üç jeopolitik seçenek | " /> üç jeopolitik seçenek | "/>

En Sıcak Konular

Önümüze konulan üç jeopolitik seçenek

21 Ocak 2009 13:03 tsi
Önümüze konulan üç jeopolitik seçenek Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen Ergenekon operasyonu arkasında şimdilik gözükmeyen dış dinamiklerin senaryosunu anlatıyor...

Nejat Eslen / Radikal

Günlük magazin haberlerine ve yorumlara kapılarak Ergenekon sürecini anlamak zor. Çünkü, Ergenekon basit bir çete operasyonu değil ve bu süreç Ortadoğu’nun değişen dinamikleri ile yakından ilgili.

Türkiye’nin en ciddi sorunu, çok kutuplu dünya düzenine geçişi yaşayan yeni küresel sisteme adaptasyonu ile ilgili ve Ergenekon süreci ( veya projesi) bunun tam da içine  düşüyor.Türkiye’nin yeni uluslararası sisteme en az hasarla adaptasyonu ise Ergenokon için arkeolojik kazılar yapmakla değil, bu süreci anlamakla, tanımlamakla ve bu konuda korkular değil düşünceler üretmekle gerçekleşebilir.

Ergenekon sürecinin varsa suçluları ayıklanmalı ve cezalandırmalıdır. Ancak, dünyanın hızlı bir değişim sürecine girdiği, Soğuk Savaş döneminin kalıplarının değiştiği, ne iki kutuplu ne de tek kutuplu düzene benzemeyen yeni ve farklı, çok kutuplu bir uluslararası sistemin oluştuğu, bu sistemde yeni güçlerin ve güç merkezlerinin ortaya çıktığı, küresel ekonominin ve jeopolitiğin ağırlık merkezlerinin Atlantik’ten Pasifik’e kaydığı, küreselleşmenin etkin aktörlerinin çoğaldığı da bilinmelidir.

Yaşanan süreçte,  küresel ekonomik krizin çok kutupluluğa geçişi hızlandıracağı,bu krizin ABD ve Avrupa ekonomilerinde yıkıcı etkiler yaratırken  ABD’nin jeopolitik etkinlik alanını daraltacağı, Çin ve Hindistan gibi Asya ülke ekonomilerinin küçülseler bile Batı ekonomilerine oranla bu krizden avantajlı çıkacağı, bunun bir sonucu olarak  Çin’in üretim kapasitesinin küçülmeye başlayan ABD üretim kapasitesine tahmin edilen süreden önce erişeceği, bütün bunların Avrasya’daki dengeleri değiştireceği, tüm  bu gelişmelerin ise Avrasya boyutunda tehdit ve fırsat algılamalarının yeniden tanımlanmasını gerektirdiği de anlaşılmalıdır.

Suç işleyenler ayıklanmalı ve cezalandırılmalıdır. Ancak, bütün bu gelişmeleri Avrasya boyutunda değerlendirenler ve Türkiye’nin yeni küresel sisteme uyumu için düşünce üretenler potansiyel bir Ergenekon suçlusu gibi görülmemelidir.

Konu daha da somutlaştırılacak olursa, yeni uluslar arası siteme adaptasyonu ile ilgili olarak Türkiye’nin üç jeopolitik seçeneğinin olduğu ve yeni sürecin denge politikaları üzerine inşa ederek sürdürülemeyeceği söylenebilir.

Birinci seçenek, Türkiye’nin AB’ye entegrasyonu ile ilgilidir ve bu seçenek mevcut yönetim tarafından derin dondurucuya yerleştirilmiştir. Ayrıca AB, Türkiye’nin sorunlarını, nüfus ve coğrafya büyüklüğünü hazmedilemez bulmakta ve zaman içinde çıkarlarına ters düşecek olsa da Türkiye’yi dışlamaktadır.

İkinci seçenek

İkinci seçenek, ABD’nin arzu ettiği seçenektir ve bu seçeneğe göre Türkiye’nin  Avrasya’ya kayması önlenecek, bu amaçla  Türkiye AB’nin yapısına demirletilecek, Ilımlı İslam kimliği ile Ortadoğulaştırılacak ve  modernleşmek isteyen Ortadoğulu ülkelere yeni jeopolitik kimliği ile model olacaktır.( Bunu ABD istihbarat raporları söylüyor) Bu seçenek doğal olarak dayatılan yeni kimlik  nedeni ile  Türkiye’nin mevcut rejimini zora sokarken, AB üyeliği şansını sıfırlayacaktır.

Üçüncü seçenek

Üçüncü seçenek ise birinci ve ikinci seçenekleri uygun görmeyen, yeni uluslararası sistemi daha iyi okumaya çalışan ve bağımsız politikalarla Avrasya’ya açılmak isteyenlerin seçeneğidir ve bu seçeneği benimseyenler potansiyel Ergenekon suçlusudur. İşte Türkiye, yeni uluslararası sisteme adaptasyon sürecinde, bu seçenekler arasındaki mücadeleyi ve gerilimi yaşıyor ve bu mücadele Ergenekon olarak günlük hayata yansıyor.

Türkiye’nin bu süreçten ve mücadeleden kaçınması mümkün değil. Kontrol edilebilir ve edilemez iç ve dış dinamikleri olan bu sürecin nasıl sona ereceği da belli değil. Süreç sona erdiğinde, Türkiye jeopolitik kimliğini ve rejimini yeniden tanımlamış olabilecek. Bu süreç tamamlandığında, Türkiye geleceğini, devletin kimler tarafından ve nasıl yönetileceğini de belirleyebilecek. Dinamik bu süreçte yapılan hatalardan geriye dönüş olmayabilir. Bu süreç, rövanş duygularından arındırılmış akılcılığı gerektiriyor. Bu süreç, adil yargı kadar devlet aklına da ihtiyaç gösteriyor.



Bu haber 615 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,435 µs