Ortadoğunun tüm derdi İran | " /> Ortadoğunun tüm derdi İran | "/>

En Sıcak Konular

Ortadoğunun tüm derdi İran

22 Ocak 2009 14:12 tsi
Ortadoğunun tüm derdi İran Gazze kıyımı boyunca hep sorduk: Neden Arap devletleri bu kadar sessiz diye. Cevap Ahmet Davutoğlu'ndan geldi...

Ardan Zentürk / Star

Araplar...İran ve Türkiye

Türk dışişleri stratejisinin şekillenmesinde son altı yıldır önemli rolü olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun, pazartesi günü, Türkiye'nin Gazze'de sağlanan ateşkes sürecinde üstlendiği önemli rolün ana çizgilerini aktarırken söylediklerinden ortaya çıkan tablo, aslında, "Araplar susarken neden bizim başbakan bu kadar öne çıkıyor" sorusunun da yanıtlarını içeriyordu...

O tablo, adına Ortadoğu dediğimiz dipsiz kuyuda "birden fazla cepheleşmenin" olduğunu göstermesi bakımından önemliydi...

Doğrudur... Ortadoğu bugün hala, "Mısır'sız savaş, Suriye'siz barış olmaz" dengesinin hüküm sürdüğü "çok fazla karışık" bir coğrafya...

Zaten, Hamas ile İsrail arasında "karşılıklı" ateşkesin (tek taraflı ateşkesin hiçbir anlamı olmadığını anlatmama gerek yok sanırım) sağlanması için mekik diplomasisinin tüm inceliklerini gösteren Türk heyetinin, esas mücadeleyi Kahire-Şam hattında vermiş olması bile, bölgenin karmaşıklığını göstermesi bakımından önemlidir... Burada not edilmesi gereken iki Arap devletinin Türkiye aracılığıyla konuşuyor olmasıdır.

"Arap Birliği", İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra 22 Mart 1945 yılında kuruldu. Daha savaş sürerken böyle bir birliğin kurulmasının ve tüm Arap coğrafyasının sorunlarıyla ortak zeminde ilgilenmesinin yolunu açan belgelere ilk imza koyanlar dönemin Suriye lideri Cemil Mardam Bey, Suudi Arabistan Kralı Faysal ve Mısır Kralı Faruk'tu... Arap dünyası, 2005 yılına kadar, üyelerinin başkentlerinde yaşanılan tüm devrimler, savaşlar ve kargaşaya rağmen normal işlevini sürdürmeyi de başardı...Ve her zaman, üç başkent, Şam, Kahire ve Riyad bu birliğin en önemli unsurları oldular...

Fakat, son üç yılda yaşanılanlardan anladığımız şudur...

Ortadoğu, artık İsrail-Filistin çelişkisinin çok ötesinde bir noktaya doğru ilerlemektedir...

Bu süreç, "Sünni Arap devletleri" ile İsrail'i neredeyse aynı cephede buluşturabilecek çok kritik alarm sinyalleri vermektedir.

Ortadoğu'nun "asıl çelişkisi" İran'la yaşanılmaktadır.

1. İsrail, Saddam Hüseyin'in Irak'ından sonra, kendisini en sert ve net şekilde tehdit eden İran'ın da "yıkılması" için elinden gelen bütün stratejileri geliştirmektedir. Amaç, İran-Amerika gerginliğini tırmandırıp, şartları iyi kullanarak, İran'ın nükleer silahlara ulaşmadan yıkımını sağlamaktır. İsrail, Lübnan'ın güneyi ve Gazze'de esas olarak İran'la savaştığına inanmaktadır.

2. Suudi Arabistan-Mısır-Ürdün üçgeninde şekillenen "Sünni Arap cephesi" aynen İsrail gibi düşünmektedir. İran'ın Şii yayılmacı bir güç olarak Irak ve Lübnan'ın güneyindeki siyasal gücü, Gazze Şeridi'ne hakim olması bu cepheyi yaratmıştır.

3. Bu nedenle, İran'la sıcak ilişkiler içindeki Suriye, her zaman, Mısır ve Suudi Arabistan'ın karşısında bir Arap devleti olarak değerlendirilmektedir. Mısır-Suriye ilişkileri tarihin en sert döneminde geçmektedir. Suudi Arabistan, Suriye'nin Lübnan'daki gücünü kırabilmek için her şeyi deneyebilecek bir görüntü sergilemekte, Irak'taki Sünni gruplar, Şii Araplar'a karşı bütün bir Arap dünyası tarafından desteklenmektedir.

Bu nedenle, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Hamas varlığına veya Lübnan'daki İsrail destekli Hıristiyan grupların Hizbullah'a karşı harekatları, Araplar tarafından "İran'ın kolunu kanadını kıracak müdahaleler" olarak değerlendirilmektedir.

Şimdi anladınız mı, Türkiye konuşurken, pek çok Arap devleti neden susuyor...

Ortadoğu, tarihinin en garip döneminden geçiyor. İran yayılmacılığını durdurmakta kararlı Arap devletleriyle İsrail'in ortak noktalarda buluşabildikleri garip ve perde arkasının anlaşılması çok güç bir dönem bu...

Cepheleri sayalım daha iyi anlaşılacak:

- İsrail-Hamas

- Hamas-El Fetih (Batı Şeria'ya hakim Mahmud Abbas yönetimi)

- İran-İsrail

- İran-Sünni Arap dünyası

- Suriye-İran karşıtı Araplar

Daha da detaylanabilir ama, bu tablo bile günümüz Ortadoğu'sunun durumunu yansıtmaya yetiyor...

Türkiye'nin rolü

Yine Prof. Dr. Davutoğlu'nun söylediklerine dönecek olursak, Türkiye, bütün bu cepheleşmelerin dışında kalmayı başarmış, hatta, bu cepheleşme içindeki bütün devletlerin ortak güvenini kazanmış tek bölge ülkesi...

Olacak şey değil gibi görünüyor ama, gerçekten öyle... İsrail, Suudi Arabistan, Mısır, Hamas, Mahmud Abbas, Suriye, İran... Bütün bu devlet ve yapılanmalar, Türkiye ile konuştuklarında "başka bir tarafa satılmayacaklarından" emin konuşuyorlar...

Bu, önemlidir...

Katar'ın önlenemez yükselişi

Bütün bu gelişmelerde Türkiye kadar yükselen bir başka önemli bölge unsuru daha var: Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Khalifa Al-Thani. "Reformcu" çizgisiyle Arap dünyasına El-Cezire gibi "liberal TV yayıncılığını" kazandıran Katar Emiri'nin son dönemde, "dengeli Arap milliyetçiliğini" öne çıkartan ve bu diplomasisini üstün para gücüyle destekleyen (Hamas kontrolündeki Gazze'ye daha kimse elini cebine atmadan yaraların sarılması için 250 milyon dolar göndermesi gibi) politikaları dikkat çekiyor. Katar, "Türkiye ile omuz omuza" Lübnan'daki çatışmaları durduran, Gazze'deki gelişmelerde ağırlık koyan, hatta, Körfez'in geleneksel gücü Suudi Arabistan'ı artık gölgede bırakan bir görüntü içinde... Bu ülkeyi, Ortadoğu'nun yeni denkleminde yakından izlemekte yarar görürüm...



Bu haber 471 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,058 µs