilgisi de benzer bir mantık açısıyla yazılmış. TSK mensupları arasında sıkça kullanılan "refüze" deyiminin seçilip buraya monte edilmesi de ayrıca dikkate değer bir durum.

Yazının sonuna yerleştirilen "Özü itibariyle altı denizci, parasızlıktan hayatını kaybetmiş görünüyor. Yakınlarına sabır diliyoruz." ifadeleri ise, akılda bırakılmak istenen "kılçık"...

Oysa aynı mantık örgüsüyle gidilirse, TSK mensuplarından çok daha düşük ücret alan, evlerinden servisle alınıp servisle bırakılmayan, mesai saatlerindeki görevlere otobüsle gitmek zorunda kalan normal kamu çalışanları da "hükümet para vermedi öldüler" biçiminde yorumlamak gerekiyor.

Oysa Yalçın'ın böyle bir derdi yok. O atacağı "kılçık"la alacağı verimin peşinde.

Bu haber 922 defa okundu.