GÖR bu blöfü ANKARA!

22 Ocak 2009 16:52 tsi
Türkiye’nin Gazze’de yaşananlar nedeniyle İsrail’e yönelik sert çıkışına, Tel Aviv ve ABD’deki diasporanın çok kızdığı söyleniyor. Bir çok yorumcuya göre İsrail bunun altında kalmayacak. Peki ama nasıl? Kolay; ateşi ‘maşayla&

Devlet katındaki öngörüleri bilmek elbette zor ama, bugünlerde en beklenmedik, en şaşılası gelişme ne olur dense, dün Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye ilişkin sözleri ilk üçe rahatlıkla girerdi.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları konusundaki dış politika önceliklerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, "Ermenistan, Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için özveride bulunmayacak" dedi.

Yine Nalbantyan, 1915 olayları hakkındaki iddiaların uluslararası alanda tanınmasına yönelik çabalarını da hiçbir biçimde durdurmayacaklarını, Türkiye'nin önkoşulsuz olarak Ermenistan sınırlarını açması ve diplomatik ilişkileri kurmasından sonra Erivan’ın hükümetlerarası komisyon oluşturulmasını kabul edebileceğini söyledi.

Hoppala paşam...

Nalbandyan’ın sözlerine eklediği, "Türkiye ilişkilerimizi normalleştirerek bize bir iyilik yapmıyor" sözleri de düşünüldüğünde, aynı konuşmada örneğin, Kafkasya  Platformu’na katılacakları veya Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın çözümün yakın olduğu yönündeki açıklamalarına uyumlu sözcükleri olmasa, iki ülke arasında başlayan yakınlaşmanın böylece sonlandığı sonucuna bile varılabilir.

Peki ama Ermenistan’ı bu kadar celallendiren ve büyük harfli meydan okumalara yönlendiren neden ne?

Zira, Türkiye açısından son durum, artık detaylarına girmeye gerek duyulmayacak biçimde iki ülke arasında bir yakınlaşma, en azından sıcak dialog ortamları inşa edildiği yönündeydi.

Doğal olarak bu radikal dönüşün zamanlaması ve gerekçeleri elbette merak edilmeli.

Ermenistan’ın günü bugün mü?

Ani değişikliğin temelleri konusunda bir çok uzmanın ve gözlemcinin çeşitli teorileri mevcut. Bunların başında gelen teori, sözde Ermeni soykırımının tanınacağına ilişkin büyük sözler veren ABD’nin yeni Başkanı Obama.

Önümüzdeki 24 Nisan’da ABD’de yeniden gündeme gelmesi beklenen tasarı bu sürece eklendiğinde, Erivan’ın bir tür “gün bugündür” bakışı ile hareketlenmesi olabilir.

Çünkü hem ABD’deki hem de Türkiye’de ABD’yi yakından izleyen bir çok göz, bu sefer 24 Nisan’da gerçekten de Türkiye’yi üzecek bir sonucun çıkmasının mümkün olduğunu söylüyor uzun zamandır.

Oysa, Türkiye-Ermenistan arasındaki yakınlaşmanın açtığı kulvarlar her türlü sorunun görüşülebileceği, Erivan ve Ankara’nın sıkıntılarını aşabilecek noktaya gelme hevesindeydi.

Yani bu tez önemli ve doğruluk payı olabilir ama tek başına Ermenistan’ın dönüşünü açıklamaya yeterli değil.

İsrail’in derdi Ermenistan’ı gerer mi?

Şaşkınlığı açıklamaya çalışan bir başka sık dillendirilir iddia ise, İsrail’in Türkiye’ye kızgınlığını anlatıyor. İsrail’in ve ABD’deki efsanevi diasporanın, Gazze’de yaşananlar yüzüden Türkiye’nin yaptığı sert çıkışları unutmayacağı yönünde.

Bu düşünce sistematiği konuyu doğrudan, Ermeni sözde tasarısı için çoğu zaman Türkiye’nin yanında yer alan İsrail lobisinin bu sefer kıpırdamayabileceği fikrine götürüyor konuyu. Ya da daha kötüsü, onların da destekleyeceği düşüncesine.

İşte bu yüzden deniyor, “Ermenistan arkasında İsrail’i ve lobisini hissetmiş olabilir.”

Esasında halihazırda Ermenistan yönetiminde bulunan kesim seleflerinden farklı biçimde İsrail’e sıcak bakan bir iktidar. Pek bilinmiyor ama dün konuşan Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan, Nisan 2008’de Ermenistan’ın Tel Aviv büyükelçisiydi.

Keza aynı yılın Haziran başlarında İsrail basını, Nalbantyan’ın, “Ermenistan İsrail’le ‘samimi’ ilişkiler geliştirmeye hazır” açıklamasını duyuruyordu.

Hillary Clinton’ın danışmanı olup Amerikan Yahudileri Komitesi’nin başkan yardımcılığını yürüten Peter Rosenblatt da, 30 Mayıs’ta Erivan’a ziyaretinde, Başbakan Tigran Sarkisyan’a, “İsrail ile Ermenistan’ı birbirine bağlayacağını” müjdeliyordu.

Erivan’da İsrail ile yakınlaşmaya itiraz eden ciddi muhalif gruplar da var ve sesleri de hayli gür çıkıyor. Bunlara göre Ermeni yönetimi İran’a karşı İsrail tarafından kullanılıyor.

Sesi daha gür çıkan yönetim içinse açıkça söylemeseler de, İsrail ve ABD ile yakınlaşmak, Türkiye’yi sözde soykırım meselesinde sıkıştırabilecek.

Ankara’nın fikri?

Peki bu düşünce zinciri gerçekten doğruysa, yani İsrail’in bir yandan Kafkaslar’daki ve İran’a karşı bir yandan da Türkiye’ye kızgınlığı yüzünden Ermeni iddialarını destekleyeceği görüntüsüyle Erivan’ı desteklediği iddiası doğruysa Ankara ne yapmalı?

Bu konu henüz yeni. Ancak Ankara’da İsrail’in işi o kadar ileriye götürmeyeceğini düşününler var. Yani 24 Nisan’da sözde Ermeni soykırımı tasarısını desteklemeye.

Fikrin savunucularına göre İsraili durduracak nokta çok basit. Evet, İsrail Türkiye’ye kızmış olabilir ve bunun acısını çıkartmak için girişimlerde de bulunabilir.

Ama bunu Ermeni tasarısını destekleyerek yapmaz. Çünkü böyle yaparsa, tüm yakın tarih ve tüm dünyada kendisine bitmeyen bir güç getiren “genocide tekeli”ni yitirmiş olur.

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,637 defa okundu.